ninteen

10.6K 518 63
                                    

"Ciddi olamazsın!" Etraftaki karmaşaya üzüntü ve acı dolu gözlerle bakarken tezgahın üzerine çıkmış olan kediyi ve mutfağın sonuna kadar açık kalan veranda kapısını izledim uzunca bir süre. Yanaklarım gitgide utançla kızarırken bizim mutfağa girdiğimizi gören kedi, tezgahın üzerinden hızlıca atlayarak veranda kapısından koşarak çıktı.

Belki, Oğuz'un ona doğrulttuğu su tabancasından korkmuş da olabilirdi.

Hemen ardımda duran ve donmuş bedenimle duraksayan misafirlerimiz, gerçekten benim kadar şaşkın bir şekilde etrafı izlerken alnıma düşen kâküllerimin tüm yüzümü kapatmasını umdum. Şu an Cedi'yi bırakın, sağa sola meyve bıçağı sallayan ve elindeki soğanı odanın her bir köşesinde gezdiren Oğuz'un yüzüne bile bakamazdım.

Neredeyse iki saattir içimizi yiyip bitiren korkunun sebebi bu muydu?

Arkamda kalan Yağız'ın kıkırtısı kulaklarıma dolarken Deniz, elindeki arabanın anahtarını bir kenara bıraktı ve montunu çıkardı. Ben ise neredeyse birbirine girmiş mutfağa ve hâlâ oradan oraya koşturan Oğuz'a bakıyordum utançla.

"Gece gece korku filmi izlerseniz böyle olur ama bak, MC Ogi iş başında!"

Merdivenlerden yükselen adım sesleri ile kızların bakışları şaşkınlıkla büyürken hepsi benim gibi bakıyordu etrafa. Papatya, yanıma ulaştığında bir mutfağa bir de gelenlere baktı. Saatlerdir korkudan tir tir titreyen bedeni yeniden aslan kesilmiş ve omuzları dikleşmişti.

"Ciddi olamazsın!" dedi Hazal aynı benim gibi etrafa bakarken. Tüm bu olanların bu kadar büyümesinin ve yaşananların asıl sebebi ise hepimizden geride duruyordu.

Cedi, evin daha fazla soğumaması gerektiğini anlamış olacak ki verandanın kapısını örterek kapıya yaslandı. Kızların hiçbirinden ses çıkmıyordu.

"Oğuz, yürü git ileride şövalyecilik oyna kardeşim. Hadi."

"Ne şövalyeciliği be, vampirleri gönderiyorum ben." Elindeki soğana küçük bir öpücük kondurdu ve bu sefer salona koşup orada gezdirdi biraz da elindeki sarımsak ve soğanı.

"Kapıyı kim açık bırakmıştı?" Hazal, sorusunu hepimizin gözlerine tek tek bakarak sorarken gözlerimi önüme kenetlediğim ellerime çevirdim.

O sırada kızlar bana kötü bakışlar atmakla meşguldü tabii. "Ne yapsaydım, evin için yağ kokuyordu bir ton,"

Artık her şeyin daha net ve anlaşılır olduğu bir zaman dilimine geçebilmiştik sonunda. Yağız, önce uzunca ceplerini karıştırdı, ellerini üzerindeki kıyafetin her bir noktasında gezdirdi ancak sonunda pes ettiğinde, kendini yerdeki mindere atarken konuştu. "Ben evin anahtarını evde unutmuşum."

"Evin anahtarlarını da mı getiriyorduk?" Oğuz'un çıktığı koltukta Yağız'a ithafen sorduğu soru ve şaşkın bakışları ile karşılaştığımızda ise okulun açılmasına kalan son altı saat birlikte olacağımızı anlamıştık.

--

Süt

Oğuz, ne olursun sus artık.

Yelloz

Bak Lili, zaten çok yakınımdasın.

Sarımsak soğan koklatırım sana ha!

Süt

Ya neden Palu Ailesi'ni anlatıyorsun, zaten tüm gece boyunca gergindik.

Yelloz

Birinin bu sırrı çözmesi gerek Lila.

Biliyorsun benimde gazetecilik ve araştırma konusunda üstün zekam oldukça ileride.

Süt

Allah'ım ne olursun artık sabah olsun.

Bileklerimi keseceğim.

🥛

tüm olay buydu canikolar ahslahslhaks

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin