SÜT MISIR ➵ texting

twenty eight

Bilinmeyen Numara: Demek 'Süt' sensin.

Bilinmeyen Numara: Bende öyle tahmin etmiştim.

Bakışlarım öylece Yaprak'ın odasındaki tavanı izliyor, kendi kendine düşüncelere dalıp ilerilerde de kayboluyordu. Gelen mesaj beni o kadar korkutuyordu ki şu an, kesinlikle yapmam gereken şeyin ne olduğunu bilmiyordum. Anonim olarak kullandığım hattı kırmayı bile düşünüyordum.

Ne işe yarayacaksa..?

Ellerim telefonumu kavramış bir halde karnımın üzerinde dururken Yaprak'ın odasının kapısı açıldı. Yaprak tarafından.

"Cedi mi ölmüş?"

"Ne?!" Yattığım yerden gözlerim kocaman açılmış bir halde kalkarken kâküllerim birbirine girmişti. Yaprak ise, elindeki iki kahve fincanıyla çalışma masasına yaslanmış bir vaziyette, oldukça rahat bir tavırla beni izliyordu.

"Diyorum ki ölmüşsün, sen öldüysen Cedi ölmüştür kesin."

Beyninde yarattığı aşırı komik (!) ve zekice (!) düşüncesi ile kendimi yatağa yeniden bıraktıktan sonra tavandaki desenleri tek tek izlemeye devam ettim.

Aklımda saçma sapan isimler vardı ki; bu saçma sapan isimler listesinin başını Cedi'nin çekmesi, daha da korkutucu bir hale sokuyordu bu durumu. Yaprak, yaslandığı yerden ayrıldıktan sonra üç kişilik yatağının yan tarafına uzandı.

Herhalde annesi ve babasıyla aynı yatakta falan uyuyorlardı, şayet bir yatak ancak bu kadar büyük olabilirdi.

"Ama benim gülesim geliyor, sen bu ciddi moddayken!"

Onu her zamanki gibi takmadım ve yatmaya devam ettik öylece. Ona bu kişiyi tabii ki anlatacaktım ama şu an gerçekten bunu düşünebilecek bir ruh halinde bile değildim. Geri zekalı Oğuz falan yapıyorsa bunu eğer, gerçekten beyni yok falan demeden öldürecektim onu. O şeytandan her şey beklenirdi.

Sonra, aynen çizgi filmlerdeki gibi siyah saçlarımın üzerinde birkaç ampul yandı. Aklıma bir anda düşen Oğuz ile yattığım yerden doğrulmuş ve çoktan telefonumun kilidini açmıştım bile.

Oğuz'du bu sonuçta, ağzında iki saniye bile tutamadığı sırlarıyla meşhur Oğuz.

Süt: OgiDogi.

Süt: Hemen bir çay kap gel koçum.

Yelloz: Ne var be gene?

Yelloz: Yine ne istiyorsun Lili? Bir donumu almadığın kaldı.

Süt: Onu bunu bırak aslanım.

Süt: Son zamanlarda hiç benim tanımadığım bir numarayla bana mesaj attın mı Oğuzcuğumsu?

Yelloz: Attım.

Yelloz: Hatta butiğimizdeki %50 indirimden sadece senin faydalanamayacağınla alakalıydı.

Gözlerimi yenilgiyle devirerek Yaprak'a kısa bir bakış attığımda, dikkatle ne konuştuğumuzu anlamlandırmaya çalıştığını farkettim ve ardından o sormadan her şeyi tek tek açıkladım.

Ne kadar her eve lazım, portatif ve kullanışlı bir arkadaş olduğumu görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok.

"Tanımadığım bir numaradan anonim kimliğimi bildiği hakkında bir mesaj aldım. Ve o kişinin kim olduğunu sorguluyorum, önce salak Oğuz'dan başlayayım dedim."

"Ne?!" Yatakta doğrularak açılmış gözlerle bana bakarken aşağı yukarı salladım başımı ve omuzlarımı silktim. O sırada Oğuz'a da formaliteden bir teşekkür mesajı yollamıştım. Şu çocuğun münasip yerlerini keşke yer çekimine karşı gelmemeye falan ayarlayabilseydik. Hiç değilse ülkece gönderdiğimiz çoğu uydu uzayda kalırdı bu sayede.

"Öyle."
  
"Kim acaba buna cüret edebilecek olan hıyar?"

"Hıyar deme belki Cedi'dir." Bana göz devirip bilinmeyen numaranın attığı mesajları bir de kendisi okudu ve ardından ikimizde yatak başlığına yaslanıp öylece düşündük.

Başımdaki dertler yetmiyordu demek, Rabbim dert yağdırıyordu çok şükür. Acaba bu sefer hangi günahımın bedelini ödeyecektim?

☄️

Merhaba poopsilerim.

Nasıl gidiyor her şey, keyifleriniz nasıl? Size güzel sürprizler hazırladım ahakdhkajs

Size küçük bir spoi, her şeye çok az kaldı. Hazırlıklı olun, bölüm atma günleri belirli ama benim işim belli olmaz çünkü ben.

Öptüm yanaklarınızdan muah.