İrem*
Serhat'ın beklediği yere gelmiştik. Korkuyordum. Kocamı o delikten kurtarmak için bunu yapmak zorundaydım. Mert bize yardım ediyordu ama Hakan'ın ne olacağı belli değildi. Sonsuza kadar da Mert'in evinde kalamazdık, evliydi ve benim yüzümden eşiyle arası bozulmuştu. Alya'ya gerçekleri anlatmak istemiştim ama yapamamıştım. Serhat'ın kulağına giderse planımız suya düşerdi ve Hakan asla hapisten çıkamazdı.
Hakan, Mert'e çok güvenirdi. Mert'i tanıyordum, ara sıra bizim eve gelip bize yardımcı oluyordu Hakan hapiste olduğu için. Alya'yı da çok sevmiştim fakat o bana soğuk davranıyordu nedenini biliyordum. Bu zamana kadar kötü bir şey dememişti bana. Umut babasının hapiste olduğunu bilmiyordu her gün babam ne zaman gelecek diye soruyordu bana.
" Geleceğini biliyordum güzelim." Elini uzatıp koluma koydu. Kendimi geri çektim. Bu onu sinirlendirmişti. Plânı berbat etmemek için Umut'u işaret ettim. Kafa sallayıp Umut'a yaklaştı.
" Aynı babana benziyorsun Umut ama merak etme onun gibi hırsız olmayacaksın çünkü seni ben büyüteceğim. "
Kaşlarımı çatıp dik dik ona baktım. Hâlâ meydanda duruyorduk. Umut'un montunu giydirip elimle yüzünü okşadım sonra Serhat'a döndüm.
" Hakan'ı hapisten çıkartacaksın değil mi? Söz verdin. "
Cevap vermedi. Burada konuşmayacaktı. Çevresine bakındı. Biliyordu. Takip edildiğini biliyordu.
**
" Takip edildiğimi anlamayacak kadar salak mıyım ben? Şimdi bizi kim takip ediyorsa izimizi bulamayacak. "
Kendini akıllı sanıyordu. Umut'un çantasındaki oyuncaklardan biri GPS cihazı, diğeri de dinleme cihazıydı. Pamir, Serhat'ın böyle bir şey yapacağını düşünmüş olmalıydı. Umut salonda oyuncaklarıyla oynarken ben de Serhat'ın yanına oturdum.
" Lütfen çıkart Hakan'ı oradan. Umut babasını isteyip duruyor, bunu yapmaya hakkın yok. Ben seninleyim işte. " Kollarımı tutup beni kendine çekti. Tepki vermesem de korkmuştum.
" Ben senin için ortağımı dolandırdım İrem. Herkes bana inandı. Hakan'a değil bana inandı herkes. Onu oradan çıkartmak bir telefonuma bakar."
Biraz uzaklaştım. " Hakan mecbur kalmıştı. Kendi parasını almaya çalışıyordu. Umut'un ameliyat parası içindi. Ama sen onu bile umursamadın, oğlum hasta. "
Daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Umut koşup yanıma geldi. Bacaklarıma sarıldığında ben de ona sarıldım.
" Anne, iyiyim ben. Bak, artık bayılmıyorum. " Gözyaşlarımı silip oğlumu kucağıma aldım.
" Beni sakın kandırmaya çalışma İrem. Bir kez yapmaya çalıştın ama başaramadın bir daha deneme. "
Hakan hapse girdikten iki ay sonra onunla konuşmaya gitmiştim. Amacım onu kandırıp Hakan'ı çıkartmasını sağlamaktı ama o numaramı yememişti.
" Seni çok özledim güzelim. " Ellerini yüzüme koyup beni kendine çekti. Tam onu itecekken Serhat yana doğru devrildi.
" Hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım." Mert gülümseyip bana baktı. Arkasından gelen iki polis memuru Serhat'ı kelepçeleyip evden çıkardı.
**
Alya-
Saat gecenin ikisi olmuştu ama Mert daha gelmemişti eve. Merak ediyordum ama Umut'un yanındadır diye aramamıştım. Hazırladığım yemek masasını toparlayıp salona geçtim. Kilit sesi gelince koşarak kapıya gittiğimde İrem ve Umut'u gördüm.
" Uyumadın mı sen daha? " Mert gelip saçlarımı okşayıp sıkıca bana sarıldı. Gözleri yorgun gibiydi. İrem'e baktım, ağlamıştı. Ne olduğunu çok merak ediyordum. Salona geçip oturduk. İrem , dizinde uyuyan Umut'un saçlarını okşuyor bir yandan da anlatıyordu.
" Eşim, Hakan geçen sene hapse girdi. O da Mert gibi avukat. Arkadaşıyla ortak bir iş yaptılar. Başta her şey çok güzeldi, güzel kazanıyordu. Ama sonra ortağı bana aşık oldu. Kaç kez Hakan'ın yanında bakışlarını yakaladım, kaç kez uyardım ama dinlemedi. Hakan'a söylesem anında öldürürdü onu. Huzurumuz bozulmasın diye sustum. Ama sonra Hakan'ı dolandırdı. Tüm parasının üzerine kondu. "
Ağzım açık bir şekilde dinliyordum. Devam etti. " Umut hasta, iki yaşındayken öğrendik. Beyninde iyi huylu bir tümör vardı onu aldırdık ama sonra yine tekrarladı. Hastaneye götürdük. Doktor tümörün içeride büyüyüp geliştiğini söyledi. Bir senedir Umut ara ara bayılıyor bazen de burnu kanıyor. Ameliyat parası için Hakan kredi çekmek istedi ama kredi vermediler. O da son çare Serhat'ın yani ortağının kasasından kendi parasını almak istedi. Sadece ameliyat için gerekli parayı alacaktı. Ama o gece Serhat polislere haber vermiş. Bir senedir hapiste ve oğlum gittikçe daha çok eriyor gözümün önünde. "
Umut'a baktım. Çok tatlı bir çocuktu. Aynı zamanda çok da akıllıydı. Gözlerini açıp etrafa baktı. Sonra tekrar bana baktı. Gülümsedikten sonra tekrar uyudu.
" Seni üzdüğümüz için özür dileriz.Sana söyledik ama inanmadın. Umut'un babası Mert değil. Umut babasının hapiste olduğunu bilmiyor. Babasının Ankarada çalıştığını söyledim. Her gün soruyor işte babam ne zaman gelecek diye. O gün de burada sorunca sen yanlış anladın. Mert bir senedir ara ara gelip yokluyordu bizi ama Serhat oturduğumuz evi bulunca buraya gelmek zorunda kaldık. "
**
Sabah çığlık sesleriyle uyandım. Birden yataktan fırladım. Mert odadaydı.
" Mert? Ne oluyor? "
Mert hızlıca yanıma gelip kollarını bana sardı.
" Korkulacak bir şey yok sakin ol. Üzerini değiştirip aşağıya in, bu şekilde inemezsin. "
Üzerimde kadife bir gecelik takımı vardı. Biraz açıktı sanırım haklıydı. Mert odadan çıktıktan sonra saçlarıma elimle şekil verip banyoda yüzümü yıkadım. Dolabımdan basit bir tişört ve pantolon çıkarıp giyindikten sonra odadan çıktım. Salona indiğimde Umut bir adamın kucağında oturuyordu. Adama kısaca selam verdim.
" Mert, demek eşin bu. Böyle güzel biriyle evleneceğini biliyordum. Okuldaki tüm güzel kızlarla flört ediyordu biliyor musun yenge. " dedi adam. Bu Hakan olmalıydı, İrem'in eşi. Umut yanıma gelip bana sarıldı. Gözlerinin içi gülüyordu.
" Alya abla, bak babam geldi. " Gülümseyip Umut'un saçlarını okşadım.
" İrem bana olanları anlattı küçük bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım o konuyu netleştirelim Umut benim oğlum ama Mert'in başka çocuğu varsa bilemem."
Mert , Hakan'ın ensesine vurup güldü. Erkekler içeride sohbet ederken İrem ve ben mutfakta kahvaltı hazırlıyorduk.
" İrem, özür dilerim. Kadınlık iç güdüsü işte. Sen gerçeği söyledin ama inanmadım. "
İrem gülümsedi." Serhat'ı hapse attırmak için delil topluyorduk. Sana olanları anlatırsak Serhat'ın kulağına giderdi ve Hakan'ın çıkmaması için elinden geleni yapardı. "
**
Odaya çıktığımda Mert çoktan yatmıştı bile. Yanına yatıp sıkıca ona sarıldım. Gülümseyip gözlerini açtı. Gözleri aşkla bakıyordu.
" Özür dilerim sana inanmadım ama benden artık bir şey saklama. "
" Söz güzelim, söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Chick-Lit"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...