KALBE KİLİT VURULMAZ(KARANLIĞA FISILDAMAK)

🐼❄️39.BÖLÜM❄️🐼

❤️Herkese selam olsun canlarım uzun bir aradan sonra yeni bölüm ile sizlerleyim 🥰 bölüm bir kaç sorundan dolayı böyle gecikti lütfen kusuruma bakmayın ❤️ sizden ricam elinizden geldiğince yorum yapıp küçük de bir oy vererek destek olmanız.  Bölüm pek içime sinmedi ama umarım beğenirsiniz, KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM🤗

                                🍀🍀🍀

Emir avucunda ki elimi şefkatle sararken odasından çıktık. Tam kapıyı kapatacakken Emir bir anda dikkatle üzerimde ki tişörtünü incelemeye başladı. Kısa bir süre sonra sorduğu soruyla utançla kendi üstüme baktım.

"Bir dakika ya, sen iç çamaşırını çıkarmadın mı?" 

Giymiş olduğum tişörtün göğüs kısmında hafif ıslaklıklar vardı sanırım Emir'in dikkatini çekmişti. Of bu kadar açık sözlü olmasına ne gerek vardı?

"Sana soruyorum Nehir" 

"şey ben sadece tişörtle dolaşamam" dediğim de gözlerini kısarak beni izlediğinde bir anda aklına bir şey gelmiş gibi yüzünü ekşiterek " kızım goncanın kıyafetleri var, niye söylemiyorsun?" diye söylenirken gonca yeni aklıma gelmişti. "Gonca benim hiç aklıma gelmedi ya, ayrıca sen niye söylemiyorsun goncanın kıyafetlerini giy diye?" dedim sitem dolu sesimle. 

Ciddi yüz ifadesi bir anda yumuşarken hafif bir tebessüm yuvası edindi. Avucundaki elimi sahiplenir bir şekilde sıkarak diğer eliyle belimden tuttuğu gibi kendine çektiğinde normal kalp atışlarım tekrar dünya turuna çıkmıştı. Şaşkınlıkla ona bakarken ne yapacağını kestiremiyordum.

Başını yana atarak "aklımı başımdan aldın kızım, senden başka bir şey düşünemiyorum ki ben" dediğinde ılık nefesiyle beraber bedenim tamamen mayışmıştı. Parıldayan ve beklenti dolu bakışlarına karşılık söyleyecek hiçbir şey bulamadığım da utanarak bakışlarımı kaçırdım. Bir anda sıcak ve yumuşak dudaklarını yanağımda hissettiğimde heyecanla gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Öpüşü o kadar içten ve sıcaktı ki çekilmesini asla istemiyordum. Kollarımı boyununa dolayıp huzur bulmak istiyordum.

Bir süre çekilmeden kokumu içine çektiğin de bedenimi tiz bir titreme almıştı, bana olan yakınlığı o kadar çok duyguyu barındırıyordu ki sonsuza dek bu halde kalabilirdim onunla. Sevilmenin ve sevmenin ne demek olduğunu şuan çok daha iyi anlıyordum. Emir'in hayatıma girmesiyle, insanlar içinde acılarımla beraber çırpınarak yaşamaya çalışan ve sadece kan pompalamaya yarayan kalbim, onunla beraber canlanmış ve aşkla atmaya başlamıştı. 

Geri çekilen Emirle beraber kendimi koca bir boşluğa düşmüş gibi hissettim. Belimde ki elini de çekince derin bir nefes alıp heyecanla kavrulmuş bedenimi ve ruhumu toparlamaya çalıştım. Hiçbir şey söylemeden kolumdan tutarak goncanın odasına sürükledi. Kolumdaki eline bakarak hayal kırıklığıyla iç geçirdim, insan elimi tutar, koldan sürüklemek nedir?

"Güzelim, işte goncanın dolabı istediğini seçip giyebilirsin. Ben seni aşağıda bekliyor olacağım" 

Güzelim mi dedi o bana?

Güzelim diyen diline kurban yiğidim.
Boyuna posunada ayrı bir kurban.
Daha fazla saçmalamadan beklentili bakışlarına karşılık yutkunarak

"goncadan bir izin alsaydım önce" 

"saçmalama kızım ne izni? Oyalanmadan giyin ve hemen aşağıda ol" diyerek emrivaki bir şekilde konuştuğunda çatılan kaşlarla ona bakarak "sen söylemesen ben saatlerce burada evcilik oynayacağım değil mi?" dediğim de tüm dişlerini sergileyen bir gülüşle çenemden tutarak 

"çok konuşma da acele et. Daha doyamadım sana" diyerek yanağımdan küçük bir buse almıştı. Bu hareketine karşılık kalbimdeki tavuklar, öküzler ve bidonlar bir anda horon tepmeye başlamışlardı. Gerçi horon tepecekleri kadar heyecan verici bir şeyde yaşamadık ama, onun bana en ufak bir hareketle dokunması bile heyecanımın Evereste tırmanmasına sebep oluyordu.