twenty seven

9.4K 459 98
                                    

Giydiği sweatin kapüşonunu düzeltip yüzüne, bakarken eriyeceğiniz kadar sıcak bir gülümseme yerleştiren Cedi, adımlarını çoktan alanımıza ulaştırdığında bizim kızların hepsi gözlerindeki imayla bana bakmaya başlamıştı bile.

Onlara önlerini dönmelerini anlatmaya çalışarak baktıktan sonra, kalp atışlarımı sakinleştirmek için birkaç derin nefes aldım.

"Selam," Kâküllerimi düzelttikten sonra yüz kaslarımı olabildiğince zorlayarak gülümsedim ona. Karşımda böyle duruyorken sakin olmamı beklememeliydiniz.

"Selam." Kızlarda onu başıyla selamlarken Cedi, onlara gündelik birkaç soru sordu ve daha sonra onlardan beni bir süreliğine kaçırıp kaçıramayacağına dair izin istedi.

Kızların çoktan dibi düşmüştü bile Cedi'nin beni yanlarından alma taktiğine, hepsi kendi aralarında gülüşürken onlara göz devirdim. Bu insancıklar topluluğunun içerisine nasıl düştüğümü zilyonuncu kez sorgulama vakti. 

Ancak Yaprak'ın suratında gördüğüm ifade ile itiraz edeceğini anladığımda, hızla onlarla vedalaştım.

Yaprak kafalı işte.

"Beni neden kaçırmak istiyorsunuz Cedi Bey?"

"Size ihtiyacım olduğunu biliyorsunuz Lili Hanım." Yine aynı konuya geldiğimizi anladığımda sıkıntıyla dolu bir nefes üfledim dışarı. Resmen anonimin kim olduğumu öğrenmek için kendimi arayacaktım. Kafayı yesem yeriydi tam da şu an.

"Nerede arayacaksın ve nasıl arayacaksın Cedi? Bunu hiç düşündün mü?" Bana ima ile dolu bakışlar atarken saçlarını sağ eliyle geriye itti ve göz kırptı.

Yanımızdan geçen birkaç kızın düştüğünü gördüm o an.

Sanki sen düşmedin Lili.

"Tabii ki. Aklımda birkaç kişi var, her gün birini gözümüze kestirsek hemen biter diye düşünüyorum."

"Şu an sana yardım ettiğim gereken konu geometri olmalıydı, bu değil."

"Bir haftada beni profesör yaptığın yetmedi mi Lili?" Sözleri ile başımı öne eğdim ve adımlarına ayak uydurdum. Ne kadar zor olursa olsun ona yenildiğimi bilmesini istemiyordum.

"İlk kimi gözümüze kestiriyoruz?"

----

"Cedi, ciddi olamazsın."

On birinci sınıfların gözde kızı, fiziği ile aynı orantıdaki çehresi ve voleybol oynamasının yan etkilerinden biri olan uzun bacakları ile kendine baktırmayı her daim başaran, flörtöz tavırları sayesinde istediği herkesi elde edebilen çok sevgili; Rümeysa Engin.

Yani mantıken bile kıza uzaktan baktığınızda, bu kızın sizin peşinizden koşması kadar saçma bir durum daha olamazdı. Cedi, belki de yalnızca onun olmasını istediği için bile onu bir seçenek görüyor olabilirdi. Gerçi 1.75 bir kızı görememek için benim gibi olmanız gerekiyordu ya, o ayrı mesele.

"Birkaç gündür bizimkiler bana baktığını fark etmiş, duyduğuma göre siz de tanışıyormuşsunuz. Denemekten zarar gelmez."

"Ne diye kabul ettim ki şu teklifini ben?"

"Her dersimizde sana iki kutu süt almam karşılığında kabul ettin Lili." Sonradan anlaşmamıza eklediğim şart aklıma gelince, ona kızgın bakışlarımdan gönderdim ve kızın yanına ilerlemeye başladım.

Zaten yalnızca nasıl olduğunu falan soracaktım, o yanımda değilken de bu oyunu devam mı ettirecektim yani? Ayrıca ne diyebilirim ki; "Pardon, acaba Süt Mısır ya da yalnızca süt ve mısır gibi terimler size ne ifade ediyor?" falan mı diyebilirdim?

Ah Cedi, boyumdan büyük işlere sokuyorsun beni. Ve bu yüzden çok fazla işe sokmuş oluyorsun.

"Merhaba." Rümeysa, tek başına oturduğu yerde telefonunu kurcalıyorken benim sesimi duymasıyla kafasını kaldırdı ve güzel dişlerini gösteren bir gülümseme gönderdi.

"Ah Lila, n'aber?"

"İyidir," dedim ve bende ona gülümsedim. Başka seçeneğim de yoktu zaten. Birkaç dakika daha konuşmalıydım dikkat çekmemek için. O ise bunu anlamış gibi karşısındaki sandalyeyi işaret edip oturmam için bana çevirdi koyu kahverengi gözlerini.

"Uzun zamandır konuşmuyorduk, geçen seferki matematik sınavında yine birinci olmuşsun. Tebrik ederim. Hayran kalıyorum her seferinde."

"Teşekkür ederim ancak bence siz daha çok hak ediyorsunuz bir tebriği, takımınızın il sıralamalarına yükseldiğini görmüştüm."

Bla bla bla. Böyle uzayıp giden on iki dakikalık bir konuşmanın arasında bir ara benim voleybol takımına girmek için onun yanına geldiğimden bile bahsetmiştim. Ara sıra da en arkadaki masada oturan Cedi'yle göz göze gelmiştik. Normal bir sohbetin sonuna ulaştığımızda da onunla vedalaşıp masadan ayrıldım.

Çok kötü bir haberim var Cedi. Maalesef aradığımız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Bak sen Allah'ın işine.

"Saçma sapan insanlardan şüphelenipte vaktimi boşuna harcamama sebep olma bir dahakine Cedi."

Masanın ardında oturup ayak bileğini dizine atmış, rahat bir tavırla oturan Bay Şapşal, benim gelmem ile elindeki soda şişesini çöpe fırlattı. Ben yere düşmesini beklerken diğer çöplerin arasında yerini çokta almıştı bile boş şişe. Ben ise şu hareketi asla yapamayacak olmanın da verdiği bir sinirle yüzüne bakmaya devam etmiştim.

"Tüh, bende o olabilir diye umutlanıyordum."

Tüh, yazık tüm umutları suya düştü çocuğun. Ne yapacak bu acıyla şimdi?

Yüzündeki alaylı sırıtışı gördüğümde, bana sakince göz kırptı saçlarını karıştırırken. Şu yaptığı şeyi bir daha yapmaması ve aynı zamanda tekrardan yapması için ona yalvarabilirdim.

"Umudumuz yine bir taraflarımıza kaçtığına göre benden bu kadar. Ama tabii sen istersen Rümeysa'yla konuş, kabul eder eminim ki bu istekli teklifini."

Bağladığım kollarımı birbirinden kurtarıp arkamı dönmüştüm ki, sakince seslenilen ismimi onun sesinden işittim. Yine de olduğum yerde kalmış ve ona dönme gereği duymamıştım.

Kalbimin kırıldığını hissediyordum çünkü. Ona bakarsam bunu anlar diye korkuyordum. O ise bunu önemsemeden konuştu.

"Ben güzel bacakları olan ya da herkesi kendine baktıran bir kızı aramıyorum Lila. Ben Süt'ü arıyorum, hiç kimsenin fark edemediği o kızı, ortaya çıkarmak için arıyorum."

°°°

Herkese merhaba dosikellalarım!

Bölüm nasıldı, neler yapıyorsunuz, neler olacağını tahmin ediyorsunuz ve görüşleriniz nelerdir gibi pek çok sorunun cevabını hepiniz nasıl cevaplayacağınızı biliyor olmalısınız artık.

Farkına hiç varamasam da adım adım finale yaklaşıyoruz, aynı zamanda da bazı şeyler yavaş yavaş açıklığa kavuşuyor. Bu yüzden bölüm atma sürelerini kısaltma gibi bir karar almıştım, sizinle de paylaşayım. Haftada iki gün, Salı ve Perşembe günleri gelecek yeni bölümler. Son birkaç bölüm kala da haftada bire düşecek.

Bu arada, bu Cedi kurgularının '#' sıralamaları neden bu kadar saçma sapan böyle? Bu konu gerçekten canımı sıkmaya başladı, sıralamalar hiç olmadığı kadar düzensiz. Bu konuda ne yapabiliriz?

Eğer hepimiz aydınlandıysak lütfen bölümü oylamayı ve bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakmayı unutmayın!

Yalnız çok iyi konuşmuşumahakdhajsjs

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin