🐼Oy sınırı=120
🐼Yorum sınırı= 500
🐼Keyifli okumalar dilerim ☺️
💦💦💦💦💦💦💦💦💦
Yaklaş üç dakikadır yolun ortasında Emirle bir birimize sarılıyorduk. Kokusu o kadar güzeldi ki beni etkisi altına almıştı, ağladığım için burnum tıkanmış olabilir fakat buna rağmen parfüm kokusu burnumda dans ediyordu.
Burnumun ucu hafiften kaşınınca dalgınlıkla burnumu göğsüne bastırarak başımı sağa sola sallayarak kaşıntının gitmesini sağladım. Yapmış olduğum hareketin farkına varınca kapalı olan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Sırtımda olan Emir'in elleri gevşediğinde utanarak geriye doğru adımladım, başımı kaldırıp Emir'in şaşkın bakışlarına karşılık mahcupça "şey ben özür dilerim bilerek yapmadım" dediğim de Emir sadece kaşlarını havaya kaldırmıştı. Cevap vermemiş olması içimde ki utanç duygusunu harlıyordu.
Gözlerimi Emir'in tişörtünde gezdirip "aslında çok da bir şey olmamış canım, makinaya atsan yeterli olacaktır" dedim patavatsız gibi.
Emir parmaklarının ucuyla tişörtünü çekiştirip yüzünü buruşturarak ıslak yerleri incelerken "sağol ya, bir sümüğünle karşılaşmadığım kalmıştı o da oldu Nehir" dediğinde gerçekten çok utanmıştım. Keşke yer yarılsa da dibine düşsem şuan da.
"Ya öyle söylemesene, bir anda oldu farkında değildim" diyerek gözlerimi ondan kaçırmıştım. Hafif bir kıkırdama sesi duyduğumda Emir'in sırıtan yüzüyle karşılaştım otomatikman kaşlarım çatılırken Emir gülerek başını sağa solla salladı.
"Çok tuhaf bir kızsın biliyorsun değil mi?" diye sordu eğlenir bir tonla. Kollarımı göğsümde birleştirerek çenemi dikleştirip
"Bence tuhaf olan sensin ben değilim" diyerek tripli bir şekilde saçlarımı savurdum. Emir Gülerek kolumdan tutup "tabi canım öyledir, her neyse bence daha fazla burada beklemeyelim, senin köpekler gelmeden Eve geçelim." Dediğinde sessizce Emiri onaylayıp yürümeye başladım.
Emir'in geldiği yöne doğru yürüdüğümüzde arabasının orada olduğunu fark ettim. Arabasına bindikten kısa bir süre sonra evine gelmiştik.
Kemerimi çıkarıp tedirgince Emire doğru döndüğüm de, hafif çatılmış kaşlarla bana bakıyordu.
"Bir şey mi oldu?" Diye sorunca boğazımı temizleyerek "ben bugün için teşekkür ederim, benim için o kadar uğraştın" diye fısıldadım çekingen bir sesle.
Çok saçma bir şekilde utanarak bakışlarımı arabanın içerisinde gezindirirken, yanağıma değen yumuşak avuçla heyecandan genişleyen gözlerle Emire bakmaya başladım.
Yüzümü avuçlayarak baş parmağını yanağımda gezdirdiğinde heyecanım artmıştı "teşekkür etmene gerek yok Nehir, ne zaman her ne sebepten ötürü olursa olsun ben hep senin yanında olacağım. Sen yeter ki yardıma ihtiyacın olacağı an aklına ilk beni getir, çünkü bana ne zaman ihtiyaç duysan ben hemen baş ucunda olacağım." diyerek buruk bir şekilde tebessüm ettiğinde yüzümde kocaman bir tebessüm beliriverdi.
Dudağımı dişleyerek "söz mü?" Dedim kahvelerini esir alarak. Sorduğum soruyla Emir'in gülüşü tüm yüzüne yayılmıştı. Gözlerini kısıp başını yana yatırarak elini yanağımdan çekmeden
"Söz, başımın belası Söz" dedi içtenlikle.
Ama ben seni yerim, hatta parça pinçik ederim, ponçik misin sen? Niye bu kadar şeker bu adam ya?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)
General FictionAnnesini ve Babasını küçük yaşta kaybeden iki kız kardeş, küçük yaşlarda anne ve babasızlığın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendiler. Anneanneleri tarafından büyütülen Demet ve Nehir bir şekilde bu hayata alışmışlardır ve bu hayatta değerli olan tek...