Kafam allak bullak, dün bölüm atamadım kusura bakmayın bebeklerim🤧
İyi okumalarr
Öykü'den devam
Benim buraya geliceğimi biliyordu, emindim. Neydi bu canımı yakma çabası mı?
Az önce öptüğü kızdan uzaklaşıp bana doğru yürümeye başladı demir özcan.
Gözlerimi ondan kaçırıp mert'e baktım.
"Öp beni!"
"Ne?"
"Mert öp işte?!"
"Öykü ne saçmalıyorsu-"
Daha fazla konuşmasına izin vermeden elimi boynuna koyup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Bir elini belime yerleştirirken öpüşüme karşılık verdi.
Bir süre sonra kendimi çektiğimde mert alnını alnıma dayadı. Demir'i gördüğüm tarafa baktığımda orda olmadığını gördüm.
"Amacın neydi?"
Sorduğu soruyla beraber mert'e baktım. Kalabalığın içinde yürüyüp koltukların olduğu tarafa giderken "seni öpmek?" dedim.
"Karşında çocuk yok öykü"
"Var bence?"
Bir şey demedi.
Çocuğu kullandın?
Evet?
Sana karşı hisleri olduğu belli.
Yani? Banane.
Offf"Amacın ne?"
Arkamızdan gelen uzun zamandır duymadığım tanıdık sesle beraber o tarafa döndüm.
"Sen muhattabım değilsin?"
"Öykü kalp kırmak istiyorsan bu şekilde olmaz."
"Senden mi öğrenicem kalp kırmayı Tolga? Napıyım her gün başkasıyla mı yatıyım?"
Önümüzde L şekilinde bi koltuk vardı ve tolga oraya oturdu. Mert'e bakıp "kardeşim bi beş dakika müsade etsen?" dediğinde mert bana "umrunda değil ama ikinci katta olucam." dedi ve kalkıp yanımızdab ayrıldı.
Tolga görmeyeli yüz hatları daha ön plana çıkmış, saçları biraz daha ulaşmıştı. Saçlarınıb yanlarını kısa bırakmıştı ve önlerini havaya dikmişti. Tarzı her zamanki gibiydi ve giyindiklerini baya iyi taşıyordu.
"Ne diye geldin tam anlamadım?"
"Demir'in önünde o çocuğu öptün"
"O çocuk değil. Mert."
Sanki çok umrunda amına koyayım!
Yo"Kim olduğu beni ilgilendirmez."
"Benin ne yaptığımda ilgilendirmez?"
Oflayıp dizinin üstüne dirseklerini koydu ve kafasını bana yaklaştırdı. Olduğum yerde aynı rahatlığımla otururken konuşmasını bekledim.
"Madem ilgilendirmez, o zaman demir'i öyle görünce neden sinirlenip aynı şeyi yaptın?"
Sorduğu soruya direkt "sinirlenmedim" dedim. Gözlerimin içine bakarken "neden gözlerini kaçırıyorsun?" dedi.
Bir cevap verme gereği duymazken telefonumu elime aldım.
"Kaçıcak mısın cidden?"
Yine sustum.
Telefonumla ilgilenir gibi yaparken hâlâ bana baktığını farkındaydım.
"Eski öykü daha cesurdu. Sen kendini korkusuz falan mı sanıyorsun?"