37-

2.2K 95 1
                                    

Mesajı okuduğum günden beri Mert'in her hareketini inceliyordum ama hiç şüpheli bir hareketini görmemiştim. Mert bir şey anlamasın diye mesajı okunmadı olarak işaretleyip yerine geri bıraktığım için okuduğumu bilmiyordu.

" Bugün biraz geç geleceğim canımın içi. Sen beni bekleme olur mu? " Alnımdan öpüp geri çekildi. Gülümseyip kafa salladım. Mert evrak çantasını da alıp evden çıkınca kahvaltı masasından kalktım.

Odaya çıkıp hazırlandım. Kapı zili çaldığında merdivenleri inmek üzereydim. Deniz abla kapıyı açmış, göremediğim biriyle konuşuyordu. Gelen kişiyi görmek için kapıya doğru yürüdüm. Kapıda genç bir kadın vardı. Kadının yanında da küçük bir erkek çocuğu duruyordu.

" Mert Bey evde değil ama eşi burada. İsterseniz onunla-- " Deniz ablanın sözünü keserek kapıdaki kadına seslendim.

" İçeri girebilirsiniz, çocuk üşümesin."

**

Asistanımı arayıp bugün gelemeyeceğimi söyledikten sonra kabanımı ve çantamı Deniz ablaya verdim odaya çıkarması için. Deniz abla gittikten sonra kadına döndüm. Konuşmasını bekliyordum. Benim ona baktığımı farkedince boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

" Öncelikle rahatsız ettiğim için özür dilerim.   Benim adım İrem, bu da oğlum Umut. "

Çocuğa baktım. Dört yaşlarında çok tatlı bir çocuktu. Elindeki arabaya bakıp duruyordu. Benimle göz göze gelince annesine sarıldı. Yanımıza gelen Deniz ablaya gülümsedim.

" Umut, biz dün Deniz abla ile çikolatalı kurabiye yapmıştık. Gidip yemek ister misin? "

İstemediğini  belirtmek  istercesine omzunu  silkti.  Sonra annesine bakıp  gülümsedi.

" Babam ne zaman gelecek?Onu çok özledim."

  Umut'un lafıyla  başımdan  aşağı kaynar sular  dökülmüştü sanki. Başıma giren ağrıyla ayağa kalktım. Başım dönüyordu.

" İyi misin? "

**

Duyduğum seslerle kendime geldim. İki kişi kavga ediyordu. Mert'in sesini duyuyordum , birine bağırıyordu.

" Ne yaptın karıma? Söyle çabuk.Ne söyledin  ona? "

Yattığım yerde doğruldum. Mert benim uyandığımı görünce hemen yanıma gelip elimi tuttu. " Güzelim, iyi misin?"

Acıyla yüzüne baktım. " Bunu bana nasıl  yaparsın? Bir oğlun olduğunu bana nasıl  söylemezsin? "

Cevap vermedi. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Elimi tutan elini ittirip ona arkamı döndüm. Böyle susması  beni deli ediyordu.

" Alya, ben İrem ve Umut  için kalacak bir ev ayarlayacağım. Bir saate dönerim."

**

Mert ne kadar yalvarsa da onu dinlemeyip küçük bir valiz hazırlayıp abimin evine geldim. Abim merak etse de bir şey sormayıp beni yanlız bıraktı. Ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Bundan sonraki adımlarımı düşünerek atmalıydım. Mantığım boşan dese de kalbim öyle demiyordu. Mesajı okuduğumda eski sevgilisi sanmıştım ama bir de çocuk çıkmıştı ortaya.

Sabah uyandığımda Tuna yanımda oturuyordu gülücükler saçarak. Güldüm ve yatakta doğrulup onu kucağıma aldım. Özge de yanımıza gelip yatağın kenarına oturdu. Benden bir açıklama bekliyordu bayan meraklı.

" Ne oldu? Sen böyle yapmazdın, anlat hadi. Seni böyle üzgün görmek zoruma gidiyor. " Eline uzanıp tuttum. Gözümden bir damla yaş onun eline aktı. Gözyaşımı hızlıca sildim.

" Mert'in dört yaşında bir oğlu var. "

Mert-

Bir de bu eksikti. Alya her şeyi yanlış anlamıştı. Onu nasıl inandıracaktım  bilmiyordum. Boşanmak  istediğini  söylüyordu. Yalvar yakar gidip almıştım  Serkan'ın  evinden ama benimle konuşmuyordu.

Bir yıl önce verdiğim sözü unutmuştum. Şimdi karşıma çıkmıştı işte. Elimdeki çikolata paketiyle Umut'un yanına gittim. İrem gülümseyerek bana baktı ardından Umut'a.

" Bak, Mert abin sana ne getirmiş. Teşekkür etmeyecek misin anneciğim? " Umut koltukta zıplayarak kucağıma oturdu. Elimdeki çikolatayı aldıktan sonra teşekkür edip oyuncaklarıyla  oynamaya başladı.

" Mert, konuşamadık. Özür dilerim ben Alya'yı  üzmek  istemedim. Ben ona olanları anlatacaktım o sırada Umut, babamı çok özledim  diyince  o da yanlış anladı. Ters tepki verir diye bir şey diyemedim. "

Oyuncaklarıyla  oynayan Umut'a baktım. Çok masum bir çocuktu  Umut. Küçük  yaşta hastalıkla  mücadele ediyordu.

Umut yanımıza  gelip annesine baktı. Burnu kanıyordu.

**

Doktorla konuştuktan sonra bekleme odasına geçtik. İrem'e döndüm.

" Tamam, korkma İrem. Umut'a bir şey  olmayacak , o çok güçlü bir çocuk. Sen de çok güçlü bir annesin. Seni üzgün  gördükçe  o da çok üzülüyor. "

İrem gözyaşlarını  silip anlatmaya başladı.

" Umut iki yaşındayken öğrendik hastalığını. Hakan hiç bir çare bulamadı. İş kurmuştu, çok iyi gidiyordu. Güzel kazanıyordu. Ameliyat oldu Umut, ilk ameliyatı güzel geçti ama hastalığı tekrar ortaya çıktı bir yıl önce. Ameliyat olması için paraya ihtiyaç vardı ama Hakan'ın ortağı onu dolandırınca beş kuruşsuz kaldık. Hakan da ne yapsın, eski ortağının kasasından  kendi parasını alıp Umut'un ameliyatı için kullanacaktı ama yakalandı. Bir senedir hapiste zaten biliyorsun. Tek çaremiz senin yanına gelmekti."

Gözyaşlarını silip ellerini başının arasına aldı. " Biliyorum İrem, ben Hakan'a bir söz vermiştim. Size yardımcı  olacağım biliyorsun  Hakan benim kardeşim  gibidir. "

" Elimde bir sürü kanıt var. Bütün mesajlaşmaları bilgisayarımda duruyor, mahkemeye sundum ama reddedildi. Serhat'ın avukatı çok çetin ceviz, kolay kolay dava kaybetmiyor. "

" Bir kaç ay sabret, Hakan'ı kurtaracağım. Umut'un  ameliyatı  için  de ne gerekiyorsa  yapacağım."

Yüreğim Sende Kaldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin