İyi okumalarr
Öykü'den devam
"Beni seven kızın seçiminden süphe duymuyorum"
Mert "kaçtır üzüp durduğun kız mı desek? öykü kimi isterse onunla kalır zaten" diyip bileğimi bıraktı.
Demir yüzüne umursamaz bi tavır yerleştirip bileğimi bıraktığında mert'e bakmaya başladı.
Ben aralarından çekildiğimde birbirlerine yaklaştılar.
"Demir-"
Demir sözümü keserken net ve sert çıkan sesiyle "Geride dur." dedi.
"Seni adam gibi uyardım değil mi?" sen ne yaptın, damarıma basmaya çalıştın. Ben şimdi senin ağızını burnunu kırsam haksız yere mi lan!?"
"Kırsana ağızımı burnumu? Hadi!? Sen bu kızın kalbini kırmışsın kaç kere, benim ağızımı burnumu kırsan ne yazar"
"Mert yapma, dikine gitme mert lütfen.."
"Güzelim sakin o-" demir aniden mert'in yakasından tutup duvada vurdu ve yumruğunu sol yanağına geçirdi.
"Demir dur!" desemde dinlemedi..
"Noldu? Zoruna mı gitti? İncilterek soldurduğun çiçeği mutlu edebileceğim düşüncesini kendi gururuna yediremedin değil mi anasını satayım!"
Demir mert bunu dedikten sonra yüzüne bir yumruk daha geçirdi. Ard arda bir kaç kez daha vurdu..
Mert'in elmacık kemiği morarmış, burnundan kan damlıyordu.
"Ya dur artık dur! Yeter!" diye bağırdığımda demir dolmuş gözlereme baktı.
"Öykü?"
O sırada merdivenleri çıkıp bana bakan alevle gözgöze geldim. Demir mert'in yakasını bırakıp elini bana uzattığında kendimi geri çektim. Ağlamıyacaktım kararlıydım. Alt dudağımı dişleyip dolan gözlerimi sildim. Elbisemin eteğini kaldırıp hızlı adımlarla bir kaç basamağı çıkıp boş bi odaya girdim ve kapıyı kapattım.
Ben girer girmez arkamdan kapı açılıp kapandığında demir ile göz göze geldim.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Hakettiğini"
"Bu mu senin anlayışlı halin"
"Evet"
Elimi alnıma koyup başımı eğdim. Ofladım ve kafamı kaldırdım "orda sana elini dahi kaldırmadı ve sen-"
"Ve ben bana öyle bakmasan bayılana kadar döverdim"
"Neden!?"
Bir şey demedi.
Sustu.
Mükemmel(!)
Belimi kavrayan ele gözlerim kaydığında kalbim hızlanmıştı. Demir belimden tuttuğu gibi beni kendisine çekerken aramızdaki mesafe kapanmıştı. Gözlerine sabit bi şekilde bakıp heyecanlandığımı belli etmemeye çalışıyordum.
O da gözlerinin içine uzun uzun bakarken "onu mu seçicektin?" diye sordu elmacık kemiğime nefesi vururken.
Başımı yavaşça iki yana salladım.
"İkilemde kaldın bence" dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Hayır. Alakası bile yok. Ancak sen böyle düşünüyorsan sana cidden bravo! Hatta başka ne düşündün cidden merak ediyoru-" dudaklarımın üstünde hissettiğim baskı ile cümlem yarım kalmış ve gözlerim kapanmıştı.