//Kitabı okumak için gelen olursa diye söylüyorum eski bir kitap, bilen ve daha önce okuyanlar okumak isterse diye tekrar yayımlıyorum. Sadece anısı var yani gelip boş yapmayın burada, baştan söyliyim.
Multimedya bölümde ki şarkı📑
3yıl sonra
Derin'den
"Derin hanım misafiriniz sizi toplantı odasında bekliyor"
"Geliyorum!"
Kapımı tıklatıp bunu söyleyen kişi asistanlardan biriydi. Ov ben nerde miydim? Babamın şirketinde ki odamda yarı zamanlı işimle uğraşıyordum.
İşletme bölümü son sınıftaydım ve üniverstiden sonra şirkete gelir buranın ortamına alışmaya çalışırdım.
Önümde ki dosya ve kağıtları bi kenara toplayıp ayağa kalktım ve odadan çıkıp toplantı odasına doğru ilerledim. Koridorun sonundaki büyük odanın kapısını açıp içeriye girdiğimde kimseyi göremedim.
Tam geri adım atmıştım ki arkamdan bir el belimi kavrayıp beni kendine çekti ve kapıyı kapatıp beni duvarla arasına aldı.
"Sana kaç kere saklanmamanı söyliycem?"
Emre ona dediğim şeye karşılık pişkin pişkin güldü. "Hey-" birden dudağımdan öpüp geri çekilince kıpkırmızı kesildiğime emindim.
"Emre!"
"Ne var ya özlemişim"
"Olabilir"
"Ohooo nişanlımı da istediğim zaman öpemiycekse-"
Sözünü bitiremeden ben dudağından öpüp geri çekildim.
"Bir saniyeliğine ölüp dirildim inanır mısın?"
"Iı bilmem" derken kolunun altından sıyrılıp duvarla arasından kurtuldum. "Sen neden gelmiştin ki, özledim falan deme yemem çünkü ararsın öyle gelirsin"
Toplantı odasında ki koltuklardan birine oturduğum da o da gelip yanımda ki boş yere oturdu. Boştaki elimi tutarken "alsında tolga aradı beni"
Öyle dediğinde ister istemez korkmuştum çünkü tolga abimle beraberdi ve genelde abim iyi olmadığında arardı.
"Nolmuş!?"
"Sakin ol.. Tolga şuan annesi ile birlikteymiş ve yanından ayrılamıyormuş. Demir yine.."
"Yine bara gitmiş değil mi?"
"Evet... Biz gidip alıcaz şimdi onun için seni almaya geldim"
"Of abi offf!"
Ayağa kalktığımda emre ile beraber odadan çıktık. Babama şirketten çıktığımı belirten bi mesaj attıktan sonra zemin kata indik. Emre'nin arabasına binip yola koyulduk.
Hep böyle yapıyordu. Her allahın günü o lanet yere gidip içerdi ve ne dersek diyelim dinletemezdik.
"Çok içmemiştir değil mi?"
"Güzelim abinin bünyesi alışık yani çok içmişse bile büyük bi olay çıkacağını sanmam"
"Umarım.."
Yaklaşık bi yirmi dakika sonra bi mekanın önünde durup arabadan indik. Yüksek müzik sesi kulaklarımızı doldururken içeriye girip ilerledik
Abimi gözümüze kestirdiğimizde yavaş adımlarla yanına ilerledik. Tezgahın önünde ki sandalyelerden birinde oturmuştu. Kafasını aşağıya eğmiş tepkisiz bi şekilde önüne bakıyordu. Kısık sesle birşey mırıldanıp söylüyordu.