Şirketin önüne gelince direkt arabadan indim, onu beklemeden içeri girip asansörün aşağıya inmesi için tuşa bastım.
Of nerde kaldı bu asansör, şu uyuz gelmeden binsem de kalsa öyle.
Sonunda asansör gelince hemen içeri geçtim. Tam kapı kapanacakken Emir beyimiz gelmişti. Şansızlığın'da böylesi
İçeri gelip yanımda durunca ona bakmadan 5. kata bastım. Yandan göz ucuyla ona baktığım da onunda bana baktığını fark ettim.
Gözlerimiz kesiştiği halde bakışlarını kaçırmadı, dengesiz patron bozuntusu ne diye bakıyorsa.
Bakışlarımı kaçırarak önüme döndüğüm de dayanamayıp tekrar baktım ve Emir hâlâ bana bakıyordu daha fazla dayanamayıp
"lütfen bakışlarınızı üzerimden çeker misiniz" dediğim de bu anı bekliyormuş gibi cevabı gecikmedi.
"Neden?"diyerek tamamen bana döndü bende ona dönünce bir adım üzerime gelip
"yoksa etkileniyor musun benden ve bakışlarımdan?" dediğinde kocaman gözlerle ona bakıp bir adım geriye gittim.
"Ne münasebet ne etkilenmesi ben sadece" dediğim an tamamen aramızda ki mesafeyi kapatıp dibime girdi.
"Sen sadece ne?" dediğinde nefesim kesildi yine o eşsiz parfüm kokusuna maruz kaldım.
Gözlerine baktığımda ne yapmaya çalıştığını anlamak istedim ama bakışlarından hiçbir şey anlaşılmıyordu.
Ne bitmez asansörmüş arkadaş
" biraz çekilir misiniz Emir bey"dediğim an asansör durdu.
Sonun da kapı açılırken kapıda birileri vardır endişesiyle hemen Emir'i itip kapıya doğru yürüdüm.
Onun görmediği şekilde derin bir nefes alıp verdim. Neredeyse kalp krizi geçirmek üzereydim.
Asansörden çıkıp hızla yürümeye başladığımda o da hiçbir şey olmamış gibi yanımdan geçti.
Tam odasına girecekken
"Emir bey bir isteğiniz yoksa ben odama geçeyim" dediğim de
"Bugünlük pek fazla bir iş yok. Sadece günlük geçirilmesi gereken dosyaları bilgisayara geçir mail olarak bana ve murat'a gönder"
"peki Emir bey" diyerek hemen odama koştum kapıyı kapatıp yaslandığım gibi rahat bir nefes aldım.
Az önce ne oldu ya öyle?
Resmen benden etkileniyor musun diye sordu. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi davrandı bu adam gerçekten tam bir dengesiz.
Benimle oyun oynamaya çalışıyor!
Sinirle çantamı masaya bırakıp sandalyeyi çekip oturdum. Çaktırmadan karşıya baktığım da ceketini ve kravatını çıkarmış, gömleğinin ilk üç düğmesini de açmış bir şeyler çiziyordu.
Hangi ara bunları yapıp da çizime başladıysa bu adamın hızına yetişmek mümkün değil.
Ama bu haliyle bile nefes kesici gözüküyordu, ya bir insan nasıl bu kadar yakışıklı aynı zamanda da büyük bir bidon olabilir?
Sanki iki yüzü var biri şeytan biride melek. Onu bu hale getiren şey ne olabilir de bu kadar duygusuz bir varlık haline bürünmüş?
Bir ara Murat'a sorup öğrenmeliyim!
Emire aval aval bakmayı kesip masama baktım. Ne yapıyorum ben böyle, resmen dediğine geliyordum.
Hayır Nehir kendine gel!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)
General FictionAnnesini ve Babasını küçük yaşta kaybeden iki kız kardeş, küçük yaşlarda anne ve babasızlığın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendiler. Anneanneleri tarafından büyütülen Demet ve Nehir bir şekilde bu hayata alışmışlardır ve bu hayatta değerli olan tek...