" Seni her şeyden çok seviyorum aşkım."
Burnumun üzerinde tüylü bir şey geziniyordu. Hızla gözlerimi açtım. Mert elindeki tüylü kalemi gösterip gülümsedi. Yataktan fırlayıp Mert'in üzerine doğru yürüdüm.
" Seni gebertirim Mert!! " Beni bacaklarımdan tutup kucağına aldı.
" Mert, bırak. "
Birlikte odadan çıktığımızda kucağından inmek için debeleniyordum. Ama o durmadan devam etti. Salona geldiğimizde beni kucağından indirip koltuğa oturttu. Sinirle tısladım.
" Şimdi mükemmel müstakbel kocan sana kahvaltı hazırlayacak. Sen git hazırlan, işe geç kalma. "
**
Hastaneye geldiğimde acilin dolu olduğunu gördüm. Bugün pek kolay olmayacaktı. Önlüğümü giyip bana yönlendirilen hastanın bulunduğu yeşil alana yöneldim . Sedyede oturan kişi elli yaşlarında bir amcaydı. Bir süre bekledi. Sonra bana döndü." Kızım, benim göğüsüme ve kollarıma sancı giriyor iki gündür. "
" Amcacığım, telaşlanma ama kalp krizi geçiriyormuşsun sen. "
Amcaya ekg çekmeleri için acildeki kızlara söylemiştim. Sonuç çıkmıştı, sonuçlarına baktım. Ritim bozukluğu vardı hem de yüksek derecede. " Ritim bozukluğun çok yüksek Mehmet amca. Seni ayrıca diyetisyene de yönlendirmem lazım. " Sonra ritim bozukluğu ilacı yazıp hastayı diyetisyene yönlendirdim.
Tekrar hastaya yönelecekken asistan doktor durdurdu beni. Elindeki kağıtlarla yanıma yaklaştı.
" Hocam, başhekim söyledi. İmzalamanız lazımmış. " Uzattığı kağıtları hemen imzaladım. Asistan gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Bir kaç tane hastaya daha bakıp yemeğe indim.
**
Bugün daha ne kadar yorucu olabilir derken bir telefon geldi. Bu sabah muayane ettiğim Mehmet amca kalp krizi geçirmiş. Yoğun bakıma almışlar. Hemen yoğun bakıma indim. Doktorlar müdahale ediyordu.
" Hocam , hasta sabah bana gelmişti. Ritim bozukluğu çıktı. Takibini yapmak için not almıştım. Ne durumdayız? "
Müdahale eden doktor bana döndü. Terlemişti. Ayrıca günlerdir uykusuz olduğu gözlerinden anlaşılıyordu.
" Şu an sıkıntı yok. Kalbi durmuştu ama döndürdük. Tekrar bir kriz daha gelirse o zaman kurtaramayız. Bir kaç gün burada kalsın, odaya alalım. "
Kafa sallayıp oradan ayrıldım. Mehmet amcanın kimsesi yokmuş. Tek başına yaşıyormuş, torunu arada bir gelip yemeğini ve temizliğini yapıyormuş ama adam yalnızmış. Hastaneden çıktıktan sonra parkta otururken kalp krizi geçirmiş. Yoğun bakımdaki doktorlara numaramı verip bir şey olursa beni aramalarını söylemiştim.
Bugünlük mesaim bitmişti. Dolabımı kilitleyip çıkışa yürürken birden başıma bir ağrı girdi. Elimle başımı tutup yere eğildim. Ağrı dayanılmazdı. " Hocam, iyi misiniz?"
" Hocam, beni duyabiliyor musunuz?"
Sesleri duyabiliyordum ama görüntü yoktu. Gözlerim bulanıklaşmıştı. Zorlukla konuşmaya çalıştım.
" Başımda bir ağrı var. Tam olarak göremiyorum. " Sonra her şey karıştı. Yanımdaki doktor artık her kimse sedye istedi. Bir kaç kişinin gelip beni sedyeye taşıdığını hissetmiştim.
**
Gözlerimi açtığımda yanımda Mert vardı. Gözlerimi bir kaç kez kırptım." Güzelim, iyi misin? " Kafamı salladım.
" En son hastaneden çıkarken başıma ağrı girmişti. Başka bir şey hatırlamıyorum. Ne oldu bana? " Diğer tarafimdaki doktor , önüme geçip konuşmaya başladı. Sesinden anladığım kadarıyla bana ilk müdahale eden kişiydi.
" Hocam, önemli bir şey yok. Sadece bugün çok yorulmuşsunuz. Tansiyonunuz düşmüş. Bir kaç saat sonra tomografi sonuçları çıkar, eğer sonuçlar iyi çıkarsa gidersiniz. "
Doktora teşekkür edip gözlerimi kapattım. Uykusuz hissediyordum kendimi.
**
" Uykucu şirine, hadi kalk. " Mert'in sesiyle gözlerimi açtım. Doktorla birlikte beni bekliyorlardı. Doktor bize gülümseyip elindeki sonuç raporunu gösterdi.
" Ne yalan söyleyeyim ben yalancı tümörden şüphelenmiştim ama bir şey çıkmadı. İyisiniz. Sonuçlar temiz."
Buna çok sevinmiştim. Çünkü hastalık konusunda güçlü olamıyordum. Ne zaman hasta olsam kendimi bırakıyordum. Hastaneden döndükten sonra biraz daha uyumuştum. Şuan kendimi çok iyi hissediyordum.
Telefonum çaldığında arayan kişiye baktım. Hastaneden asistan doktor arıyordu. Hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm. " Efendim?"
" Hocam, rahatsız ettim kusura bakmayın. Hastanız Mehmet Bey için aramıştım, odaya çıkardık kendisini. Şu an iyi ama sizi sordu. Sabah gelir gelmez odasına uğrar mısınız? "
" Tamam , sağol ben sabah yanına giderim. " Telefonu kapatıp masanın üzerine koydum. Mert mutfakta telefonla konuşuyordu. Sessizce yaklaşıp onu dinledim.
" Baba, evlendim ben. Hayır, Alya bilmiyor. Kimle evlenicem, tabiki Alya ile. " Kahkaha atıp tekrar konuşmaya devam etti.
" Hastanedeki asistanı ayarlayıp imza attırdım. Bir kaç güne nüfusa da evli olduğu geçecek. O zaman öğrenir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Literatura Feminina"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...