0.5

690 55 10
                                    

Roséanne Park Chaeyoung

Dikkatimi dağıtmaması açısından telefonumu kapatıp çalışma masamın çekmecesine koydum. Hızlıca saçlarımıda toplayıp ödev nasıl yapılıyordu biraz düşündüm.. Şaka yapıyorum tabiki böyle bir şey yapmadım.

Önce kitabımdaki ödevlerimi yapıp deftere geçmiştim. Kapım tıklatıldığında 'Gel' diyip önümde ki deftere bakmaya devam ettim. Masama konulan süt bardağı ile kocaman gülümseyip annemin yanağına öpücük kondurdum. "Kolay gelsin kızıma."

"Teşekkür ederimm~" evet anneme teşekkür ediyordum ama benim garipsediğim başkalarına teşekkür etmemdi. Aklım yine oraya gittiğinde kafamı iki yana sallayarak kendime geldim. Annem odadan çıkmıştı. Sütümden kocaman bir yudum alıp ödevime devam ettim.

Son olarak adımıda yazıp defterimi kapattım. Telefonumu açıp şarja takıp yatağa girdim ve uykuya dalmayı beklerkenki o hayaller bir bir gözümün önüne dizildi.

İlkinde babam beni okuldan almaya geliyordu. Onu gördüğüme çok sevinip boynuna atlıyordum. Dudaklarımda buruk bir gülümseme olduğunda gözlerimin dolmasıda aynı anda geldi. Bu hayatı elbette ben istemiyordum. Dışarıdan bakıldığında ailesi tarafından şımartılan bir kız gibi gözüksemde duygularımı saklamakta zorlandığım için böyle davranıyordum.

Aslında kimsenin ne dediği önemli değildi. Benim tek zayıf noktam, babamın küçükken beni ve annemi terk etmesiydi. Üstelik yanında bir kadınla gelmişti. Cidden o zamanlar hayat bana toz pembe olsada insan büyüdükçe anlıyordu omuzlarında ki babasının terk etmesiyle oluşan yükü.

Her şey liseye başladığım ilk gün değişmişti. Sınıftakiler teker teker kısaca kendini tanıtıyordu. Sıra bana geldiğinde adımı, soyadımı söyledim buraya kadar her şey normaldi. Daha sonrasında şu cümleyi kurdum. 'Annem avukat. Babam ise.. O Yok..' o zaman anladım ki aslında bu çok kötü bir karardı. Çünkü hayat lisede, ortaokulda ki ile aynı olmuyordu. Büyümüş oluyordun, insanlar açığını aramak ve öğrenmek için her şeylerini veriyorlardı. Bense kendi ağzımla onlara bunu söylemiştim. Cidden hayat bana götü ile gülüyordu.

Aslında cıvıl cıvıl olan bir kızdım. Lisede, sürekli tuvaletlerde benimle dalga geçtikleri için ağlıyordum. Yinede asla gülümsememden ödün vermiyordum. İçimde yaşadığım şeyleri ise annem üzülmesin diye ona söylemiyordum.

Sonra zamanla içimde hırçın bir kız kendini göstermeye başladı. Tamam çocuk yanım hala benimleydi ama daha çok hırçın ve etrafına bağırıp çağıran bir kız olmuştum. Sinir krizleri geçirdim ve psikologlara gittim. Her şeyi yapmıştık.. Zamanla duruldum ve şuan ki karakterimi aldım. Annemin yanında yumuşuyor diğer insanlara karşı ise kendimi kapatıyordum, çünkü zayıflıklarımı ancak bu şekilde kamufle edebiliyordum ve bu dışarıdan bakıldığında şımarık bir kız olduğum izlenimini veriyordu.

Küçüklüğümden beri asla şımartılmamıştım. Annem hep elimdekilerle yetinmemi söyleyip beni tembihlerdi. Paramız vardı hemde fazlasıyla ama ona rağmen belirli oyuncak alma günlerimiz vardı ve o günler istediğim iki tane oyuncağı alabiliyordum. Bundan asla şikayet etmemiştim. Yıllar geçtikçe aldığım şeyler oyuncak olmamaya başladı. Süslü püslü barbie bebekler, evcilik malzemeleri, peluş oyuncaklar dikkatimi çekmiyordu artık. Onun yerine bende oyuncak almak için annemin vereceği parayı ondan isteyip biriktirmeye karar vermiştim. O para hala odamda ki minik kasada duruyordu ve hala devam eden oyuncak günlerinde annemin verdiği parayı oraya koyuyordum.

...

Rosiemiz biraz içini döktü...

⚡Bölüm hakkındaki yorumlarınızı alayımmm.. 💜

Bir duyurumuz var Tokyo-Tina ikilisi olarak bundan sonra oy sınırı koymama kararı alıp haftada iki kere belirlediğimiz günlerde ,çarşamba-pazar, bölümleri atacağız.. 💙

⚡I, purple you 💜💜

By: Tokyo

By: Tokyo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin