🐼❄️ 47.Bölüm ❄️🐼

163 23 35
                                    

                                                                                       =EMİRDEN=

"Bana bak Abidin şu ana kadar susup sabrettiysem senin aklıma koyduğun, şu sacma sapan oyun muhabbetinden dolayıdır. Bir yanım Nehire karşı kin ve öfke doluyken aklıma senin söylediklerin gelince ona haksızlık yapmış olabileceğim düşüncesi beni kahrediyor" diyerek ellerimi sertçe enseme yerleştirdim.

"Emir biraz sakin kafayla düşünür müsün lütfen? Bu Barış ne kadar şerefsiz biri benden daha iyi biliyorsun. Neler yapabileceğini de. Zamanında kalkıp Nehirden uzak dur diyerek seninle kavga çıkardı.  Aklı sıra senin aklını karıştırmak istedi. Tabii bunda başarılıda oldu. Bu sizi ayırmak için onun ilk hamlesiydi, seni zayıf noktandan vurmaya çalışıyor oğlum anla artık şunu. Ve senin gibi bir adamın şöyle aptal bir oyuna kandığına da inanamıyorum doğrusu" Dedi uzun ve mantıklı bir şekilde.

Aklım almıyordu bu yaşadıklarımı. Söylediklerine ister istemez hak verirken, doğru olmasını da çok fazla istiyordum. Çünkü daha fazla bu ihanetleri kaldırabilecek gücü kendimde bulamıyorum.

"Abidin onları gördüm gece kulubünde el ele, göz göz dans ediyorlardı ve Nehir hanım çok mutlu görünüyordu bizim o adam yüzünden kavgalı olduğumuz halde." Dedim öfkeyle. Bu kadar şeyin barışın bir oyunu olması imkansızdı.

"O konu benimde kafamı karıştırıyor ama Nehirle konuşmadan bilemeyiz"

Aklım o kadar karışıktı ki nasıl hareket edeceğimi bilemiyordum içten içe Nehirin suçsuz olmasını diliyordum hata yapan, aptallık edip inanan ben olayım istiyorum.

"Her neyse bunu daha sonra konuşacağız şimdi toplantıya geçelim bence, reklamcılar gelmiştir" derin bir nefes alarak ceketimi üzerime geçirip Abidinin odasından çıkıp toplantı odasının yolunu tuttuk.

Toplantı odasına yaklaştığımızda kafamda bin bir türlü soru işaretleri vaken aniden gördüğüm görüntü karşısında olduğum yerde kalıvermiştim. Nehir ve yanında Muratların olduğu, bir kaç adam vardı ve içlerinden biriyle karşılıklı olarak gülüşerek muhabbet ediyorlardı.

Ellerim kendiliğinden yumruk olurken, sertçe yutkundum. Nehiri daha kaç kişiyle bu samimiyetle görecektim ben ? Bana olan ihanetini kaldıramamışken hergün utanmaz gibi karşımda olup, üstüne her gördüğü adamla samimiyet kuran bir kadına nasıl oldu da aşık olmuştum?

"Emir gelsene"diyen Abidinle düşüncelerimi bir kenara bırakıp gözlerimi Nehirden ayırmadan onlara doğru ilerledim. Ona karşı yaklaşan her adımım kalbime hançer saplıyor gibiydi. Bizi farkedip koca gözlerini üzerime diktiği zaman bedenimin ürpertisi bana ihanet ediyor, ona karşı yok etmeye çalıştığım hislerimi acımasızca gün yüzüne çıkarıyordu.

"Sonunda geldiniz be abi, nerede kaldınız?" Diyen neşeli murata dikkatimi vererek genzimi temizledim. "Ufak bir işimizi vardı halledip geldik. Beyler reklam ajansından mı?" Diye hızlı bir soru sordum, gözlerimin Nehire kaymasına engel olamayarak. Sorumun asıl amacı Nehirle konuşan adamın kim olduğuydu. 

Bunun beni ilgilendirmemesi gerekiyordu değil mi?

Zaten ilgilenmiyorum.

"Evet abi, tanıştırayım sizleri.  Bora Tekinoğlu. Kendisi bizzat bizimle çalışmak için Yurt Dışından geldi. Ağabeyim Emir Karasu, Yönetim Kurulu Başkanımız." diyerek biraz önce Nehirle sohbet eden adamı tanıttığın da, bu durum hiç hoşuma gitmemişti.

Pek iş becerecek bir tipi de yoktu. Dosyasını tekrar incelemeye aldırmayı bir kenera not alarak uzatmış olduğu elini sıktım. 

 "Buyrun detaylarını odada konuşalım" diyerek herkesin içeri girmesini sağlarken Nehirin arkasından bende içeri girdim. Giymiş olduğu saçma eteğine yeterince sinirlerimin bozulmuş olması yetmiyormuş gibi birde bana nefret ve iğrenti dolu bakışlarını göndermişti.

KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin