Roséanne Park Chaeyoung
Canım sıkılmış bende bilgisayarımla ilgileniyordum. Telefonum çaldığı zaman alıp açtım. "Efendim annecim."
"Napıyorsunuz kızım?" Mal mal oturuyoruz annecim. Arada çocuklara bulaşıyorum. Birbirimizi falan öpüyoruz. O kadar normal insanlarız ki(!) "Bilgisayarla uğraşıyorum annecim. Diğerleri ne yapıyor bilmiyorum. Ee siz ne zaman geleceksiniz?"
"Bizim işimiz var annecim. Uslu uslu oturun siz evde." Biz ve evde uslu uslu oturmak? Hiç yakışmaz bize. "Hatta bak ne diyeceğim evi ve terası temizleyin." Heh bi bu eksikti. "Tamam. Güzelce temizleriz biz şimdi. Görüşürüz." Telefonu kapatıp sinirle soludum.
Bilgisayarımı kapatıp masaya koyduktan sonra odadan çıktım. Salona geldiğimde Jungkook ve Taehyung koltuk da yayılmış televizyon izliyorlardı.
Yanlarına gidip omuzlarına dokundum. İkiside kafasını geriye atıp bana baktılar. "Kalkın hadi ev temizleyeceğiz." İkiside bana bakmaya devam ediyordu. "Kalksanıza!" Hemen koltuktan kalkıp önümde durdular.
"Annem evi temizlememizi söyledi." İkiside suratlarını astılar. "Valla anneme şikayet ederim. Derhal temizliğe!" Elimle banyoyu gösterdim. Onlarda beni onaylayıp banyoya gittiler.
Onlar evi temizlerken bende terası temizleyecektim. Terası temizlemeyi küçüklüğümden beri çok severdim. Özellikle babamla.
"Siz evi temizleyin bende terası halledeyim." İkisi de beni onayladıktan sonra terasa çıktım.
Çıkardığım hortumu bir kenara koyup tekrardan içeri girdim. Terasta yetiştirdiğimiz bitkileri kesmek için makas alıp geri dışarı çıktım.
Önce iyi olmayan bitkileri kesecek daha sonrada yerleri yıkayacaktım.
Bitkileri kesmeye başlamıştım. "Chaeyoung! Bi gelir misin?" Taehyung bana seslendiğinde bitkileri kesmeyi bırakıp Tae' nin yanına gittim. "Kova bulamıyorum." Önündeki kovayı gösterdim. "Kafan nerede aptal?" Gülerek tekrardan bahçeye çıktım ve işime devam ettim.
«...»
Bitkileri kesmeyi yeni bitirmiştim. Çok yorulmuştum. Diğerlerine bakmak ve mola vermek adına içeri girdim. "Çocuklar?"
"Burdayız!" Tae' nin seslendiği yere gittiğimde ne yaptıklarına baktım. "Güzel temizlemişsiniz. Hadi mola verelim." Beraber mutfağa gidip hepimize kahve hazırlamaya başladım. "Ev bitti mi?" Jungkook kafasıyla beni onayladı. "O zaman beraber terası yıkayalım."
Kahvelerimizi içtikten sonra terasa çıktık.
Ben hortumu ayarlarken Tae ve Jungkook bir şeyler konuşuyordu. Yanlarına gittiğimde susmuşlardı. "Hadi başlayalım. Sırayla yaparız." Ben bir köşeden yıkamaya başlamıştım başlamıştım. Jungkook yanıma gelmiş beni izliyordu.
"Ne istiyorsun?" Dedim yıkamaya devam ederken. "Ver ben yapmaya devam edeyim." Başımı iki yana sallayarak onu reddettim. "Ben yaparım." Jungkook hortumu tutup beni durdurdu. "İnatlaşma da ver ben yapayım." Omuz silktim.
"Ben yapmak istiyorum." Derin bir nefes aldı. Yine sinirlenmişti yavrucak.
Jungkook bir anda hortumu tutup bana çevirdiğin de bağırdım. "Yah! Jeon Jungkook!" Üstüm sırılsıklam olmuştu. Ve o bana gülüyordu. Aptal!
Hortumu yerden alıp bende Jungkook'u ıslattım. Gülme sırası bendeydi. "İntikam mı alıyorsun sen şimdi?" Başımla onayladım.
Beklemediğim bir anda yüzüme suyu yediğimde afallamıştım. "Bunu sen istedin." Bu sefer hortumu elinde tuttuğu için almam imkansızdı. Bende kaçardım o zaman.
Koşmaya başladığımda Jungkook da arkamdan geliyordu. "Gel gel daha ıslatacağım seni." Hem gülüyor hem de kaçıyordum. Cidden şu an çok eğlenceliydi.
Sonunda ikimizde yorulup durmuştuk. "Bu kadar yeter. Yoruldum." Başıyla beni onaylayıp suyu kapattı. Hayret ilk defa inat etmemiş ve lafımı dinlemişti. "Tae nerde?"
"Markete gitti." Ne ara gitmişti bu çocuk? Sanırım biz suyla oynarken.
Yorulmuştum. Bu yüzden kendimi yere attım. Yere yatmak çok güzeldi. "Yer ıslak yatmasana." Güldüm. "Jungkook bende ıslağım zaten."
"Doğru." Diye mırıldanıp o da beni yanıma yattı. Gökyüzünü seyretmeye başladık. "Chaeyoung..." Ona baktım. "Hım?"
"Bana neden küstüğünü biliyorum sanırım." O da bana baktı. "Neden küsmüşüm?"
"Babam öldüğü zaman. Bana yardım etmeye çalışmıştın. Ama ben sana karşı gelip seni kırmıştım." İstemsizce gözüm dolmaya başlamıştı. "Bilip bilmeden baban hakkında konuştum. O yüzden ben..." Devam ettirmedi.
Derince bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Ben senden özür dilerim. Öyle konuşmamam gerekiyordu." Dolu gözlerimle gülümsedim. "Bende özür dilerim. Bu yaptıklarım için." Güldü. Güldük. Ve tekrardan gökyüzünü seyretmeye başladık.
"Barıştık o zaman değil mi?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Barıştık." Beklemediğim bir anda bana sarıldı. Şaşkınlığımdan dolayı öylece kaldım.
Sarılmaya devam ederken kulağıma fısıldadı. "Affetiğin için teşekkür ederim."
...
⚡Şükürler olsun diyenleri duyar gibiyim jsfksjfl
⚡Valla ben rahatladım ya. Şükür barıştılar.
⚡Çok uzatmıyorum ve gidiyorummm.
⚡I Purple You 💜
By: Tina
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️
FanfictionAy ışığı altında uyuyamadığım bir gece Ne kadar beklersem bekleyeyim, gelmeyeceksin Yanımda boşluk var Artık yalnız olmaya yabancılık duymuyorum... JJK×PCY