SÜT MISIR ➵ texting

thirty two

Bacaklarımı kendime çekip dizlerime sıkıca sarılmış, Cedi'nin hemen sol tarafında kalan kısımda oturmuş bir vaziyette, biricik Cedi'm ve şu Oğuz denen aptalla beraber Sünger Bob izliyorduk.

Oğuz, bana defalarca kez mesaj yazdığını ama dönmeyince öldüğümü sanıp bizzat, bu organizasyon için aldığı süt mısırlar bari boşa gitmesin diye geldiğini söyleyerek yanımızda oturuyordu. Birazdan öğlen arası bitecekti ve biz Cedi'yle on dakika bile baş başa kalamamıştık onun yüzünden.

Ancak bir yandan da yalnız kalamamamıza memnundum, yalnız kalacak olsaydık olacakları biliyorsunuz; HEART ATTACK.

Sırtım hafiften Cedi'nin koluna değerken Oğuz on kişilik süt mısırın beş kişilik kısmını tüketmiş bir halde bize döndü ve kıvırcık saçlarının altındaki her daim saklı olan sırıtışı ile bana baktı. Bu çocuğu anlamak ya da anlamlandırmak hiç kolay değildi.

"Şimdi siz benim eniştem ve yengem mi oluyorsunuz?" Cedi, Oğuz'un yine, yeni ve yeniden ortaya attığı saçma görüşe gözlerini devirmeden edememişti, tabii bir yandan da sırıtan dudakları da gözümden kaçmadı. Bir an benimle göz teması kurduğunda ise, ikimizde birbirimize olan ufak utangaç bakışların altından gülümsedik.

Sahi biz neydik?

"Salak mısın Oğuz?"

"Şimdi ben hem kız tarafı hem erkek tarafıyım ya, ondan ne diyeceğimi bilemedim." Cedi'ye söylemiş olmalıydı her şeyi bildiğini. Cedi ona sadece 'Süt' bile dese adresimi verecek kadar da ağzında sır tutamayan, sabırsız biriydi Oğuz.

"Bence sen en iyisi isimlerimizi söyle." Sinsi bakışları yeniden beni bulunca, bir şeyler yapacağını anlayıp hemen gözlerimle durdurmaya çalıştım onu ancak Eleven adına sahip biri değildim. Bu yüzden işlem başarısız oldu.

Oğuz'da çoktan kalkmış ve bacaklarıyla bacaklarımızı ittirip aramıza oturmuştu. Bu çocuk cidden salaktı, zaten tek kişilik, kırık bir sırada oturuyorduk kıçımız donduğundan! "Oğuz, ne yapıyorsun tam olarak? Birazdan hepimiz öleceğiz, farkında mısın?"

Sünger Bob'un son sahnesinin müziği telefonda duyulduğunda, Cedi'de bende pes etmiştik artık. Bizim romantik anlar yaşamamız, şu tip arkadaşlara sahip oldukça imkansızdı. Hayallerimi çalınıyordu resmen şu an!

Cedi, hiçbir şey söylemeden öylece bizi izlerken okulda zil sesi duyuldu, burada geçirdiğimiz vaktin de içine bu sayede etmiş olduk. Sinirle ayağa kalktım ve süt kutularını topladım. "Ne halin varsa gör Oğuz."

Cedi'de benimle birlikte ayaklandığı an büyük bir gürültü koptu ve korkuyla Cedi'nin koluna tutundum. O da refleksle beni kendine çekmişti ama bu anın da romantikliğini bozacak o görüntüyle karşılaştık. Oğuz, az önce bir ayağı kırık olan sandalyeyi tamamen kırmış bir vaziyette yerde yatıyordu.

"Allah'ım neden kalçamı aldın ki yanına şimdi? Tamam, biliyorum harika ama oldu mu bu şimdi? Kollarım bacaklarım ne güne duruyordu? Ekmek teknemdi orası benim!" Ağlamaklı sözleri ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve içimdeki acıya engel olamayıp elinden kavrayıp kaldırdım onu. Cedi, azımsamış olmalıydı çünkü Oğuz'a karşı hiçbir tepki vermiyordu artık.

Hep birlikte malzeme odasından, bu sefer spor salonuna bakan kısımdan çıkarken Oğuz acıyla kalçasını ovuşturuyordu. Ben ise hislerimi adlandırmaya çalışmadan yalnızca gülümsedim. Bu koca oğlan, kalbimin çarpmasına sebep olurken ne olacağı umrumda değildi. Bir şeyler olacağı kesindi ama.

Sürekli gözlerime takılan gözlerinden ve aramızdaki boy farkına rağmen beni görmesinden anlıyordum bunu.

O, sanki bir şeyler hissediyordu.

"Seni akşam çıkışta beklerim Lila. Ders çalışmak için," Sınıfımın önünde durup elini ensesine attı ve bana tatlı bakışlar attı. Hemen sonra onu onayladım ve ikisine de el salladım. Bana o güzel gülümsemesinden gönderdi ve arkasını döndüğü anda kızlar beni olduğu gibi içeri çekti.

Anlaşılan konuşmamız gereken konuların olduğunu hissetmişlerdi.

×××

Bilinmeyen Numara: Demek sevgili oldunuz.

Bilinmeyen Numara: Peki senin olacaklardan haberin var mı Lila?

Lila: Yine ne saçmalıyorsun?

Bilinmeyen Numara: Sadece senin ona daha çok güvenmeni bekliyorum Lila.

Bilinmeyen Numara: O zaman emin ol daha çok canını yakacağım.

Bilinmeyen Numara: Sen sadece bir oyuncaksın. Gerçekten seni seveceğini mi düşünüyorsun?

Lila: Kendine başka eğlence bul. Eminim dışarıda pek çok yerde seni almak için hazırda bekleyen sirkler vardır.

Bilinmeyen Numara: Komik kızsın ama emin ol son gülen de sayende ben olacağım.

Bilinmeyen Numara: Kendini ona alıştır şimdi, ileride ağlaman gereken konularının var olması için Lila.

Bilinmeyen Numara: Hazır ol.

Bilinmeyen Numara'yı engelle ️ ☑️ ✖️
Bilinmeyen Numara engellendi.

°°°

Hel-löö! Naapıyorsunuz bakalım?

Bu arada Bilinmeyen'in son cümlesi hepinizeydi ahakdhaksja size kıyabilir miyim bilmiyorum ama yine de dikkatli olun, ben uyarayım poopsilerim.

Hepinizi bolca öptüüm, çok sevgii!