35-

2.5K 91 0
                                    

*Kendimi biraz iyi hissediyorken  bölüm  yazmak istedim. Gündelik  hayatıma  dönmek zor olacak ama yavaş yavaş dönmeye çalışıyorum. Burada bir şeyler üretmek de kafamı  dağıtıyor  kısa bir süreliğine  de olsa*

Aradan bir kaç ay geçmişti. Evliliğimiz  çok güzel ve çok sakin geçiyordu. Mert'in  ofiste sabahlamalarını  saymazsak.. Bir aydır ofisten çıktığı  yoktu beyefendinin. Yorulduğunu  biliyordum ama birazcık kıskanıyordum  işte. Yeni bir stajyer gelmişti  ofise. Ha bu arada size büyük olayı söylemedim. Pamir ve Mert ortak olup  bir avukatlık  bürosu  açtılar. Ben de çok şaşırdım Pamir'in  avukat olmasına ama işleri çok güzel gidiyordu.  Neyse işte yeni stajyeri  görmedim ama Mert bana onun kırklı  yaşlarda olduğunu  söylemişti.

" Alya , çıkıyor  musun? " Arkamdan seslenen abime döndüm. Gülümseyip  çantamı  omzuma astım.

" Çok sevdiğim  kocama sürpriz  yapacağım. Akşam bizim evde görüşüyoruz,  unutma. "

Hızlıca onu öpüp  asansöre yöneldim. Abimle birlikte gerçek  anne ve babamızın mezarını  bulup ziyaret etmiştik. Onları tanımasam da mezarlıkta  onların  başında  dua ederken çok huzurlu hissetmiştim  kendimi.

**

Ofise geldiğimde  Mert yoktu ama Pamir buradaydı. Gülümseyerek  beni karşıladı. Artık aramızda hiç bir sorun kalmamıştı. Selin yine çevremdeydi ama artık Özge, Selin ve ben ayrılmaz üçlü olmuştuk.

" Mert adliyeye  kadar gitti. Yarım saate gelir herhalde. Ah, Seda'yla tanıştın mı? Mert'in  stajyeri.. "

Gösterdiği  kadına baktım. Gülümsemem  yavaşça soldu. Seda ne kırk yaşındaydı ne de çirkindi. Mert'in  bana anlattıklarıyla  uymuyordu. Yedim seni Mert.

Bir süre daha orada oyalanıp  ofisten ayrıldım. Eve giderken markete uğrayıp içecek bir şeyler de almıştım.

" Alya, geldin mi? " Mutfaktan  bana seslenen  Deniz ablanın  yanına gittim. Bütün her şeyi hazırlamıştı. Onur  yurt  dışına  taşınırken Deniz abla işsiz  kalacaktı. Ben de Mert ile konuşup onu yardımcı olarak almasını söylemiştim.

" Ellerine  sağlık, çok güzel gözüküyorlar,  ben duş  alıp geliyorum. "

**
Duştan sonra hastane kokusu üzerimden  gitmişti. Odaya geçtiğimde  Mert gelmiş yatağın  üstünde oturuyordu. Onu görmezden gelerek yanından geçtim. Ama beni tutup durdurdu.

" Sorun mu var? Bak eğer işler yüzünden seni.. "

Onu susturdum. " Bana neden yalan söyledin? Ben on beş yaşında  ergen bir kız değilim  Mert. Stajyerini  gördüm, çok güzel  bir kız ve kesinlikle kırk yaşında değil. "

Beni kollarının  arasına alıp sıkıca sarıldı. " Kıskanıyorsun,  sana söyleseydim  boş boş  şeyler düşünecektin. Seda yirmi yaşında,  son senesi. Biraz para kazanmak için benim yanımda staja başladı. İki ay sonra mezun oluyor ve  hayalleri çok başka. Yani Bursa onun hayalleri arasında yok bile. Hem öyle olmasa bile evli bir adamla olacak kadar alçak biri de değil. "

Uzunca yüzüne baktım  sonra da gözlerine.. Doğru söylüyordu.

**

Yemeklerimizi  yedikten sonra Özge'yle  birlikte Deniz ablaya  bulaşıklar konusunda yardım ettik. Minnoş  yeğenim de  eniştesiyle  oyun oynuyordu.

" Mert çocukları çok seviyor. Geçen gün Serkan'a  biraz dert yanmış. Senin çocuk istemediğini  falan söylemiş. Cidden salak mısın? "

Elimdeki  tatlı tabaklarını  Deniz ablaya verip Özge'ye  döndüm. " Evet salağım. Bunca işin gücün  arasında  ben çocuk falan  doğuramam Özge. Benim hayallerim var, doktorum ben. Çocuk doğurup  eve kapanan  biri olmak istemiyorum. "

O sırada kapıda  dikilen Mert'i  gördüm. Duymuştu ve bakışlarından anladığım  kadarıyla onu  kırmıştım.

**

Bir kaç gündür  Mert benimle konuşmuyordu. Hatta yanımda bile uyumuyordu. Ama ben onu kırmak istememiştim  ki. Sadece çocuk istemiyorum. Bunun doğumu var, çocuğa bakması var, var da var. Ben işimle ilgilenmek istiyorum. Ama bunu Mert'e anlatamıyorum.

" Hocam, kötü görünüyorsunuz? Bir şey mi oldu? "

Kapıda dikilen asistanım  Bahar'ı  elimle içeri girmesi için  çağırdım. Kapıyı kapatıp karşımdaki koltuğa oturdu.

Ona kısaca olanları anlattım.  Beni güzelce dinledi. Sonra boğazını  temizledi konuşmak  için.

" Bence bunu baş başa yemek yerken  konuşun. Eminim anlayışla  karşılar ama baba olmak istiyor. Bunu hepimiz  biliyoruz. Bence bu konuyu uzun  uzadıya  düşün, artılarını  eksilerini.. "

Bahar'ın  sohbeti ruhumu tazelemişti  resmen. Ve cidden bu konuyu düşünecektim.

**

Mert -

Eve gittiğimde  Alya salonda beni bekliyordu. En sevdiğim  siyah elbisesini  giymişti. Onu görmezden  gelip mutfağa geçtim. Peşimden geldi.

" Çocuk gibi kaçacaksın  yani..  Oturup  konuşmayı  öneriyorum. Sorunlarımızı  böyle çözemeyiz. "

Kahkaha atıp ona döndüm.

" Sorunumuz  değil,  sorunun. Çocuk istiyorum kızım ben. Çevremdeki herkesin  çocuğu  oldu. Seni çok seviyorum  ama çocuk da istiyorum. "

Beni kolumdan tutup salondaki koltuğa oturttu. " Sanki ben istemiyorum! Emin ol ben de anne olmak istiyorum ama endişelerim  var. Bak, ben o kadar yıl okudum,  tıp kazandım.. Hayallerimi  gerçekleştirdim. Sırf bir çocuk için  hayalimden  vazgeçemem. "

Saçlarını elimle okşayıp onu kendime çektim. " Hayallerinden  vazgeçmeyeceksin ki karıcığım. Doğum yapana kadar yine çalışmaya devam edersin. Doğumdan sonra da bir bakıcı ayarlarım. Söz veriyorum hiç bir şekilde pişman olmayacaksın."

" Hemen olmayacağını  biliyorum, zamanı gelince olacak. Tamam mı? "

Kafa sallayıp  sıkıca sarıldı bana. Alya'ya  benzeyen bir kız  ya da bana benzeyen bir erkek çocuk. Hayali  bile çok güzeldi. Kesinlikle bizim çocuğumuzun  olması gerekiyordu.

**

Tam Alya'yı  kendime çekip  öpecekken  kapı çaldı. İçimden  küfredip  tekrar Alya'ya  yöneldim ama o kapıyı açmak için benden uzaklaşmıştı. Kendimi  koltuğa atıp  bacaklarımı  da masaya uzattım.

Bir süre sonra ses gelmeyince  endişelenip  kapıya  gittim. Kapıda  görmeyi  beklemediğim  biri vardı. Beni görünce kollarıma  koşup  sıkıca sarıldı.

" Seni çok özledim. "

Alya  gözlerinden alev çıkartırcasına  bize bakıyordu. Gizem'i  kendimden  ayırıp  Alya'ya  döndüm.

Ben ona sanırım  bir kardeşim olduğundan  bahsetmemiştim.

Yüreğim Sende Kaldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin