sixteen

11.3K 600 279
                                    

Arkadaşlarının yanından gayet rahat bir şekilde ayrılıp yakalarını düzelterek bana doğru yaklaşan Cedi'yi farkettiğimde, bana en çarpıcı gülümsemelerinden birini takınarak baktı ve gittikçe daha da yaklaştı.

Kalbimin ne kadar hızlı attığından bahsetmiyorum bile, ellerim çoktan titremeye başlamıştı.

Oturduğum bankın ve dizlerimin tam önünde durduğunda, yalnızca (!) oturuyor olmamdan kaynaklı olarak kafamı oldukça geriye kaldırmak zorunda kalmıştım. O ise bu duruma gülümseyerek bakmaya devam ediyordu.

Pardon ama ben miydim garip olan şu iki metrelik dev karşısında?

"Selam." Oturması için biraz daha yana kaydım ve onun gibi gülümsemeye çalıştım. Etrafımda olduğu her an ellerimdeki teri ve yüzüme vuran sıcaklığı hissediyordum. Özellikle de şu an gözlerine vuran o parıltı, içimi eritiyordu.

"Selam..." dedim sesimi benim bile duyamayacağım kadar kısıklaştırırken. Gülümsemesini hiç bozmadan arkasına yaslandı ve banka bile sığamayacak kadar büyük vücudunu bana yaklaştırdı. Ben ise küçücüktüm onun yanında, tam anlamıyla öyleydim.

"Aslında sana bir şey sormaya geldim ancak bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum." Kendi kendine yüzünü ekşitip dudaklarına yayılan geniş gülümsemeyi bastırırken geriye yaslandım.

Umarım adımı unuttuğunu ve yeniden öğrenmek istediğini söylemezdi. Cidden yaşım küçük falan demez omuzlarına tırmanır ve oradan atardım kendimi.

Ölmesem bile felç kalırdım en azından.

"Seni dinliyorum," dedim bende vücudumu ona çevirerek. O ise bu konuda biraz zorlanıyordu, ayak numarası bile kırk yedi olan bir adamın nasıl buraya sığmasını bekliyorsak tabii.

"Dün matematik hocası, sınıfta senin ne kadar harika bir matematik dehası olduğundan bahsedip durdu." Yüzüme yayılan minik gülümsemeyle kocaman sözcüklerini ona karşı gitgide artan hayranlığımla dinlemeye devam ettim.

"Ve eğer matematiği yapamıyorsak, kesinlikle senin dışında başka kimseyle çalışmamamız gerektiğini söyledi."

Allah'ım ilk defa yaptığım yalakalıkların karşılığını bu denli güzel alıyorum! Tabii şimdi bu mükemmel benliğin üstün zekasını da es geçemeyeceğim, büyük bir deha olduğum söylenebilir.

"Yani, benim demek istediğim; ben gerçekten matematikte berbatım."

Açıkça söyleyemediği sözcüklerin hepsini tek tek anladığımda ona onunki gibi parıltılı bir gülümseme gönderdim. İçimde yeşeren umut parçaları yine, yeni ve yeniden beni ele geçirmişti bile.

Gülüşümü izleyerek bana bakmaya devam ettiği süre zarfı boyunca nefesimin kesildiğini hissettim ancak bu süreyi bembeyaz yanaklarımın kızaracağından emin olduğumdan kısa kesmek durumunda kaldım.

"Aslına bakarsan, ne istediğini tam olarak anlayamadım."

"Lila..." Nefesini dudaklarının arasından üfleyip yeni kestirdiği saçlarını karıştırdığında sessizce kıkırdadım ve gerçekten kasılan, zor durumda kalmış bedenini izledim. İstediği kadar kocaman olabilirdi ama bazen benim gibi küçücük insanlar karşısında o da küçülmek zorundaydı.

Hayatın kanunu bu şekerim.

"Sanırım yardımına ihtiyacım var." Sesi gitgide kısıldığında koyu gözlerini kaçırmaktan vazgeçip bana çevirdi ve ikimizde sessiz kahkahalar attık birbirimize bakıp.

Cedi'yle otur, sohbet et, kahkahalar at ama ölme. Vay anasını sayın seyirciler.

"Tamam, sana yardım edeceğim ancak baştan söyleyeyim süt dışında hiçbir ödeme şeklini kabul etmiyorum." Yüzüne rahatlayan ve hayranlık dolu bir mutluluk yayıldı ancak bakışlarını önünde birleştirdiği ellerine çevirip birkaç saniye boyunca öyle kaldı. Sonradan söylediği şeyler ile donup kalan ben olmuştum.

"Birlikte mısır da yeriz, süt mısır."

🥛

TheFirstCedi: Tavuklu Pilav'da yiyelim.

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin