4.1 Cennetin Fragmanı

665 137 1K
                                    

🐞 Günaydın!!! Nasılsınız bakalım sevgili okurlarım?

🐞Hemen adet gereği kısaca sorayım. Kim,hangi duygu halindeyken okuyor yeni bölümü?

🐞Yorumlarınızı cevaplamak için oldukça heyecanlıyım. Bol yorummmm bekliyoreee!!!

🐞Arkadaşlar yeni karakterimiz seçildi. İsmi kitapta hemen geçmeyebilir ama karakterimiz kadroya dahil oldu:)

🐞 Hepinize keyifli okumalar dilerim ❣️

.......

Beni takmadan ne ara koyduğunu anlamadığım silahını yatağın yanındaki komodinin üzerinden almıştı. Bana hiçbir şey demeden aşağı kata inmeye başlamıştı ki ben de onu yalnız bırakmamak adına arkasından gitmeye başlamıştım. Benden önce kapının önüne varan Aral kapı deliğine bakmadan direkt olarak kapıyı açmıştı. Henüz kapının önüne gelmediğim için ben kim olduğunu göremesem de sanırım zararsız biri gelmişti ki Aral silahını indirmişti.

Ardından benim kapıdaki kişi ile göz göze gelmem ve hemen kapının tam arkasındaki aynadan dağılmış saçlarıma ve şişmiş dudaklarıma bakmam ve tekrardan kadına bakmam sadece bir iki saniyemi almıştı. Aral'ın üst kısmının tamamen çıplak olmasını ve benden pek de farksız olmamasını saymıyordum bile. Zaten Aral ve yüzde yüz zengin olduğu belli olan kokoş kadının konuşmaya başlamasıyla da asıl kıyamet şimdi kopmuştu.

"Aral"

"Anne"

.....

Aral'ın karşımdaki kadına anne demesi ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü desem yeridir. Etrafı derin bir sessizlik kaplamış ve herkes sırayla birbirinin gözlerine bakmaya başlamıştı. İlk önce Aral'ın annesi ile ben göz göze gelmiştim. Hemen ardından bu defa da Aral ile annesi birbirine bakmıştı. Ardından karşımdaki kadın ile bakışlarımız bir kez daha kesişmiş ve bu defa da Aral ile ikimiz birbirimize bakmaya başlamıştık.

Aral'ın suratında daha önce şahit olmadığıma emin olduğum gerçekten şaşırmış bir ifade vardı. Ki bu ifade bir şaşkınlıktan ziyade ne yapacağını ya da ne diyeceğini bilememeye benziyordu. Bu beklenmedik misafirin Aral'ın annesi olması işleri geri dönüşü çok zor olan dik bir yokuşa sürüklemişti. Türk dizilerindeki o meşhur kırk dakikalık bakışmayı biz de kendi içimizde tamamladığımızda artık birilerinin bir şeyler konuşma vakti de gelmişti. Bu konuşma hakkını da konuşmaya ilk başlayarak Aral devralmıştı.

"Anne? Senin burada ne işin var?"

"Ne demek ne işin var? Oğlumun evine gelirken de izin mi alacağım yoksa? Asıl senin bu halde ne işin var ayol?"

"Tabiki de izin almayacaksın ama normalde hiç haber vermeden gelmezsin. O yüzden şaşırdım"

"Valla bu defa da gelmiş sayılmam ki. Evde koskoca yetişkin iki kişi var ama biri de beni içeri davet etmiyor. Bu kapının önünde durmaktan ağaç gibi yere kök saldım vallahi"

Ah Zeynep bir kere de şu olayları akıl edebilsen be kızım! Şimdi burada Nazife Sultan olsa ve şu yaptığımı görse valla beni eşek sudan gelinceye dek döverdi. Kadının daha dakika bir gol bir bana laf sokmasından sonra ben içeri geçmesi için kenara çekilmiştim ama Aral hala put gibi kapının önünde dikilmeye devam ediyordu. Annesinin ve benim bakışlarıma rağmen hala şaşkınlığını üzerinden atamamış olmalı ki bizi gördüğüne bile şüpheliydim. Onu kendine getirmek ve kenara çekilmesini sağlamak için de sol kol küreğimle karnına bir tane geçirmiştim.

OYUN DIŞI✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin