3.8

397 26 5
                                    

Roséanne Park Chaeyoung

Hastaneye gittiğimizde üşüttüğümü söyleyip serum takmışlardı. Hastanelerden nefret ettiğim için gözlerimi asla serumdan ayırmadan bitmesini bekleyip bu lanet yerden kurtulmak istiyordum.

"Chaeyoung, acıktın mı?" acıkmıştım ama hala midem bulanıyordu. Yersem kusacağıma emindim. "Evet ama midem çok bulanıyor." yine aynı şekilde gözlerimi asla serumdan çekmeden cevap vermiştim. Kapının açılma sesini duyduğumda bile gözlerim hala serumdaydı. "Kızım, neler oldu?"

Annemin sesini duyduğumda sonunda gözlerimi serumdan ayırıp ona baktım. "Yok bir şey annecim."  tabii inanmamış gelip elini alnıma koyarak ateşime bakmıştı. "Bir yerin ağrıyor mu?" kafamı olumsuz anlamda salladım. "Midem bulanıyor biraz o kadar." bunu dediğimde Jungkook' un garip bakışlarıyla karşılaşmıştım. Ona çok bulanıyor dediğim içindi sanırım. Annemi telaşlandırmaya gerek yoktu sonuçta birazcık yalan söylesem sorun olmazdı.

"Serumunu yeni mi taktılar?" kafamı salladım. Elimi tutarak yatağın yanında ki Jungkook' un kalktığı koltuğa oturdu. "Kırk beş dakikaya çıkarız o zaman." gülümsedim. En azından dayanılabilir bir süreydi. Yine kapı açıldığında bu sefer kapıya doğru baktım. TaeHyung ve Bayan Kim gelmişti. "Nasıl oldun Chaeyoung?"

Bayan Kim' e gülümsedim. "Gayet iyiyim, teşekkür ederim." O da gülümseyip odada ki koltuklardan birine oturdu. TaeHyung yanıma gelip elinde ki poşeti bana uzattı. "Ağabeyim söyledi. Acıkmışsın."

"Midem bula-"

"Biraz yemeyi dene." nefes verip doğruldum. Annem çoktan poşeti almış içinden yemekleri çıkarmıştı bile. Çubukları elime alıp yemeye başladım. En son gerçekten kusacağımı anladığımda çubukları bırakarak elimi ağzıma götürdüm. Annem tepsiyi kucağımdan çektiğinde hızlıca kalkıp serum askılığı ile odanın içinde ki lavaboya koştum. İşim bittikten sonra ağzımı çalkalayıp aynada ki yansımama baktım. Yüzüm dışarı vermişti.

Yüzümü buruşturup lavabodan çıktım. Geri yatağa yatıp beklemeye başladım. Zaten serumda az kalmıştı. Cidden şu odanın beyazlığı bile nefesimin daralmasına yetiriyordu. Daha fazla kendime işkence etmek istemediğim için gözlerimi kapatıp kafamı arkama yasladım. Hala halsiz ve yorgun hissediyordum. Biraz uyusam fena olmazdı.

«...»

Koluma değen soğuk şeyle irkilerek gözlerimi açtım. Hemşire serum iğnesini çıkarmak için koluma alkol döküyordu. İğneyi bantla birlikte kolayca çıkardığında gülümseyerek bana döndü. "Geçmiş olsun." elinde tuttuğu bir kağıdı bana uzattı. "Doktor Bey ilaçlarınızı yazdı. Gerekli bilgiyi eczaneden öğrenebilirsiniz." kafamı sallayıp aldım. Annem yanıma gelip kalkmama yardım etti.

Ayakkabılarımı giyip anneme tutunarak yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra Jungkook anneme dönüp konuştu. "Siz yorulmayın Bayan Park. Ben gireyim koluna." annem kafasını sallayıp kolumdan çıktı. Jungkook koluma girdiğinde zar zor aldığım nefeslerim iyice düzensizleşmiş, midemde bir fil sürüsü dans ediyordu. Sakin ol Chae...

Tanrı aşkına nasıl sakin olayım?!

İç sesimi azarlayıp yürümeye devam ettim. "Kaşların neden çatılı Rose?" Jungkook' un sorduğu soruyla ona baktım. Daha sonrasında dediği şeyi idrak etmemle kaşlarımın çatılı olduğunu anlayıp daha çok çattım. "Bilmem." Jungkook gülerek kafasını iki yana sallayıp yürümeye devam etti.

...

⚡Bu bölümün yarısını 1 bir günde diğer yarısını 2 - 3 bekledikten sonra yazdım.. Xjjdkfkrkv

⚡Hiçbir şey yapmak istemediğim bir döneme denk geldiği içindi sanırım...

⚡Neyse sizi çok seviyorum. I, purple you 💜💜💜

By:Tokyo


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✔️°Make İt Right° » Rosékook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin