thirty seven

6.9K 316 77
                                    

Etraf kahkahalar atarak sohbet eden insanların bulunduğu alanda, sakince okul koridordunda adımlıyor ve etraftaki insanları izliyordum. Bugün her seferinden biraz daha hareketli görünüyordu herkes. Kendimi offline moda almışken birkaç arkadaşıma gülümseyerek selam verdim ve ardından kızlar tuvaletine girdim hızlı adımlarla.

Telefonumu arka cebime atıp ceketimin kollarını sıvadım ve ellerimi yıkamak için sabun kutusuna uzandım. O esnada içeri Kardelen, Sanem ve Havin girmişti.

Ayndaki bakışlarım onları bulurken fazla göz teması kurmamaya özen göstererek önüme dönmüştüm. Fakat onların her zamanki gibi amacı belliydi. Elimi musluğun altına yerleştirirken Kardelen konuştu.

"Sana da merhaba Lila, ne uzun zamandır görüşmüyoruz; değil mi?"

Aynadan yansımasına baktım. Mutlulukla gülümsüyordu. Düzleştirdiği saçlarını kulağının arkasına attı ve göğsünün üzerinde toparladı kollarını. Havin ve Sanem'de gülümseyerek bana bakıyorlardı. Bu içten bir gülüştü fakat olumlu yönde olduğu hakkında tereddütlerim vardı.

"Evet, uzun zamandır sıkıştırılmıyorum."

İçten bir kıkırtı döktü etrafa. Yanındaki kızlar resmen sadece onu yüceltmek için orada gibiydiler. Bu tür arkadaşlıklar gerçekten mide bulandırıcıydı. Sadece gerçek arkadaşlıklardan mahrum oldukları için üzülüyordum onlara. Pek tabii onlar için üzülmemi gerektiren çok konular vardı da...

Sessiz ol Lila...

"Sonunda eski hayatına döndüğün için mutluyum. Senin için diyorum yani,"

Bakışlarını tırnaklarına çevirdi ve kendine özgü o dik ve bilmiş tavrıyla bakışlarını yavaşça yeniden bana çevirdi. "Bir dahakinde bu kadar umutlu ve cesaretli olma diye."

Fazla kalmadan tuvaletten çıkarlarken arkalarından baktım bir süre aynada. Kendini bu kadar üstün görüyor oluşu beni güldürüyordu.

"Şımarık şey,"

Ellerimi kuruladım ve tuvaletten çıktım. Kızların yanına doğru ilerlerken ellerimi rahat bir ifadeyle ceketimin ceplerine atmıştım. Oğuz'un yanındaki yerini almış Sanem'e ve Yağız ile konuşan Havin'e baktım. Yüzümde alaycıl bir gülümseme oluştu.

Kızların yanına geçmeden önce, Cedi'nin yanından hatta dibinden sıyrılıp geçtim yüzümdeki gülümseme eşliğinde. Kızların yanına vardığımda, Yaprak yanına doğru çekti beni.

"Seni sıkıştırdılar değil mi?"

Başımı iki yana sallayıp ona baktım. "Sadece komik şeylerden bahsettiler. Özellikle Kardelen hakkında komedi programına çıkması gerektiğine dair düşüncelerim var."

Aramızda kısa kıkırdaşmalar geçerken arkama yaslandım ve onları izledim, fazla dikkatli olmayan bakışlarla. Kızlar yine normale dönmüş bir halde kendi aralarında konuşurlarken ne kadar rahatsız olduğumun farkında olduklarına emindim.

Ancak şartlar bunu gerektiriyordu. Beni buna iten şeyler. Cedi'yle göz göze geldik. Bakışlarımı çektim onlardan. Cebimdeki telefonumu çıkarırken ekranımı açtım.

Bilinmeyen Numara'dan bir mesaj.

Bilinmeyen Numara: Yine mi başladın?

Az önce Cedi'nin yanından o kadar yakından geçip gitmemden bahsediyor olmalıydı. Haklı olarak rahatsız olmuştu.

Lila: Sen hâlâ burada mısın?

Kıkırdadım kendi kendime. Ona attığım fotoğraftan sonra umursamaz diye düşünmüştüm ama yanılmış olmalıydım. Cidden asla pes etmeyecek miydi? Defalarca kez mi kaybetmek istiyordu?

Bilinmeyen Numara: Seni uyarıyorum işte. Uzak dur artık şu çocuktan. Fotoğrafı görmüştün.

Aklıma gelen görüntüyle bir an duraksasam da bozuntuya vermemeye çalıştım.

Lila: Ha bu arada, aklıma gelmişken...

Telefondan Bilinmeyen Numara'nın üzerine bastım. Düzenleme ekranına girerken içimden gelen o tuhaf duyguyu geriye doğru ittirmiştim.

Başımı kaldırıp olduğu yere baktım. Bana bakıyordu. İçimdeki o boşluk daha da artarken bakışlarımı yeniden telefonuma indirdim.

Bilinmeyen Numara, 'Sanem' olarak kaydedildi.

🥛

ardı ardına gelecek kaosların başlangıcı ehehe.

bu arada izmir'deki herkese çok geçmiş olsun diliyorum, umarım en kısa sürede atlatırız... sevgiyle kalın.

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin