Gediz'le 4 yıl önce sevgiliydik yani buna sevgililik denirse tabi. Onun ne denli ruh hastası bir pislik olduğunu anlayınca hayatımdan çıkarmıştım onu. Ama o bunu kabullenememişti. Şimdi de karşıma çıkmıştı yine pislik.
Hastaneden çıkarken Mert'i aradım. Hemen açmıştı.
" Efendim güzelim?"
" Aşkım, ben Özge'ye geçiyorum. Bir ya da iki saate gelirim." Bir yandan da döner kapıdan geçmeye çalışıyordum.
" Tamam güzelim. Seni seviyorum. "
Hastanenin önünde duran taksilerden birine binip adresi verdim. Özge'yi son gördüğümde biraz morali bozuktu, onunla biraz konuşsam iyi olacaktı.
Gideceğim yere varana kadar taksicinin açtığı arabesk şarkıları dinlemek zorunda kalmıştım. Taksiden inince derin bir nefes alıp bahçe kapısından içeri girdim. Mutfak kapısı yine açıktı. Oraya doğru yürüdüm. Tuna'nın bakıcısı Seren mutfakta yemek yapıyordu.
" Merhaba, kolay gelsin. " Bana döndü. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
" Hoşgeldiniz, Özge Hanım salonda kahve içiyor. Size de yapmamı ister misiniz? "
Olumsuzca başımı sağa sola çevirdim.
" Hayır, teşekkür ederim. Hamile olduğum için kafein içerikli şeyler tüketmiyorum. " Gülümseyip mutfaktan çıktım. Salona girdiğimde Tuna halının üstünde ordan oraya emekleyip duruyordu. Dokuz buçuk aylık olmuştu bile. Tek söyleyebildiği kelimeler baba, anne ve uykuydu.
" Halasının kuzusu? Ben geldim."
Beni görünce sevinip emekleyerek yanıma gelmeye çalıştı. Kucağıma alıp yanaklarından öptüm. Özge beni görünce sıkıca sarıldı. Onda bir sorun olduğunu hissedebiliyordum.
**
Tuna'yı da alıp yatak odasına geçtik. Özge odanın kapısını kilitleyip beni balkona doğru çekti. Balkonu kış bahçesine çevirmişlerdi. Tuna'yı köşedeki ana kucağına oturtup kemerini taktım. Özge'nin karşısındaki tekli koltuğa oturdum.
" Anlat artık Özge. Ben senin sadece görümcen değilim, arkadaşınım. Bana her şeyini anlatabilirsin. " Özge'ye baktığımda ağlıyordu. Koltuktan kalkıp önünde diz çöktüm.
" Alya ben artık dayanamıyorum. Bir süredir Serkan'la aramız bozuk. O kadın bu eve geldiğinden beri her şey ters gitmeye başladı. Kimseyle konuşamıyorum, gölge gibi beni takip ediyor. Benim yapmam gereken şeyleri o yapıyor. Bu sabah Serkan'ın gömleklerini ütülemiş, onun giyeceği şeyleri hazırlamış. Ne zaman Serkan'a bunlardan bahsetsem inanmıyor. "
Elini tuttum. " Ama dışarıdan çok normal görünüyor. Seren çok genç ve güzel bir kadın. Onu kıskanıyor olabilir misin? "
Sinirle elini elimden çekti. Gözyaşları durmak bilmiyordu.
" O kadının kocamda gözü var. Oğlumla kocamı benden soğutmak için her şeyi yapıyor. Geçen gün Tuna'ya balık vermiş. Zamanı değil dememe rağmen Serkan o kadının tarafını tuttu. Ya benim oğlum o benim!! Kaç kez konuştum anlamıyor, bıktım artık. "
Özge'yle bir saate yakın oturduktan sonra oradan ayrıldım. Özge'nin o hâline üzülmüştüm. Onu ilk kez böyle görüyordum. O canlı, enerjik kız gitmiş yerine ruh gibi biri gelmişti.
**
Eve geldiğimde Ferda Hanım salondaki tekli koltukta oturuyordu. Beni görünce kalkıp yanıma geldi." Hoşgeldin kızım, seni bekliyorduk bizde. Vedalaşmadan gitmek istemedik. " Suratımı astım.
" Keşke bir kaç gün kalsaydınız. Tanışma yemeği nasıl geçti? " Ferda Hanım gülümsedi.
" Çok tatlı bir ailesi var Baran'ın. Bir kaç aya nişan yapalım diye konuştuk."
Uğur amca da geldiğinde onlarla vedalaşmıştım, yine geleceklerine dair söz vermişlerdi. Mert onları havaalanına bırakıp gelecekti. Onlar gittikten sonra mutfağa geçtim. Bir anda ışıklar söndüğünde korkuyla sıçradım.
" Deniz abla? "
Ses gelmedi. Bir kaç dakika sonra bir müzik sesi geldi. Tüm evi kaplamıştı.
" Buradayım sevgilim ! "
Bu Gediz'in sesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Чиклит"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...