🐼❄️ 46.BÖLÜM❄️🐼

142 18 19
                                    

Salonda oturmuş önümde ki abur cuburlara bakarken ablam ve uzun süredir sadece telefonlaştığım yakın arkadaşım ipeğe başımdan geçen her şeyi anlatmıştım. Başta ikisi de çok öfkelenmiş hatta o öfkeyle Emirin evini basma kararı almış olsalar bile onlara engel olabilmeyi zorlukla başarmıştım. Hırsla avucumu patlamış mısıra dalrdırıp ağzıma attım.

Çiğnerken bir kısmını yutup ayağa kalkıp sağa sola volta atmaya başladım.

Pislik herif, taş kalpli bidon.

"Göster kız o bidona gününü" diyen ablama saniyelik bir bakış atıp  "göstereceğim " diyerek devam ettim gidip gelmeye.

" Mahvetmeliyiz o yakışıklı suratını" diyen kişi bu sefer ipekti. Tekrar durup "mahvedicem onun o melek görünümlü şeytan yüzünü" diyerek çatık kaşlarla duvara baktım.

"Vur kız nehir, öldür onu" diyen sesle anlık bir gazla "öldüreceğim" dedim hırsla. Kulağıma gelen bu cazip fikrin sahibine baktığım da kapıya yaslı duran sadoyu gördüm.  Hızla sert yüzüme sahte ve şapşik bir gülüş ekledim.

"Ne yapıyorsunuz kızım siz burada? Kimi öldürecek kadar akli dengeni kaybettin fındığım sen?" Diye alay ederek yüzümü avuçlayan sadoya sertçe bakıp elini ittim, cevap verecekken ipek araya girdi.

"Kardeşimize yamuk yapan o Em.." İpeğin söyleyeceği şeyi anladığım gibi lafını keserek hemen araya girdim.

"Ya bizimbiraz  Emirle aramız bozukta o yüzden şey ettik" diyerek geçiştirmeye çalıştım.  Sado şüpheyle bakışlarını aramızda gezdirip tek kaşını kaldırdı.

"Bana bakın! Doğruyu söyleyin eğer ki o dingil sana bir yamuk yaptıysa söyle hemen gidip beynini yamultayım onun" ciddiyetiyle konuşan sadonun söyledikleri çok mantıklıydı.

Her şeyi anlatıp sadoyu üstüne mi salsam acaba? Konu kökten kapanır ebediyete uğurlarız artık o meteor görünümlü bidonu.

Aman ne saçmalıyorum ben ya?

"Ay saçmalama sado ya ne yamuğu, olsa ben sana anlatmaz mıyım?" Beni onaylaması için ablama bakarak "değil mi ablacım?" Dedim.

Ablam hemen bana ayak uydurup ipeğin kafasına haiften vurarak " tabii tabii saftirik ipek işte olayları büyütmeye bayılır bilirsin" dediğin de üçümüzde sahte ve olaydan sıyrılmak için absürt gülüşler sergiledik.

İpek ayaklanarak

"Aynen sadocum hatta çok geç olmuş ben artık kaçayım" diyerek hızla ablam ve beni öptükten sonra sadoyu da öpüp yanağını mıncırdı.

"Çek kızım şu elini, yapmayın. Sevmiyorum bu hareketi " diyerek ipekten kurtulmaya çalıştığında bu halleri iki günden beri ilk defa beni içten içe gülümsetmişti. Emirden önce, yani aşık olmadan önce en azından mutlu bir hayatım vardı kalbimin yarası bu kadar derin ve acı verici değildi.

Sanırım aşk; acı çekmek için var...

"Tamam be yemedik seni huysuz şey. Bedoşa çok selamlar" diyerek evden ayrılan ipekle; salona sessizlik istilası uğramıştı. Üçümüzde anlamsızca bakışıyorduk. Tabii sadonun bakışları hiçte hayra alamet değildi. Bir şeylerden şüphelendiği çok açık bir şekilde aşikardı. Gergin sessizliğimizi bozan ablamın telefon mesaj sesiydi. Okumuş olduğu mesajla yerinden fırlamıştı.

Sadoyla anlamsızca ona bakarken mesajın kimden geldiği merak konusuydu bizim için.

"Aaa şey ya, ben biraz daraldım bir hava alayım" dediği gibi sado ablamın hareketiyle eş değer bir hızla ayaklanarak "iyi  bende seninle hava alayım" dediği an ablamın gözleri kocaman açılmıştı.

KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin