2.7

433 36 13
                                    

Roséanne Park Chaeyoung

"Ne doğum günü ne partisi ya?" kaşlarım çatık şekilde sorduğum soruyla TaeHyung gülmeye başladı. "Chaeyoung gerçekten komik oluyorsun."

Nefes verip gözlerimi kapattım. SAKİNİM..

"Tamam kızma söylüyorum. Ağabeyim tanıyor zatende sen tanımıyorsun. Ondan da bir şey  olmaz."

"Nasıl bir şey olmaz? Ayrıca ben nasıl tanımıyorum? Okuldan değil mi?" kafasını sağa sola salladı. "Okuldan değil. Bizim yazlıktan Hoseok diye bir arkadaşımızın. Seni sordum sorun olmayacağını söyledi yani sende bizimle geliyorsun."

"Yalnız ben gelicem demedim TaeHyung." omuz silkti. "Bende sormadım zaten." gözlerimi kocaman açarak ona baktım. "Gel işte Chaeyoung. Hem değişiklik olur." Jungkook' un sesini duyduğumda ona baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Ama ben şimdi nasıl hayır diyeceğim ki? "Tamam ama benim elbisem yok ki. Benimle alışverişe gelmek zorundasınız o zaman."

"Kesin gelecek misin?" TaeHyung heyecanla sorduğunda kafamı aşağı yukarı salladım. "Yarın hafta sonu zaten gider ve orada kalırız. Hem tam anlamıyla sınav haftasına giriyoruz. Kafa dağıtmış oluruz." iyi fikirdi gerçekten. "Alışverişe şimdi gitmeliyiz?" İkisine birden baktığımda ikiside aynı anda kafalarını salladılar. "Kalk hazırlan bizde hazırlanalım." ayağa kalktım. "Çıkın odamdan."

"Aa kovuyor birde." gözlerimi devirip TaeHyung' u sırtından iterek dışarı çıkardım. "Bay Jeon, sizide dışarı alayım." ikiletmeden dışarı çıktığınde bende dolabımdan şort ve t-shirt alıp banyoda işlerimi hallettikten sonra üzerimi giyip saçıma salaş bir örgü yaptım. Telefonumu ve cüzdanımı alarak aşağı indim. Önce anneme sormalıydım. "Annecim?"

"Gidebilirsin kızım. Çocuklara söyledim zaten." ne ara izin almışlardı onlar? Neyse Gülümseyerek annemin yanına gittim ve yanağına öpücük kondurdum. Annem elime kredi kartını verdiğinde şaşkınca ona baktım. "Bari başka şeylerde al kendine kızım. Şifreyi biliyorsun zaten."

"Ama gerek yoktu ki." gülümseyip yanağımı okşadı. "Git hadi. Dediğimi yap sen." bende gülümseyip yanağına tekrar bir öpücük kondurarak hızlıca dışarı çıktım. Hava kararmaya başlamıştı bile. Beni yine arabada bekliyorlardı. Neden bu kadar çabuk hazırlanıyorlar ki? Hızlıca koşup arabaya bindim.

"Gidelim." yine nefes nefese kalmıştım. "Chaeyoung neden merdivenlerden iniyorsun?"

"Çünkü." dedim Jungkook' un gözünde ki yuvarlak gözlüğü alırken. "Asansör korkum var." aynadan ona gülümseyip gözlüğü gözüme geçirdim.

«...»

Alışveriş merkezine geldiğimizde etraf sakin gibiydi. Karşıda gördüğüm mağaza ile TaeHyung ve Jungkook' un ellerinden tutup mağazaya doğru koşmaya başladım. "Chaeyoung, yavaş ol." işimi hızlı bitirip çıkmak istiyordum sadece.

"Çabuk bakmaya başlayın ben kadın bölümündeyim." onlardan ayrılıp kıyafet reyonlarından parti ve gece giysileri yazan yere gittim. Fazlaca simli şey vardı. Uzun, kısa, tek parça, iki parça ve tulum. Cidden ne yapacağım ben şimdi? En iyisi koşarak buradan uzaklaşmak. Kesinlikle bunlar fazla abartı.

Hızlıca o bölümden çıkıp normal elbiselerin olduğu bölğme gittim. İşte burası çok daha bana göreydi. Elbiseler arasında dolaşırken elime siyah bir elbise geldi. Asıldığı yerinden çıkarıp baktım. Hoş, üzerinde ki dallarda pembemsi çiçekler vardı. "Bence bu çok güzel." Jungkook' a bakmadan kafamı salladım ve kabinlere ilerlemeye başladım. Hızlıca deneyip bititirmek istiyordum. "Jungkook?" mırıltılı onaylama sesi geldiğinde hem üzerimi giyiyor hemde ona soru soruyordum. "Siz buldunuz mu?"

"Evet hallettik biz." son olarak aynada görüntüme baktım. Tülden kolları vardı ve kare şeklinde olan yakası elbiseye ayrı bir hava katıyordu. "Denedin mi?" kafamı kabinden çıkarıp aşağı yukarı salladım. "E hadi çık kabinden de görelim." kafamı sağa sola salladım.

"Niye?" bir şey demeden dil çıkarıp kafamı kabine geri soktum ve kendi kıyafetlerimi giyerek kabinden çıktım. "Gidelim hadi."

"Onu mu alacaksın?" kafamı salladım. "Daha bakmaya gerek yok. Uzatmayalım bu güzel."

Mağazadan poşetleri alırken Jungkook kartı bana uzattı. "E, ama şifre?"

"Hallettim ben. Al hadi." kaşlarımı çatıp kartı aldım. Nasıl halle- mağazadan çıktığımızda anca farketmiştim. "Jungkook, sen mi ödedin?"

"Neyi?" ebeni... "Elbisenin parasını." cevap vermediğinde poposuna hafifçe tekme atıp onu azarlamaya başladım. O ise beni duymuyor gibiydi.

...

⚡Yine mükemmel bir bölümle karşınızdayım arkadaşlar fmfnfkfmgj

⚡Yorumlarınızı bekliyorum...

⚡Sizi seviyorum. I, purple you 💜💜💜

By:Tokyo

By:Tokyo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin