22.BÖLÜM

1.7K 218 136
                                    

Öfkeyle bize bakan Emire dikkat ettiğim de sabahki kirli gömleğinden kurtulmuş her zaman ki gibi siyah bir gömlek giymişti.

Gerçekten harika gözüküyordu her zaman ki gibi yakışıklıydı.

Sadece bir gömlek giymesine rağmen bu kadar yakışıklı olmayı nasıl başarabiliyor anlamıyorum.

Barışın Emir'i gördüğü andaki sırıtışı hiç hoşuma gitmedi.

Bu ikisi düşman kuzen olmalı nedense öyle hissediyorum. Asansörden çıktığımızda barış sırıtmasına devam ederek

"naber kuzen"diye sordu gıcıkça.

Yumruğunu sıkmış eller dikkatimi çekerken Emir barışa cevap vermeden sadece bana bakıyordu

"nereye asistan?" diye sorunca ses tonu korkmama sebep oluyordu

"şey Emir bey öğle arasına çıkıyordum yukarda barışla karşılaştık da beraber gideceğiz" dedim

Bu adam bazen beni fazlasıyla korkutuyordu. Kasılan çene kaslarıyla öfkesinin boyutunun zirveye çıktığını anlıyordum.

Yanlış bir şey mi söyledim ben?

Emir hiçbir şey söylemeden hızla yanımızdan geçip asansöre bindi. Arkasından sadece şaşkınlıkla bakakaldım.

Emir gittikten sonra barışla şirketten çıkıp yemek için hemen yan tarafta şirkete ait olan kafeye geçtik.

Garson menüleri verince ben direk et ve soslu makarna istemiştim. Bu iki yemek Vazgeçilmezlerim.

Barış menüde biraz daha oyalanıp karar verememiş olacak ki

"bende aynısından alayım" dedi tebessüm ederek. Garson yanımızdan uzaklaşınca ikimizde konuşmuyorduk. Daha fazla dayanamayıp

"barış sabah olanlarda bir yanlış anlaşılma var. Göründüğü gibi değil" dediğim de

"lütfen nehir bana açıklama yapmak zorunda değilsin" dedi

"evet açıklama yapmak zorunda değilim fakat bizi öyle görmüş olman beni rahatsız etti hakkımda yanlış düşüncelere kapılmanı istemiyorum" dediğimde hiç beklemediğim bir hareket yaptı masanın üzerinden uzanarak ellerimi tuttu

"eminim ki mantıklı bir açıklaman vardır ki senin orada yanlış bir şey yapmayacağını da biliyorum bu yüzden hiç konuyu bile açmadım rahat ol lütfen" dediğinde hafiften tebessüm ederek ellerimi çektim ve teşekkür ettim.

O sırada birden bire Abidin beliriverdi yanımıza

"merhabalar barış bey" dedikten sonra bana bakarak "nehircim nasılsın"dedi enerjik bir şekilde.

"Teşekkür ederim Abidin iyiyim sen nasılsın"diye karşılık verdiğimde

"çok açım baktım sizlerde buradasınız beraber otururuz diye düşündüm" diyerek yanımdaki sandalyeye oturdu

"sizin için bir problem yoktur değil mi?" dediğin de barış sessizliğini bozarak yapmacık bir tebessümle

"oturdun zaten Abidincim" dedi. Abidin hiç bozmadan gülmeye devam ederken siparişlerimiz gelmişti.

Abidin de sipariş verdi ve yemeklerimizi yemeye başladık...

=EMİRDEN=

Sabah Tuğçenin saçma sapan olan davranışları beni deli etmişti.

Sevgilimmiş gibi benden hesap sormasına katlanamıyorum bir iki defa takıldık diye kendini sevgilim sanıyordu.

KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin