{ EMİRDEN }
Arabamdan sinirle çıkıp kapıyı resmen kırmak istercesine fırlattım gerçekten çok öfkeliydim. O salak kız karşıma çıktığından beri işim rast gitmiyor hayatıma kabus gibi çöktü resmen. Odama geçtiğim'de asistanım Banu odamda oturuyordu.
Beni görünce hemen ayağa kalkıp " ne oldu sana, bu halin ne ?" yüzüne bakmayarak masama oturdum
"ne var Banu" dediğime bozulmuştu farkındayım ama o laftan anlamayan biri"şey emir..." diyerek yanıma yaklaşıp elini omzuma koydu "bu gece biraz takılırız demiştin. Bize gidelim mi" diyerek ellerini ıslanmış olan gömleğimi umursamadan göğsüme koydu. Bu sefer o cadı kız yüzünden tüm keyfim kaçmıştı.
Banu'nun kolunu itip "istemiyorum. Defol" Banu şaşırarak
"ama emir sen demiştin ki.."
"ne dediysem o zaman dedim ve dediklerime çok önem veriyorsan şuan da dediklerimi dinler gidersin buradan hadi ikile"
Söylediklerime öfkelenip tam bana tokat atacakken kolundan tutup ayağa kalktığım gibi arkasına doğru büktüm. Acıdan inlerken yüzüne yaklaşıp "buna nasıl cüret edersin sen kimsin de bana el kaldırırsın. Kovuldun hemen şimdi Muhasebeden çıkışını al" diye bağırarak geriye doğru savurdum onu.
Kollarını ovalayıp "pislik herif" diyerek odadan çıktı. Şuan ki öfkem banudan çok o şımarık kızaydı onu bir kaşık suda boğmak istiyorum.
"LANET OLSUN" diye bağırarak koltuğa tekme attım. Öfkem hızlanmış nefesimin düzene girmesine bir türlü müsaade etmiyordu. Onun yüzünden herkesin içinde küçük düştüm.
Hızla açılan kapıya bakınca murat telaşla odama girdi.
"ah be abi neredesin sen sabahtan beri" söylenerek kendini koltuğa atan kardeşimden bakışlarımı çekerek sakinleşmeye çalıştım. Halimi fark edince ayağa kalkıp yanıma geldi
"Abi bu halin ne ? ne oldu sana böyle ?"
"boşver beni ne oldu toplantıdaydım az önce geldim nedir bu telaş"
"sabahtan beri neden telefonlarıma cevap vermiyorsun" dediğinde cebimi kontrol ettim telefonum yoktu nereye koydum lanet telefonu.
Masanın etrafına bakarken murat "ne arıyorsun"
"telefonumu bulamıyorum" dediğim an aklıma telefonu en son ceketime koyduğumu hatırladım kahretsin restoranda düşürmüş olmalıyım.
Sinirle nefes alıp " sen eve dön ben buradaki yedek kıyafetlerden birini giyip telefonumu alıp gelirim" murat'ın konuşmasına izin vermeden "hadi murat" dediğim de tamam diyerek gitti.
{NEHİRDEN }
Ay geberdim kaç saattir yerleri silmekten helak oldum kurumuş boyaları kazmaktan yerlere yeni şekiler verdim resmen. Allah'tan ipek yanımdaydı yoksa bu kuruyan boyayı sabaha kadar bitiremezdim. Elimde ki bezi kirli su dolu olan kovaya atıp yere oturdum.
Bugün o kaba adamın burada toplantısı olduğu için kapatılmıştı sadece ben, ipek ve şişman patron buradaydık. Ceza verdiği yetmiyor birde evine gitmeyip bekçilik yapıyor.
Yanıma oturan ipeğe baktığımda yorgunluktan çökmüştü resmen. "Ya nehir sabahtan beri telefonun titreyip durdu gidip baksana kızım"
"benim telefonum cebimde" diyerek kasaya doğru gittim. Masanın üzerindeki telefonu görünce elime alıp ipeğe gösterdim "bu telefon kimin" diye sorduğumda ipek bilmem der gibi başını sallayıp omzunu silkerek yorgunluktan gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)
General FictionAnnesini ve Babasını küçük yaşta kaybeden iki kız kardeş, küçük yaşlarda anne ve babasızlığın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendiler. Anneanneleri tarafından büyütülen Demet ve Nehir bir şekilde bu hayata alışmışlardır ve bu hayatta değerli olan tek...