"TaeHyung mısır gevreği ister misin?" mutfaktan ona bağırdığım da o bağırmak istememiş olacak ki yanıma geldi. Yanında promosyon mu artık neyse Jungkook geldiğinde gözlerimi devirdim. İnsanlar promosyonları sever ama ben gözlerimi deviriyordum.. Hayat bazen garip bir hal alabiliyor.
"Olur" dedi TaeHyung mutfak masasına otururken. Onun için bir kase çıkarıp gevrekten koydum. "Bana sormayacak mısın?" Jungkook' un sesini duyduğumda dişlerimi sıkıp gözlerimi kapattım. Sabır! Cidden sabır! "Seni evimden kovmadığıma dua et." yüksek sesle mırıldandım. Cidden hem hala özür dilemedi hemde benden hala bir şeyler istiyor.
Tertemiz delireceğim şimdi. Normalde olsa böyle şeyleri umursamayan biri olsam da inat ettim mi o şey olmak zorundaydı. Küçüklükten gelen bir şeydi bu. Gerçi daha önce bu kadar inat ettiğimi hatırlamıyorum ama konu bu değil. Kaselere süt doldurup birini TaeHyung' un önüne koydum, diğerini de oturacağım sandalyenin önüne koyup koşarak oturma odasından telefonumu alıp geldim.
Geldiğimde kasem Jungkook' un önündeydi. Tanrım cidden beni neyle sınıyorsun? Sinirle gidip kaseyi önüme çektim ve yemeye başladım. "Bak ben yedim bundan kalk kendine başka al." önümde ki kaseyi bu sefer o çektiğinde sabrımın sınırını oldukça zorladığını farkettim. "Ben bundan yiyeceğim." ağlamak istiyorum...
"Jungkook ver şunu ya." kaseye uzandığımnda eline alıp yan tarafa döndü. Yerimden kalkıp tekrar kaseyi almaya çalıştığım da bu sefer diğer yöne döndü. Onu öpüp kaseyi alma planlarımı yapıyordum. Tam yanağından öpecekken birden bana dönmesiyle duda- bir dakika nE! Gözlerim kocaman açıldığında geri çekilip gelişi güzel tükürmeye başladım. "İğrenç! İğrenç! İğrenç!" bir yandan koşup bir yandan bağırıyordum. Hızlıca lavaboya gidip iyice dudaklarımı yıkayıp ağzımı çalkaladım.
Hayır ama ya ben böyle hayal etmemiştim ki.. Bütün planlarım suya düştü şimdi.. Ağzımı kurulayıp bu seferde ıslak mendiller silmeye başladım. Telefonumun çaldığını duyduğumda dudaklarımı silerek mutfağa gittim. Jungkook burada değildi TaeHyung' ta gülmemek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Arayana baktığımda ise Baekhyun' un aradığını gördüm. Yüzümde gülümseme olduğunda sanki az önce yaşadığım şeyi unutmuşum gibi telefonu açtım.
"Efendim Baek?" kendime yeni mısır gevreği alırken bir yandan da onu dinliyordum. "Ne yapıyorsun?"
"Mısır gevreği yiyecektim. Bir sorun mu var?" kasemle birlikte masaya oturdum ve bir kaşık aldım. "Aslında hayır. Sadece aramak istedim." o görmesede kafamı salladım. TaeHyung' a baktığımda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ne var dercesine kafamı salladığımda gözlerini devirip telefonuna ve mısır gevreğine geri döndü. "Anladım." dedim ağzıma tekrar mısır gevreği alırken.
"Tamam o zaman afiyet olsun sana, yarın görüşürüz." gülümsedim.
"Görüşürüz." telefonu kapattığımda Jungkook tepkisizce gelip eski yerine oturdu. Onu gördüğümde az önce olan şeyler bir anda aklıma gelmişti. Elimi alnıma vurup Tanrıdan tekrar sabır diledim. İşe yaradığı söylenemezdi ama olsun..
...
⚡Garip bir bölüm..
⚡Nasıl buldunuz bilmiyorum ama ben yazarken eğlenmiştim.
⚡Sizi çok seviyorum. I, purple you 💜💜💜
By:Tokyo
(bu fotoyu koyup koymadığımdan emin değilim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️
FanfictionAy ışığı altında uyuyamadığım bir gece Ne kadar beklersem bekleyeyim, gelmeyeceksin Yanımda boşluk var Artık yalnız olmaya yabancılık duymuyorum... JJK×PCY