fourty three

5.1K 249 36
                                    

Derin bir nefes üfledim ve çözemediğim için sinirle baktığım şu aptal sorunun olduğu kağıdı çekip ayırdım kitaptan. Sabahın bilmem ne vaktinden beri harıl harıl ders çalışıyordum ama takıldım mı takılıyordum işte ve devamı da gelmiyordu. Yapmadığımı düşünmeye başlayacaktım artık.

Saçlarımı geriye attım. O esnada arkamda bir hareketlilik hissetmiştim. İrkilerek arkamı döndüğümde ise, yanağımda sıcak bir öpücük...

"Selam güzelim." Elindeki kahve bardağını masamın üzerine bırakırken içimin sıcacık oluşunu dinledim kendimce. Ona baktım gülümseyerek.

"Selam."

Önüme döndüm biraz utanırcasına. Bu jestleri hâlâ yüzümü kızartıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve kitabımın arasına bıraktım kalemimi. "Seni sinirlendiren şey ne..?"

Sandalyesini bana yaklaştırıp sorularıma baktı Cedi. Yırtıp attığım sayfayı aldı eline ve soruyu okudu kendince. Ardından da bir kalem alıp sessizce çözümü yazmaya başladı. Birkaç dakika sonra ise cevabı doğru bir şekilde önüme bırakmış ve tek tek soruyu anlatmıştı.

Hayranlıkla ona bakarken gözlerimi devirdim. "Senin yaptığına tereciye tere satmak denir."

Gülümseyerek burnumun ucunu sıktı ve kolunu sandalyemin arkasına attı. Antrenmandan geldiği için yorgun olmalıydı ama benimle ilgilenmeyi hiçbir zaman ertelemiyordu. Ona âşık olduğum için binlerce kez teşekkür ediyordum hep.

Annem dahi Cedi'den başkasını düşünmeye kalkma bile derken nasıl vazgeçebilirdim ki ondan?

"Kahveni iç ve bir saat daha çalış. Sonrasında daha fazla çalışmana izin veremem. Seni kaçırmam gerek."

Ona baktım kaşlarımı kaldırarak. "Nereye gideceğiz?"

Gülümseyip kollarına çekti beni.

"Bilmem, seninleyken gittiğim her yer aynı benim için." Gülerek omzuna vurdum hafifçe ve ardından da doğruldum. Son iki ay kalmıştı sınava ve ne kadar gerilirsem gerileyim Cedi hep yanımda olmuştu. Bu yüzden ona itiraz etmedim ve kalan dersimi tamamlamaya baktım.

Günün geri kalan kısmında el ele tutuşup sahilde dolanmış ve koşturmuştuk öylesine. Beni evime getirdiğinde ise sarıldım ona ve eve girdim. Yatağıma uzandığımda, tüm yorgunluğum gitmişti sanki.

Onunla geçirdiğim her günün sonunda bacaklarımın tutmadığı bile olmuştu ama hep mutlu ve enerjik hissediyordum...

Onu düşünürken telefonuma bir bildirim geldi. Tabii ki Oğuz işgal ediyordu yine gecemi...

Yelloz

Bugün izlediğim sekizinci film ve şimdi kalkıp kendi üzerimde deneyeceğim filmlerde bahsettikleri şeyleri.
Hepsi bilim kurguydu, itinayla altını çizmek isterim.

Süt

Kafası yanmış Yelloz'umun...

Yelloz

Bir şeylerin yanması için var olması gerek Lili...

Süt

Oha, sen kendine hakaret mi ettin az önce..?
AMAN TANRIM!
Kayıtlara geçiriyorum hemen.

Yelloz

Tam bir Yellozsun Lili.
Ama seni seviyor gibiyim. Hani az.

Süt

Demek öyle...

Yelloz

Acaba şu filmdeki uçma sahnesini seninle mi denesek?

Süt

Aynen; bak uçağın kalkıyor Oğuz. Bak bak Oğuz~.

Yelloz

Osman Gültekin sen misin?
Allah'ım al canımı. Ben ne diyorum şu an..?
Oysa ki;  "Eskiden gökyüzüne bakar, yıldızlar arasındaki yerimizi merak ederdik. Şimdi yere bakıp topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz." repliğinden bahsediyor olmalıydım.
Bir süre bu konuyu düşünmeliyim.

Süt

Oğuz,
Allah aşkına git.

Yelloz

İyi be aman.
Südüklü.

🥛

geri sayım devam ediyorrr. üst üste gelen bölümler serimiz devam ediyor, hepinize iyi yolculuklar diliyoruum. 🤍🍓

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin