twenty one

10.7K 536 181
                                    

Gözlerimi hedef seçmiş, nereden geldiğini bilmediğim rahatsız edici ışık kaynağı bir süre yüzüme çarpıp söndüğünde sakince derin bir nefes aldım.

Biri, tüm belime sardığı kollarıyla beraber başımın üzerine başını yerleştirmişti ve bende o birinin göğsüne elimi koymuş, hemen omzuna da başımı yaslamıştım. Ve o birinin kim olduğunu görmek istemiyordum çünkü büyük ihtimalle onu gördüğüm an burada heykel gibi kalacaktım.

Başımı biraz daha uygun bir pozisyona getirip uzattığım bacaklarımı kendime doğru iyice çektim. Biraz daha uyumak istiyordum, daha doğrusu biraz daha burada kalmak istiyordum ancak bunu bölen Papatya'nın otoriter bağırışıydı.

"Koğuş kalk!"

Olduğumuz yerden sıçrarken gözlerim son anda pozisyonumuza takılan Cedi'nin gözlerine kaydı ve başka bir tarafa bakarak gülümseyen suratıyla karşılaşmayı başardı. Hâlâ eli belimdeyken sessizce gözlerimi kaçırdım ve hızla atan kalbimi bir kenara bırakmaya çalıştım. . Yanaklarım kızarırken gözlerimi ovuşturup saate bakabilmiştim.

"Saat sekize gelmiş ve okul dokuzda başlıyor. Herkes hızlıca kalksın ve üstüne başına çeki düzen versin. Sonra da okula."

"Anne?" Oğuz, elini Papatya'ya uzatıp dizlerine değerek onun kim olduğunu anlamaya çalıştığında, Papatya onu bacağından resmen silkti ve herkes uyanmış mı diye bir kere daha kontrol etti. Yağız ve Deniz zaten uyanmış ve mutfakta yemek yiyorlardı.

Oturduğum yerden istemeyerek kalktım ve onları geride bırakarak yukarı doğru adımlamaya başladım. Arkamdan da Hazal geliyordu.

Kaçırır mı tabii bu fırsatı hiç?

"Ne olmuş dün gece Liliciğim?" İmalı sorusu ile gözlerimi devirip merdivenleri tırmandım ve banyoya ulaştım. "Hiçbir şey olduğu yok Hazal, uyumak dışında."

Bir yandan da içime dolan mutluluğu bir kenara bırakamıyordum, resmen Cedi bana sarılmıştı ve birlikte uyumuştuk! "Ben anladım anlayacağımı zaten," Aşağıdan yükselen sesleri duyduğumuzda banyonun içine girip kapıyı örttü Hazal ve aynadan ona bakan gözlerime gülümsedi.

"Eğer bunu da kibar olmak için yapmadıysa, kesinlikle bir şeyler oluyor Lili."

İçimde doğan kıpırtılar ile resmen küçük bir çocuk kadar heyecanlı bir şekilde derin bir nefes daha çektim içime. İhtimali bile hayal ettiğimden daha güzeldi, hatta harikaydı.

"Hızlı olun diyorum, gecikeceğiz!"

Papatya'nın sesiyle hızlıca yüzümü yıkadım ve banyoyu kullanması için bir kenara çekilip Hazal'a yer verdim. Odama geçtiğimde ise saatin ders saatine oldukça yaklaştığını farketmiştim. İçerideki Şeyda, birkaç parça kıyafeti inceliyordu o sırada.

"Şu kıyafetleri bir götüreyim, belki Oğuz'a olur."

"Yuh! O hayvana benim kıyafetlerim nasıl olsun? Ayrıca o en sevdiğim sweatim, asla vermem."

"Kusura bakma Lili ama dün gece o olmasaydı burada geberiyorduk korkudan." Haklı savunması ile üzerinde pembe çiçekleri olan dolabımdaki en büyük beden sweatime acıyla baktım. Güle güle Şükriye. Mutlu ol.

Şeyda odadan ayrıldıktan sonra ilk işim birkaç dakika önce gelen elektrikler sayesinde şarjı bitmiş olan telefonumu şarja takmak oldu ve telefonum açılana kadar kıyafetlerimi giyindim. Umarım annem aramamıştı çünkü ben açmazsam kızların hepsini meraktan arayacağına adım kadar emindim.

Ve hepimiz aynı anda cevap vermezsek...

Zaten gergin olan vücudum korkuyla titrese de yine de derin bir nefes üfledim ve kâküllerimi düzeltip yatağımın kenarına oturdum.

Allah'ım, bir şansım varsa lütfen hepsini buna kullanmış olayım.

Telefonum açıldığında aramalar kısmında hiçbir şey olmadığını ve annemden yalnızca bir bildirim olduğunu gördüm. Sanırım mutluluktan kendimi camdan atacaktım. Annem sanki flörtüne ilk gecesinde yazıyormuş gibi sadece, Uyudunuz mu? yazmıştı!

Uyuduk anneciğim. Mışıl mışıl.

Tüm konuşmalarımızdan çıktıktan sonra, ister istemez diğer konuşmalara kaydı gözlerim ve umutsuz da olsam diğer hatta neler olup bittiğini öğrenmek için hattımı çıkardım.

Bu saatten sonra oradan gelebilecek en afili mesaj, kullandığım tarifenin bilmem kaç cigabaytının ne kadar ucuza gelecek olduğuydu ama umut işte. Fakirin sadakası.

Telefonum yeniden açıldığında,mesaj kutusuna tıklamadan önce uygun tarife haberlerini sildim, hatta silerken bir tanesinin gerçekten müthiş manyak bir indirim olduğunu farkedip şaşırdım da ancak en büyük şoku; Cedi ile olan konuşmamızın yeniden mesaj kurumu süslediğini gördüğümde yaşamıştım.

Sanırım gerçekten bayılmak üzereydim.

Süt

Rüya mı bu?!

Beni bir çimdikler misiniz?!

Aslında ben az önce öldüm, değil mi? Helvamı annem yapsaydı bari.

Doğruyu söyle Cedi, ben cennetten çiçek mı topluyorum şu an yiğidim?

İnanmıyorum!

Oğuz yapmamıştır yine, değil mi? Lütfen o yapmasın.

Cedi

Sakin ol, Süt. Yaşıyorsun.

Ayrıca benim, Cedi.

Süt

Yalan söylüyorsun, yalan!

Cedi

Hayır, söylemiyorum Süt.

Süt

Cedi,

Cedi

Efendim güzelim?
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Ciddi olamazsın Lila.
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Umarım iyisindir şu an,
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Yukarıdan tuhaf sesler geliyor.
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Oğuz sana bakmaya geliyor Lili.
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

İyi olsan bile şu an senin için daha çok endişeleniyorum.
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Nur içinde yat güzelim.
Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

🥛

Lili has a problem.

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin