Mert'i güç bela giyinme odama kapatıp üzerime çeki düzen verdim. Uğur Bey hâlâ kapıdaydı. Kapıyı açıp onu içeri aldım.
" Kusura bakmayın Uğur Bey, oda biraz dağınıktı onu toparlıyordum. "
Elini omzuma çıkarıp omzumu sıvazladı. " Bey unvanını kaldıralım güzel kızım. Şimdilik amca desen yeter , daha sonra zaten ne diyeceğin belli. "
Yanaklarıma ateş basmıştı resmen. Elimle sıcaklığını kontrol ettim, normaldi. Zorlukla gülümsedim.
" Eh, seni daha fazla utandırmayayım o hâlde. Ben buradayım diye sınavlarından geri kalmanı istemiyorum. Bak şurada bir kaç ay sonra uzmanlık sınavına gireceksin, ben engel olmak istemiyorum. Öncelik sınav, anlaştık mı? " Gülümseyip kafa salladım. Uğur amca da odadan çıkıp gitmişti.
Mert giyinme odasından çıkıp yanıma geldi. Yüzü gülüyordu. " Babam seni çok sevdi, bu harika bir şey. Ve babamın dediği gibi sınava odaklan."
**
Aradan bir kaç gün geçmişti. Ben tekrar işe gitmeye başlamıştım, işler çok yoğundu. Uğur amca evine dönmüştü çok eğleniyordum o varken. Görkem'e resmen kök söktürmüştü Uğur amca. Ama o gittikten sonra ev sessizleşmişti.
" Güzelim, biraz sevgiline zaman ayırsan nasıl olur? Onur gelmiş Bursa'ya seni de görmek istiyormuş, yemeğe gideceğiz. " Gülümseyip yanağından öpecekken yan dönmüştü.
" Dudağımı öpmek istiyorsun demek!" Gülerek bunları söylerken ben de giyinme odama girip kapıyı suratına kapattım.
Yemek yiyeceğimiz yer lüks bir restorandı. Üzerimdeki elbiseyi düzeltip Mert'in elini tuttum. Mert ters ters elbiseme bakıyordu, bir şey söyleyecekti ki onu susturdum. " Mert, lütfen tartışmayalım. Giyebileceğim en uygun elbise buydu." dedim. Bir şey demeden beni de peşinden çekiştirerek restorandan içeri girdi.
Onur beni görür görmez kalkıp sarılmıştı. Ben de ona sarıldım. Aylardır buradaydım ve İstanbul'a gittiğimde de görmemiştim onu.
" Gayet iyi görünüyorsun Alya'cığım."
Gülümseyip kolları arasından ayrıldım. Mert'in yanındaki sandalyeye oturdum. " İyi olmamam için hiç bir sebep yok Onur. Her şey yolunda."
Yemeklerimizi büyük bir sessizlik içinde yedikten sonra sıra tatlılara gelmişti. " Ben bir lavaboya gidip geliyorum, siz siparişleri verin. " Onur aceleyle masadan kalktığında Mert'e döndüm. " Ben de lavaboya gideceğim, hemen dönerim. "
Tuvalette işim bitince masaya dönmek için koridorda ilerlerken Onur'u köşede telefonla konuşurken gördüm. Biriyle konuşuyordu ve telaşlıydı. Biraz daha yaklaşıp onu dinlemeye başladım.
" Sana şimdi değil dedim. Biraz zaman geçsin ortaya çıkarsın, şimdi ortaya çıkarsan benim planım suya düşecek ve Alya zarar görecek. Onun zarar görmesini istemiyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Chick-Lit"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...