thirty one

8.4K 432 100
                                    

Gözlerim; bu şaşkınlık ile kocaman olmuş, yanaklarımı hızla kaplayan ateş dalgalarını yok sayıp Cedi'nin gözlerine bakıyordu. İçimdeki o tuhaf his gitgide beni altında yok ederken ise tek yapabildiğim sadece yutkunmak olmuştu.

Neler olduğu hakkında tek bir fikrim yoktu.

Dudaklarımı aralamaya çalıştığım sırada, içeri girip ardından kapıyı örten Cedi'yi izledim bir süre. Ne yapacaktım şimdi? En başından beri biliyor muydu benim Süt olduğumu, yoksa beni mi deniyordu tam da şu an?

Cedi ile ilk kez karşılaştığımız o spor eşyalarının olduğu odanın içindeydim. Her yer, bıraktığımızdan biraz daha farklıydı. Yerde duran sepetin içinde bir sürü süt mısır vardı ve Cedi, sanki kendini garantiye almak istercesine birkaç kutu sütte almıştı. Hiç böylesine güzel bir manzara ile karşılaşmamıştım daha önce.

Her şey yavaşça yerli yerine oturmaya başladığında, gözlerime dolan ıslaklığı elimin tersiyle geri gönderdim. "Sen..."

"Ben ne?" Yüzüne yayılan gülümsemesine güçsüz ifademle baktım. Ne diyecektim ben? Biri bana yardım etsin!

"Sen, her şeyi biliyor muydun?" İçime kaçan sesim, Cedi'ye zar zor ulaşırken yavaşça yaslandığı yerden ayrılıp yanıma geldi. Yapma, vallahi kalp krizi geçireceğim.

"Üzgünüm güzelim ama evet, biliyordum."

Kendimi koca bir bulutun üzerinde gökyüzüne çıkıyormuşum gibi hissediyordum. Sanki görebileceğim şeyler yalnızca kuşlar ve diğer bulutlarmış gibi huzurlu ve mutlu, bir yandan da her an düşebilecekmiş gibi endişe ve korku doluydum. Ne olacağı hakkında gerçekten tek bir fikrim dahi yoktu ama bir yandan da tüm bedenimi yavaşça saran o hisse geçiş izni verdim.

Güven duygusu.

Gözlerine baktığım an, çok da bekletmedi beni ve sıkıca sarıldı bana. Bende bunu bekliyormuş gibi boynuma dolamıştım hemen kollarımı. Şunun hayalini ne kadar kurmuştum ben. Oh maşallah.

Tuhaf hissediyordum, şimdi bana sarılıyor olması ne anlama geliyordu? Evet, aklımda zilyon tane soru vardı, bunun için üzgünüm.

"Peki bunun hakkında ne düşünüyorsun?"

Yavaşça kollarını bedenimden ayırdı. Yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesi daha da genişti şimdi. HEART ATTACK.

"Sadece, Süt'ün senden başkası olmadığı için mutluyum. Çok mutluyum."

Endişeli bedenim ile koyu kahvelerinin ciddiyetini çözmeye çalıştım. Doğru söylüyor olmalıydı, gözleri parlıyordu resmen. "Hadi, süt mısırlar soğumadan yiyelim."

Eski sıraların üzerine otururken ona gülümsedim ve artık biraz daha Utangaç Lili'den uzaklaşmak için uğraştım. Her şeyi düşünmek yerine şu ana odaklanmak en iyisiydi çünkü burada on kişinin yiyebileceği kadar süt mısır vardı.

Bir de Cedi vardı ama karıştırmayalım şimdi oraları. Dızzo Lili.

"Sünger Bob'da izleyelim mi?"

°°°

Yelloz: Haydi LiliLiliLiliLiliLili yar!

Yelloz: Allah'ım sana şükürler olsun şu manyakları da everdik sonunda.

Yelloz: Hepsi benim yardımlarım sayesinde oldu biliyorum Liliciğim, evet canım. Rica ederim, ne demek. Ahah seni deli kız.

Yelloz: Umarım hemen cuppa cuppa yapmıyorsunuzdur, niye cevap yazmıyorsun Paçoz?

Yelloz: Süt mısırdan kaldı mı acaba?

Yelloz: Beni davet ettiğin için teşekkürler, hemen geliyorum yanınıza iki gözümün sineği.

Yelloz: *Kötü ve sinsi, aynı zamanda aldatılan kadın gülüşü.*

•••

Ah bebiklerim, bu günleri de mi görecektik?!

Bu bir geçiş bölümüymüş gibi düşünün ve olacaklara hazır olun derim, kaptanınız uyarıyor!

Bu arada haftada iki gün olan bölüm seansını üçe çıkarıp Cumartesi'de bölüm atmayı düşünüyorum. Malum finale az kaldı ama yine de yorumlarınızı görmek güzel. Siz ne dersiniz buna?

Bir de Cedi Osman #'inde birdeyiz! Hepinize teşekkürler!

Hepinizi öpüyoruum. Yorumlarda görüşürüz!

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin