✳️ Yepyeni bir bölümle karşınızdayım.
✳️Geçen bölüm kavgalar,kazalar eksik olmamıştı. Bakalım bu bölümde neler olacak?
✳️Oy ve yorumu lütfen eksik etmeyin❣️🍒
💛Umarım,beğenerek okuyorsunuzdur.
Multi:Zeynep
....
Aşk neydi sizce? Bu üç harften oluşan kelime ne anlam ifade ediyordu insana? Kimisine göre sevginin ötekileşmiş hali, kimisine göre de saçma zırvalıklardan biriydi. Peki siz hiç kendinize bu soruyu sordunuz mu nedensizce? Hayatımın neresinde bu duyguya yer verdim diye hiç kendinizi sorguladınız mı?Ben sorguladım. Nedenini bilmeden, sadece kalbimin sesini dinleyerek bir sonuca varmaya çalıştım ve cevabını da buldum. Masmavi bir denizken,kapkaranlık bir okyanusa tutulmaktı bence aşk. Ondan kaçarken bile yine ona sığınmaktı. Neden diye söylediğinizi duyar gibiyim. Ben de sizi daha fazla merakta bırakmadan cevaplayayım o zaman.
Hastaneden gelişimin ardından tam tamına iki hafta geçmişti ve bu iki hafta bir o kadar da rutin geçmişti. Berke ile bir kez olsun bile konuşmamıştık. İlk günler sinirden dolayı aramayı düşünmesem de sonradan merak etmiştim işte. Lakin bir kez de o alttan alsın istemiştim ama o bir kez olsun aramayı bırak mesaj bile atmamıştı. Ta ki bu sabaha kadar.Sabah dolmuştayken Berke'den bir mesaj gelmişti.
Okul çıkışında beni fakültenin önünden alacağını yazmıştı. Ben ise sadece tamam demekle yetinmiştim. Onunla yeniden eski günlerimize dönmek istiyordum ama öncesinde aşmamız gereken sorunlarımız vardı.Şu an ise okulun bahçesindeki bankta oturmuş Berke'nin gelmesini bekliyordum.
Evet,nihayet okuluma kaldığım yerden devam etmiştim. Kazadan dolayı iki günlüğüne kafeye gidemesem de Halil amca herhangi bir sorun etmemişti. Her gün düzenli olarak okul çıkışında kafeye gidiyordum.Tabi ki haftasonları evdeydim. Ev işi ve ödevlerimi zor olsa da bu iki güne sığdırmayı başarmıştım. Zaten öğrenci olduğum için de Halil amca kurallarda biraz esneklik sağlıyordu. Bugün için ise kafeden iki saatlik izin almıştım. Artık bir an önce Berke ile sorunlarımızı çözüp tekrar eski halimize dönmemizi istiyordum.
Ben böyle düşüncelere dalmışken gördüğüm sulietle yavaşça ayağa kalktım. Bir an gelmeyecek diye korksam da karşımdaydı işte,gelmişti. Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde onun da bakışları beni bulmuştu. Konuşmam gerekti değil mi?
"Merhaba Berke"
"Merhaba Zeynep,istersen hiç uzatmadan bir kafeye gidelim ne dersin? Hem acıkmışsındır belki"
"Olur,hem bir an önce de konuşmuş oluruz"
"Tamam,öyleyse. Araba okulun önünde hadi gel gidelim"
Uzattığı eline baktıktan sonra hiç düşünmeden tuttum. Ha,belki beni yargılayacaksınız hemen affettin diye ama ben onunla sadece dargınım ayrı değil. Hem benim ondan başka kimsem yok ki .Hatta birkaç tane konuştuğum kişi olsa da yakın bir arkadaşım bile yoktu. Belki beni kırmıştı ama yine kırgınlığımı geçirecek olan da oydu. Nereden bilebilirdim ki bende en büyük kırgınlığı da onun bırakacağını. Benim çevremin aksine onun gayet geniş bir çevresi vardı. Bunda elbette mesleği büyük bir etken olsa da yeni insanlarla tanışmayı fazlasıyla severdi.
Beni birkaç defa onlarla tanıştırsa da pek kaynaştığım söylenemezdi. Sanırım pek arkadaşcanlısı bir insan değildim. Onu seviyordum. Üç yıl önce hayatıma izinsizce girse de şimdi hiç çıkmasın istiyordum .Eminim,benim yerimde olsanız siz de aynı şeyi yapardınız. Ben sevgiye aç bir insandım. Ben Berke'ye muhtaçtım. O yüzden bu dargınlıklar aramıza girmesin istiyordum ama bu olanları da daha fazla görmezden gelemezdim. Aslında amacım onu biraz süründürmekti ama bunun yerine doğrudan onunla konuşmaya karar vermiştim.
....Kafeye geleli yaklaşık yarım saat olmuştu. Siparişlerimiz de gelince nihayet konuşma vaktinin geldiğini anladım. Onun konuşmaya başlamayacağını anladığımda sözü ben devraldım.
"Berke artık bir şeyleri konuşma vakti gelmedi mi sence de?"
"Biliyorum,zaten o yüzden burada değil miyiz? Seni dinliyorum canım"
Yine o masum ifadesini takınsa da bu defa hemen yumuşamayı düşünmüyordum.
"Bundan tam iki hafta önce sence neredeydim Berke?"
Tabiki de iki haftadır aramadığı için kaza geçirdigimi de bilmiyordu. Tamam,belki çok önemli değildi ama en azından bir telefon edebilirdi bence ya.
"İki hafta önce mi? Iıı...Ihh buldum okul...okuldaydın. Hatta ilk günüydü değil mi ? Neden sordun ki?"
"Ben o gün kaza geçirdim"
Kaza lafını duyar duymaz gözleri faltaşı gibi açılmıştı bile. Bedenimde yara bere bulamadığı için de haliyle şaşırmıştı.
"Ne? Ne kazası Zeynep?"
Tabiki de ona otobüse çarptığını söylemeyecektim. Zaten yeterince kişiye alay konusu olmuştum.
"Bir trafik kazası diyelim detaya girmeden. Peki sen neden iki haftadır bir kez olsun bile aramadın?"
"Zeynep bak böyle olması gerekiyordu . Iıh..Iı Sanırım sana her şeyi anlatma vakti geldi Zeynep"
Allah'ım hep şu filmlerde gördüğümüz sahneyi şu an canlı olarak yaşadığıma inanamıyordum.
"Ne saçmalıyorsun sen? Neyi anlatma vakti geldi ?"
Bu zamana kadar Berke'nin benden bir şeyler saklayacağını açıkçası hiç düşünmemiştim. Herhalde bu durum da benim bu kadar aptal oluşumdan kaynaklanıyordu. Başka kişiler arkamdan bir oyun çevirdiğinde ben her zaman 'oyun dışı' kalıyordum nedense. Sıkıntıyla nefesini dışarı verip bir süre hiç bir şey demeden öylece durdu. Sanırım söyleyeceklerini kafasında toparlamaya çalışıyordu. Sonunda söyleyeceklerini bulmuş olmalı ki gözlerini benim gözlerime dikti. Ben de merakla onun ağzından çıkacak o zehirli sözleri bekledim.
Neden mi zehirli diyorum? Çünkü eğer güzel bir haber verecek olsaydı Berke'nin bu tepkileri vermesi çok yersiz olurdu. Onu tanıyordum.Sonuçta kaç yıllık ilişkimiz vardı değil mi? Ya da ben sadece tanıdığımı zannediyordum.
"Zeynep,bak öncelikle konuşmaya başlamadan söyleyeyim. Ben seni seviyorum tamam mı? Bunu hiç unutma"
Cevap vermek yerine sadece başımı onaylarcasına aşağı yukarı sallamıştım. Aslında beni sevdiğini öyle pek söylemezdi ilişkimizde ve Berke gibi böyle adamlar sevdiğini sadece zorda kaldığında söylerdi.Korkuyordum. Dudaklarının arasından çıkacak birkaç kelimenin bende yaratacağı yıkımdan korkuyordum. Bir an önce tüm sırlar açığa çıksın,ben de köşeme çekilip payıma düşen acıyı çekmek istiyordum. Artık bu suskunluğunu bozması için ona bakmaya başlamıştım. O da sanki halimi anlarmış gibi tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Biliyorsun,bizim senle neredeyse üç yıllık bir ilişkimiz var. Haliyle de artık seni çok iyi tanıyorum ve bu konuda da bana anlayış göstereceğini düşünüyorum"
"Han...hangi konuda?"
"Zeynep bana güveniyor musun?"
Bana bir anda sorduğu soruyla aklımda filizlenen şüphe tohumlarına bir türlü engel olamamıştım. Bu işin sonu nereye gidiyordu acaba? Konu gitgide tuhaflaşırken nasıl bir şeyin içinde olduğumu merak ediyordum açıkçası.
"Evet de...Ne oldu Berke artık şöyle şunu!"
Sustuğu her dakika bedenime bir ok daha saplandığını hissederken neden diye düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım. Sessiz sakin olan hayatım bu son bir ay içinde yerle bir olmuştu. Her şey o gün başlamıştı. O kaybolduğum geceden sonra her şey değişmeye başlamıştı. Gerçi o gün o sokağa girmeme sebep olan da Berke'nin ta kendisi değilmiydi? Sonunda konuşmaya başladığında sanki içimden bir şeyler kopuyor gibi hissetmiştim.
"Zeynep ben seninle...
......
✳️Merhaba,nasılsınız?💕
✳️En heyecanlı yerinde kestim. Hadi bakalım sizce ne diyecek? Yorumlarda bekliyorum cevaplarınızı😻
✳️Doğru tahmin eden olursa bir dahaki bölümü ona ithaf edeceğim.
👉Görüşmek üzere 🥰🤭
![](https://img.wattpad.com/cover/217298871-288-k673143.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN DIŞI✓
Roman pour AdolescentsHer şey,koca bir tesadüf gibi görünen ama aslında karmakarışık bir oyundan ibaret olan o geceyle başlamıştı...Bakışlarıyla bile karanlığa fısıldayan adam,güçlü ama bir o kadar da narin bir kelebek sayesinde ölümün pençelerinden son anda kurtulmayı b...