2.4

437 37 13
                                    

Roséanne Park Chaeyoung

Annem seslendiği için ders çalışmayı bırakıp yanına gittim.

Annemin yanında Jungkook ve Taehyung vardı. "Efendim annecim."

"Jungkook için sessiz bir oda gösterebilir misin?" İyide neden? Jungkook' a gel işareti yapıp ilerlemeye başladım. En sessiz benim odam olurdu. Sanırım. "Bende sınava çalışacağım için sessiz olurum." Başıyla beni onayladı.

Odaya girip koltuğa oturdu ve çantasından bir sürü kağıt çıkardı. "Sınavları mı hazırlayacaksın?"

"Hmhm." Bende masama oturup sınava çalışmaya devam ettim.

Biraz mola versem iyi olacaktı. Masadan kalktım ve biraz esnedim. "Kahve ister misin?" Başını salladı. Odadan çıkıp iki tane kahve yaptım ve tekrardan odaya çıktım.

Kahveyi Jungkook' un önüne koydum. "Teşekkür ederim." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve masama geri döndüm.

Kahvemi içerken Jungkook' u izliyordum. O da biraz mola verse iyi olurdu. "Bay Jeon." Bay Jeon dememi istemiyordu değil mi?

"Bay Jeon~" kafasını kaldırıp bana baktı. "Acaba biraz mola mı versen?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. "Ama işim daha çok." Surat astım. Bi beş dakika mola verecekti sadece.

Kahvemi bitirip çalışmaya devam ettim.

Önümde ki soruyla bakışıyor arada dertleşiyorduk. Bir türlü çözemiyordum şu soruyu!

Sanırım pes edip bırakacaktım.

Ensemde hissettiğim nefesle donakaldım. "Bu soru mu?" Başımı salladım. "Şöyle olur." Kitabın yanına yazdığı nota baktım. "Yaparsın sen Rosie." Saçlarımı karıştırıp yerine geri döndü. "İşim bitmek üzere. İstersen çalıştırabilirim." Sanırım çalıştırması gerekiyordu. Başımla onu onayladım.

Kitabın kapağını kapatıp Jungkook' a döndüm ve yine onu izlemeye başladım. Karşına al bu çocuğu saatlerce izle. Ne diyorum ben ya! Kafamı sağa sola sallayıp bu saçma düşüncelerden vazgeçtim. "Biraz mola verdikten sonra başlayabiliriz."

"Tamam." Oturduğu yerin yanındaki boş yeri gösterdi. "Gelsene." Neden? Niye? Ne için? Niçin? "Neden?"

"Biraz konuşalım." Ne hakkında konuşacaktık. Tırsmadım değil yani. Yavaş yavaş yanına gidip oturdum. "Ne konuşacağız?" Dedim ona bakmamaya özen göstererek. "Bana hayatını anlatmaya ne dersin?"

Korkuyla ona baktım. Ben asla ama asla kimseye hayatımı anlatmazdım, anlatamazdım. "O-Olmaz." İstemsizce gözlerim dolmaya başlamıştı. "Tamam. Ben sadece sordum. Anlatmak zorunda değilsin." Yanından kalkıp geri geri yürümeye başladım.

Aklıma gelen anılarla gözlerim daha çok dolmaya başlamıştı. 'Babasız!'

'Babası onu terk edip gitmiş.' ve bunun gibi daha fazla cümle. Hepsi aklımdan bir bir geçiyordu. "Rosie özür dilerim." Jungkook' a baktım. Gözlerim bulanık olduğu için tam göremiyordum.

Sesler gelip giderken ben dayanamayıp kendimi yere atıp ağlamaya başladım.

Jungkook hemen yanıma gelmişti. "Bana bak Chaeyoung." Yanaklarımı ellerinin arasına alıp yüzüme baktı. "Hiçbir şey düşünme tamam mı? Her şey geçti." Beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı ve saçlarımı okşamaya başladı.

"Ben senin yanındayım. Sana yardım edeceğim. Bunları unutmana yardım edeceğim güzelim." Ve saçlarıma minik bir öpücük kondurdu.

Jungkook sayesinde biraz olsun rahatlamıştım.

Şuan ki düşüncelerimin ve bilinmezliklerimin içinde tek bildiğim ve emin olduğum şey Jungkook' un bana iyi geldiğiydi. Ama ben korkuyordum. Babası tarafından terk edilen bir kız olarak sevdiklerimin, bana iyi gelen kişilerin ve şeylerin gitmesinden, beni terk etmesinden çok korkuyordum...

...

Valla bölümü çok severek yazdım. Umarım sizlerde severek okursunuz.

Neyse sonra görüşürüz. I Purple You 💜

By:Tina



(Fotoğrafı önceden koymuş olabilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Fotoğrafı önceden koymuş olabilirim. Şimdiden kusura bakmayın)

✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin