Roséanne Park Chaeyoung
"Daha gelmedik mi?" Jungkook olumsuz anlamda kafasını salladı. "Ne kadar uzakmış ya." Surat asarak arkama yaslandım.
Bir şey fark ettiğimde gülümsedim. Jungkook' un gözlüğü hâlâ bendeydi. "Beğendiysen senin olabilir." Gözlerimi kocaman açıp Jungkook' a baktım. "Ciddi misin?"
"Evet." Çıldırmak istiyorum. "Teşekkür ederim." Gülümsedi. Bende gülümsedim ve arkama geri yaslandım. Canım sıkılmıştı yine. Taehyung' a yaklaştım. "Kanka telefonunu versene." Kaşlarını çatıp bana baktı.
"Nedenmiş o?" Can sıkıntısı işte. "Gizli saklın mı var? Versene!" Omuz silkti. "Arabadayız demem dalarım ha!" Pes edip telefonunu bana verdi.
"Salak şifresi ne bunun?" Telefonu elimden almaya çalıştığında izin vermedim. "Söyleyiver. Sonra değiştirirsin." Şifreyi söyledikten sonra telefonu açıp kurcalamaya başladım.
Pek bir şey yoktu. Son olarak galeriye girip fotoğraflara bakacaktım.
Fotoğraflar cidden çok güzeldi. Ta ki Jungkook' un fotoğrafını görene kadar. O... O cidden çok yakışıklı çıkmıştı.
Ağzım açık fotoğrafa bakarken Taehyung birden telefonu elimden almıştı. İşte şimdi sıçmıtım. "Bak sen. Kimlerin foto-" Elimle ağzını kapattım. "Sus yoksa seni öldürürüm." Başını salladı. Elimi çekip geriye yaslandım.
«...»
Sonunda gelmiştik. Çantamı alıp arabadan indim. "Burası çok güzel."
"Daha içeriyi görmedin." Dedi Jungkook göz kırparak ve ilerlemeye başladı. Bende peşinden gittim.
Kapıyı çaldığımızda tabii ki tanımadığım birisi açtı. "Hoşgeldiniz. Sen Chaeyoung olmalısın. Jungkook senden çok bah-" Jungkook çocuğun karnına vurduğunda gülmemek için kendimi zor tuttum.
İçeri girdiğimizde ağzım açık kalmıştı. Jungkook yanıma gelip ağzımı kapattı. "Salyan akacak." Güldü. Bende ona ters ters baktım.
"Tekrardan hoşgeldiniz. Ben Jimin." Jimin ile tanışıp içeri geçtik.
İçerde dört kişi daha vardı. Hepsiyle tanışıp oturduk. "Şey acaba tuvalet nerede?" Diye sordum. "Üst katta koridorun sonundaki sağ kapı." Teşekkür edip tarif ettiği yere gittim.
İşimi halledip tuvaletten çıktım. Ancak kapıda hiç beklemediğim birisiyle karşılaştım. "Baekhyun?" Önümde durmuş sırıtıyordu şerefsiz!
Yanından geçmeye çalıştığım da önümü kesti. "Seni rahat bırakacağımı mı sandın Rosie?" Kolumu tuttu.
Salak salak gülerken Jungkook' un sesini duydum. "Bırak onu Baekhyun." Dişlerinin arasından fısıldarken Baekhyun kahkaha atıyordu.
Jungkook yanımıza gelip Baekhyun' un elini kolumdan çekti ve kendisi kolumu tutup beni arkasına aldı. " Bir daha ona dokunma!" Jungkook birden bağırdığında korkmuştum.
Aşağıdakilerde sesimizi duyup yanımıza gelmişlerdi. Taehyung Baekhyun' u gördüğünde benim yanıma geldi. "Ne işi var bunun burada?"
"Bilmiyorum." Baekhyun yanımızdan gittikte sonra Jungkook beni salona götürdü. Hâlâ kolumu bırakmamıştı. Otururken bile kolumu tutuyordu. "Jungkook." Bana baktı. Elimle elimi gösterdim. "Acaba artık çeksen mi?" Hemen elini çekti ve önüne döndü. Onun bu haline gülüp bende sohbete katıldım.
...
⚡ Baekhyun da geldiğine göre yorumu size bırakıyorum. Sizce neler olucak? Tahminlerinizi merak ediyorum.
⚡Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
⚡I Purple You 💜
By:Tina
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️
FanfictionAy ışığı altında uyuyamadığım bir gece Ne kadar beklersem bekleyeyim, gelmeyeceksin Yanımda boşluk var Artık yalnız olmaya yabancılık duymuyorum... JJK×PCY