Yazardan devam;Mert kucağında öykü ile beraber evden çıkarken diğerleri arabada ikisini görmüştü. Planları suya düşünce bazıları küfür mırıldanmaya başladı.
Öykü'nün başına gelebilecekleri az çok biliyorlardı.
Risk almışlardı ama değmemişti.
Derin nefesini dışa verip abisini aradı. Demir'e plandan zerre kadar bahsetmemişlerdi ve şuan öğrenmesinden tedirginlerdi.
Demir her ne olursa olsun öykü'nün bu şekilde incilebilceği bi şeyi kabul etmezdi.
Arda ve melis de ilk başta kabul etmemişlerdi ancak tek yol bu gibi görünmüştü.
Mert evi yakın olduğu için yol boyunca öykü'yü kucağında taşımıştı. Yanağını öykü'nün yanağına değdirdiğinde ateşi olduğunu farketti.
Kalbi deli gibi atoyordu ve korkuyordu. Sevdiği kızın başına böyle bir şey geldiğinde ne yapması gerektiğini şaşırmıştı. Öykü onun gözüne her zaman güçlü görünsede, mert öykü'nün ne kadar kırılgan biri olduğunu derinlerde görebilmişti.
Küçük yaşta babasını kaybetmişti mert. Baba sevgisinin ne demek olduğunu bile bilmeyip eksiklik çekerken öykü'ü düşünmüştü ilk tanıştıkları gün.
Flash back
Yine dersi kayda almadan zamanın geçip gitmesini dileyen mert önünde ki kağıtlarla uğraşıyordu.
Dersin daha yarısında sınıfa birden giren kız dikkatini dağıttı. Kapıyı çalmamıştı bile? Öğretmen dahil bütün sınıf kıza bakıp fısıldaşırken kız boş olan mert'in yanındaki yere oturdu.
Dalgalı kızıl saçlarını bi tarafına toplarken gözü yanında onu izleyen mert'e kaydı.
"Ne var?
Mert konuşamadan öğretmen araya girdi.
"Kızım farkındaysan burası sınıf."
"Anotomiye giriş dersi, ikinci kat? Doğru geldim farkındayım"
Öğretmen kızı umursamadan derse devam etmeye başladığı sırada mert hâlâ kıza bakıyordu. Arkalarda fısıldayanların sesini duymuştu ister istemez. Dedikodu yapanlar ise her önüne gelenle çıkan itici tiplerdi.
"Kızın anne babasını sevgilisi öldürtmüş"
"Oha! Nerden biliyorsun?"
"Alt mahallede ki lise bununla çalkalanıyor. Benim anne babam ölse bu kadar yüzsüz olmazdım"
"Değil mi? Eski sevgilisini gördüm, taş gibi. Eğer anne babasını öldürdüyse kız haketmiştir"
Mert duyduklarına daha fazla dayanamayıp arkasına döndü ve "siz kaşar olmayı hakedicek ne yaptınız?" dedi.
"Mertciğim sen bizi yanlış anladın tatlım"
"Özür dileyin kızdan." dediğinde kız mert'e bakmaya başlamıştı. Dedikodu yapanlar utana sıkıla özür diledikten kısa süre sonra ders bitmişti.
Sınıfa giren mor saçlı biri yeni gelen kızın yanına gelip "öykü, nasıl geçti ilk dersin?" diye sorduğunda mert'in dudağının kenarları ismini öğrenmenin mutluşuğuyla yukarı kıvrılmıştı.
Adının öykü olduğunu öğrendiği kıza bakarken "öyle kişiler sana bulaştığında pek takma, ne söylediklerini bile bilmezler" dedi mert.