fourty two

5.1K 251 28
                                    

Cedi, ellerim titrerken tam arkamda durmuş bir vaziyette benimle birlikte ekrana kilitlenmişti. Diğer yanımızda Yaprak, Oğuz, Yağız ve Deniz vardı. Yutkundum sakin kalmaya çalışarak ve ekrana baktım.

Tatilde olduğumuz için yanık tenlerimiz ile neredeyse sıcaktan pişiyorduk. Hava gittikçe ısınıyordu üstelik. Bu iyi bir şey olsa da şu anki stresimiz yüzünden tatilin tadını çıkarmak biraz zordu.

Saat ise gecenin dördüydü. Sayfayı neredeyse seksen beşinci defa yenilerken arkama yaslandım oturduğum sandalyede ve aynı zamanda dudaklarımı kemirdim. Herkes o kadar sessizdi ki.

Her daim etrafa gürültü saçan Oğuz'dan bile çıt çıkmıyordu. Gözlerimi kapatıp sessizce dua ettim içimden.

O esnada Yağız avazı çıktığı kadar bağırdı. "Açıldı lan!"

Gözlerimi hızlıca açarken ekrana çevirdim.

Herkes, Yağız'ın anırtısından sonra sessizce ekrana baktı. Gözlerimizi beyaz ekranın ışığı kaplarken sınav sonuçlarının nasıl kontrol edildiğini ve ne ifade ettiğini unuttum resmen o an.

Yutkundum yavaşça ve sonuç yazan kısma baktım. O anda evin içinde koca bir kargaşa oluşmuş ve neredeyse bütün sesler birbirine karışmıştı... Aman Allah'ım...

"Oha!"

Hepimiz şaşkınlıkla etrafta garip hareketler yaparken Cedi'nin sessizce fısıldayışını duydum. "Kazanmışım..."

İstediği yere girebilirdi aldığı bu puanla!

"Kazanmışsın..." Yeni idrak edebiliyor gibiydik. Anlayınca da sandalyemi geriye itip ayaklandım hızla ve sımsıkı sarıldım ona sevinçle. Tanrım, bu çok güzel bir haberdi! Resmen gitmeyi en çok istediğim üniversiteyi kazanmıştı Cedi ve beim şimdi oraya gitmek için iki sebebim olacaktı.

Mutlulukla birbirimize sarılırken hızla Oğuz'dan bir çığlık duyduk bu sefer.

"Lan tutturmuşum! Radyo, Televizyon'u tutturmuşum!" Bir haber daha arkasından gelince, sevinçle kafamı geriye attım.

"Ya yok artık ama! Şu an üniversite sınavına sövüyor olmamız gerekiyordu! Nasıl tutturursunuz?!"

Yaprak'ın çıkışı ile kıkırdadım ve gidip Oğuz'un boynunu patpatladım sevinçle. "Aferin aferin." Kaşlarını çatarak bana baksa da tek yaptığı dil çıkarıp sevinçle dans etmeye devam etmek olmuştu. Deniz'de güneş gözlüğünü takmış bir şekilde sonucunu göstererek Yaprak'la karşılıklı göbek atıyordu zaten.

"Yağız, ya sen..?"

Korka korka donakalmış baktığı ekrana baktım. Hmm, sonuç. Sonuç ekranı yoktu. Onun yerine... Tanrım, Yağız basketbol takımına seçilmişti!

"Ne?!" Allah'ım; bir felaket falan olacaktı da, onun öncesinde biz garibanların yüzünü mü güldürüyordun sen..? Bu sefer de sevinçten ağzımız yırtılana kadar gülümseyerek birbirimizle vakit geçirdik. Harika birkaç saat ayırdık birbirimize. Her şeyden öte, yatmadan önce Cedi'nin boynuna sarıldım sessizce.

"Tekrardan çok mutluyum her şey için..."

O da kollarını belime doladı ve bir süre öyle kaldık. Ardından ondan ayrılıp el salladım ona. Odama girmeden önce beni durdurdu ve gözlerime baktı.

"Seni seviyorum."

Bende gülümsedim ve ona el salladım. Ama kapımı kapatmadan önce duyabileceği şekilde fısıldamıştım.

"Bende seni."

🥛

hepinize merhabaaa

o halde artık haberi veriyorum, final için geri sayım başladı... her an her şey olabilir... buradan nasıl ayrılacağımı bilmiyorum ama aslanım delikanlım diye başladığımız bu yol bayağı farklı bir manzaraya büründü artık djsşmcşsmcçs

herkese iyi geceler diliyorum poopsilerim... kendinize iyi bakın 🍓🤍

SÜT MISIR ➵ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin