*Kendimi biraz iyi hissediyorken bölüm yazmak istedim. Gündelik hayatıma dönmek zor olacak ama yavaş yavaş dönmeye çalışıyorum. Burada bir şeyler üretmek de kafamı dağıtıyor kısa bir süreliğine de olsa*
Aradan bir kaç ay geçmişti. Evliliğimiz çok güzel ve çok sakin geçiyordu. Mert'in ofiste sabahlamalarını saymazsak.. Bir aydır ofisten çıktığı yoktu beyefendinin. Yorulduğunu biliyordum ama birazcık kıskanıyordum işte. Yeni bir stajyer gelmişti ofise. Ha bu arada size büyük olayı söylemedim. Pamir ve Mert ortak olup bir avukatlık bürosu açtılar. Ben de çok şaşırdım Pamir'in avukat olmasına ama işleri çok güzel gidiyordu. Neyse işte yeni stajyeri görmedim ama Mert bana onun kırklı yaşlarda olduğunu söylemişti.
" Alya , çıkıyor musun? " Arkamdan seslenen abime döndüm. Gülümseyip çantamı omzuma astım.
" Çok sevdiğim kocama sürpriz yapacağım. Akşam bizim evde görüşüyoruz, unutma. "
Hızlıca onu öpüp asansöre yöneldim. Abimle birlikte gerçek anne ve babamızın mezarını bulup ziyaret etmiştik. Onları tanımasam da mezarlıkta onların başında dua ederken çok huzurlu hissetmiştim kendimi.
**
Ofise geldiğimde Mert yoktu ama Pamir buradaydı. Gülümseyerek beni karşıladı. Artık aramızda hiç bir sorun kalmamıştı. Selin yine çevremdeydi ama artık Özge, Selin ve ben ayrılmaz üçlü olmuştuk.
" Mert adliyeye kadar gitti. Yarım saate gelir herhalde. Ah, Seda'yla tanıştın mı? Mert'in stajyeri.. "
Gösterdiği kadına baktım. Gülümsemem yavaşça soldu. Seda ne kırk yaşındaydı ne de çirkindi. Mert'in bana anlattıklarıyla uymuyordu. Yedim seni Mert.
Bir süre daha orada oyalanıp ofisten ayrıldım. Eve giderken markete uğrayıp içecek bir şeyler de almıştım.
" Alya, geldin mi? " Mutfaktan bana seslenen Deniz ablanın yanına gittim. Bütün her şeyi hazırlamıştı. Onur yurt dışına taşınırken Deniz abla işsiz kalacaktı. Ben de Mert ile konuşup onu yardımcı olarak almasını söylemiştim.
" Ellerine sağlık, çok güzel gözüküyorlar, ben duş alıp geliyorum. "
**
Duştan sonra hastane kokusu üzerimden gitmişti. Odaya geçtiğimde Mert gelmiş yatağın üstünde oturuyordu. Onu görmezden gelerek yanından geçtim. Ama beni tutup durdurdu." Sorun mu var? Bak eğer işler yüzünden seni.. "
Onu susturdum. " Bana neden yalan söyledin? Ben on beş yaşında ergen bir kız değilim Mert. Stajyerini gördüm, çok güzel bir kız ve kesinlikle kırk yaşında değil. "
Beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. " Kıskanıyorsun, sana söyleseydim boş boş şeyler düşünecektin. Seda yirmi yaşında, son senesi. Biraz para kazanmak için benim yanımda staja başladı. İki ay sonra mezun oluyor ve hayalleri çok başka. Yani Bursa onun hayalleri arasında yok bile. Hem öyle olmasa bile evli bir adamla olacak kadar alçak biri de değil. "
Uzunca yüzüne baktım sonra da gözlerine.. Doğru söylüyordu.
**
Yemeklerimizi yedikten sonra Özge'yle birlikte Deniz ablaya bulaşıklar konusunda yardım ettik. Minnoş yeğenim de eniştesiyle oyun oynuyordu.
" Mert çocukları çok seviyor. Geçen gün Serkan'a biraz dert yanmış. Senin çocuk istemediğini falan söylemiş. Cidden salak mısın? "
Elimdeki tatlı tabaklarını Deniz ablaya verip Özge'ye döndüm. " Evet salağım. Bunca işin gücün arasında ben çocuk falan doğuramam Özge. Benim hayallerim var, doktorum ben. Çocuk doğurup eve kapanan biri olmak istemiyorum. "
O sırada kapıda dikilen Mert'i gördüm. Duymuştu ve bakışlarından anladığım kadarıyla onu kırmıştım.
**
Bir kaç gündür Mert benimle konuşmuyordu. Hatta yanımda bile uyumuyordu. Ama ben onu kırmak istememiştim ki. Sadece çocuk istemiyorum. Bunun doğumu var, çocuğa bakması var, var da var. Ben işimle ilgilenmek istiyorum. Ama bunu Mert'e anlatamıyorum.
" Hocam, kötü görünüyorsunuz? Bir şey mi oldu? "
Kapıda dikilen asistanım Bahar'ı elimle içeri girmesi için çağırdım. Kapıyı kapatıp karşımdaki koltuğa oturdu.
Ona kısaca olanları anlattım. Beni güzelce dinledi. Sonra boğazını temizledi konuşmak için.
" Bence bunu baş başa yemek yerken konuşun. Eminim anlayışla karşılar ama baba olmak istiyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Bence bu konuyu uzun uzadıya düşün, artılarını eksilerini.. "
Bahar'ın sohbeti ruhumu tazelemişti resmen. Ve cidden bu konuyu düşünecektim.
**
Mert -
Eve gittiğimde Alya salonda beni bekliyordu. En sevdiğim siyah elbisesini giymişti. Onu görmezden gelip mutfağa geçtim. Peşimden geldi.
" Çocuk gibi kaçacaksın yani.. Oturup konuşmayı öneriyorum. Sorunlarımızı böyle çözemeyiz. "
Kahkaha atıp ona döndüm.
" Sorunumuz değil, sorunun. Çocuk istiyorum kızım ben. Çevremdeki herkesin çocuğu oldu. Seni çok seviyorum ama çocuk da istiyorum. "
Beni kolumdan tutup salondaki koltuğa oturttu. " Sanki ben istemiyorum! Emin ol ben de anne olmak istiyorum ama endişelerim var. Bak, ben o kadar yıl okudum, tıp kazandım.. Hayallerimi gerçekleştirdim. Sırf bir çocuk için hayalimden vazgeçemem. "
Saçlarını elimle okşayıp onu kendime çektim. " Hayallerinden vazgeçmeyeceksin ki karıcığım. Doğum yapana kadar yine çalışmaya devam edersin. Doğumdan sonra da bir bakıcı ayarlarım. Söz veriyorum hiç bir şekilde pişman olmayacaksın."
" Hemen olmayacağını biliyorum, zamanı gelince olacak. Tamam mı? "
Kafa sallayıp sıkıca sarıldı bana. Alya'ya benzeyen bir kız ya da bana benzeyen bir erkek çocuk. Hayali bile çok güzeldi. Kesinlikle bizim çocuğumuzun olması gerekiyordu.
**
Tam Alya'yı kendime çekip öpecekken kapı çaldı. İçimden küfredip tekrar Alya'ya yöneldim ama o kapıyı açmak için benden uzaklaşmıştı. Kendimi koltuğa atıp bacaklarımı da masaya uzattım.
Bir süre sonra ses gelmeyince endişelenip kapıya gittim. Kapıda görmeyi beklemediğim biri vardı. Beni görünce kollarıma koşup sıkıca sarıldı.
" Seni çok özledim. "
Alya gözlerinden alev çıkartırcasına bize bakıyordu. Gizem'i kendimden ayırıp Alya'ya döndüm.
Ben ona sanırım bir kardeşim olduğundan bahsetmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Literatura Feminina"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...