42-

1.9K 79 0
                                    

Gözlerimi açtığımda tanımadığım bir yerdeydim. Bulunduğum oda eski tip eşyalarla döşenmiş, sade ve küçük bir odaydı. Yattığım yerde doğrulup yavaşça ayağa kalktım. Tam karşımda küçük bir çalışma masası vardı. Kapıya doğru yaklaşıp açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Son hatırladığım şey kafama aldığım darbeydi.

Kapı açıldığında odaya giren kişiye baktım. Gediz odaya girip beni yatağa oturttu. " Kafan acıyor mu? Bana zorluk çıkarttığın için canını yakmak zorunda kaldım. Mutlu musun? "

Yavaş yavaş hatırlıyordum. En son Mert'i  yolcu edip mutfağa geçmiştim  zaten kafama aldığım  darbeden  sonrası  yoktu bende.

" Kaç gündür buradayım ben? " Gediz eliyle üç işareti yaptı. Üç gündür onunlaydım. Mert çok merak etmiştir, ona ulaşmam lazım. Gediz'e döndüm.

" Gediz , bak tamam haklısın. Seni terketmem  doğru değildi yani önce seninle konuşmam lazımdı  ama olan oldu. Geçmişte kaldı hepsi. Evlendim ben, çocuğum  olacak. "

Sinirle elindeki su  bardağını  duvara fırlattı. Korkuyla geri çekildim  oturduğum  yerde. Yanıma gelip omuzlarımdan  tutarak sarstı. " Yalan söylüyorsun! Sen evli değilsin,  çocuğun  da olmayacak! Sen benimsin  Alya.. "

**

Mert-

" Şüphelendiğiniz  birisi var mı? Size zarar verebilecek birisi mesela? "

Düşündüm. Bana zarar verebilecek iki insan vardı Pamir ve Onur ama onlarla sorunumuz kalmamıştı artık. Çok iyi anlaşıyorduk. Polise döndüm.

" Hayır, yok. Bakın  boş boş sorular soruyorsunuz. Benim karım  üç gündür  ortada yok. Eve giren adamı  tanımıyorum. Alya hamile. Şimdi çok korkmuştur. "

Polisler bir haber olursa arayacaklarını  söyleyip  gittikten sonra salondaki  tekli koltuğa oturdum. Kapı çaldığında girişe  koşup  kapıyı  açtım hemen. Alya'nın  asistanı  Bahar gelmişti. Yanında nişanlısı  vardı.

" Hoşgeldiniz,  salona geçelim. "

Deniz abla hepimize birer fincan türk kahvesi ikram edip mutfağa döndü. Bahar yerinde rahatsızca  kıpırdandı.

" Kim yapmış olabilir bunu? Alya hocanın  kimseye zararı  yoktu ki.. "

Masanın üzerindeki  dizüstü  bilgisayarın  ekranını  Bahar'a  doğru çevirdim. " Alya'yı  kaçıran adam bu. Polis kimliğini belirleyemedi,  sen tanıyor olabilir misin? " Bahar dikkatle baktı görüntüye. Gözleri şaşkınlıkla büyümüştü.

" Ama bu olamaz! Bu.. Gediz  hoca, hastaneye yeni gelen doktor. "

**

Baran'ı  görevlendirmiştim  adamın kim olduğunu  bulması için. Bir kaç saat sonra Baran geldiğinde bir şeyler bulduğunu  anlamıştım.

" Abi, bu Gediz şerefsizi dört sene önce Alya yengemle sevgiliymiş. Yengem buna  tekmeyi basınca  konduramamış kendine. Evinin her yerinde Alya yengemin  resimleri var. Ama evde kimse yok, büyük ihtimal başka bir yerde saklıyor. "

Elimde tuttuğum  telefonu  duvara fırlattım. " O piçi  bulduğumda  kaçacak  delik arayacak. "

**

Alya-

Aradan iki gün geçmişti. Mert hâlâ  beni bulamamıştı. Her geçen gün  daha da çok korkuyordum. Gediz psikolojik  sorunları olan biriydi. Dört sene önce bir senelik ilişkimi  bitirmiştim. Gediz beni takıntı haline  getirmişti, arkadaşlarımla görüşmemi  bile istemiyordu.  Korkumdan  arkadaşlarımla arama mesafe koymuştum. Çünkü ne zaman ona karşı  çıksam  arkadaşlarımın  başına bir şey geliyordu. Ben de onunla savaşmayı bırakmıştım. Beni aldattığı  gün ondan ayrılmıştım  ama o bunu kendine yediremeyip  beni sürekli takip etmişti. En sonunda ailemle İstanbul'a  taşınınca izimi  kaybetmişti.

" Alya, yemeğini  ye hadi. Bebeğimiz  aç kalıyor. " Dehşetle ona baktım. Buna nasıl diploma vermişler,  nasıl doktor  yapmışlar bunu.

" Çok merak ediyorum seni nasıl doktor yaptılar? Asıl senin tedaviye ihtiyacın  var ruh hastası. Bizi tanıştıran  kişi şuan kafasını duvarlara vuruyordur  ben ne yaptım  diye. " Kahkaha attı. Sonra yanımdaki sandalyeye  oturdu.

" Arkadaşlarını iyi seç demiştim  sana yıllar önce. Beste bizi tanıştırdı senin en yakın arkadaşın , benim de hâliyle arkadaşım oluyor. Hâlâ  konuşuyorsunuz  değil mi? Senin yerini söyleyen de oydu. Çalıştığın  hastaneyi de ondan öğrendim  ve sürpriz.. "

Yanımdan  kalktı. " Ben markete gidiyorum. Yarım saate dönerim, canın  bir şey istiyor mu? " Bir  kaç gündür  canım deli gibi pişmaniye istiyordu.

" Pişmaniye  istiyorum  ama bir kaç kutu.. "

Kafa sallayıp evden çıktı. O gider gitmez yiyemediğim  tostu yiyip  masadaki tabakları mutfağa bıraktım. Tam mutfaktan  çıkacakken  tezgahın  üzerindeki telefonu  farkettim. Telefonu alıp ana ekran  düğmesine bastım. Kilitli  değildi.  Geri dönmeden  Mert'i  aramalıydım.

Mert'in  numarasını çevirip  beklemeye  başladım  ama kapalıydı.Bu kez Baran'ın  numarasını tuşladım. İkinci  çalışta  açmıştı.

" Baran, ben Alya. " Ses gelmedi. Telefondan  haşır  huşur  sesler geldi, sonra onun sesini duydum.

" Güzelim, gerçekten sen misin? " Sesi çok yorgun geliyordu.

" Mert, vaktim yok. Gediz markete çıktı  ama gelmek üzere. Nerede bulunduğumuzu  bilmiyorum konum atacağım. Bu numarayı  tekrar arama."

Telefonu kapatıp konumu gönderdim.  Arama kaydını  ve mesajları temizledikten  sonra aldığım  yere geri bıraktım. Biraz mutfağı toparlayıp  odaya geçtim. Üzerimi değiştirip saçlarıma elimle şekil verdim. Mert gelince beni paspal  bir halde görmesini istemiyordum.

Kilit sesini  duyunca odadan çıkıp salona geçtim. Gediz elinde poşetlerle mutfaga girdi. Beni kısa bir süre süzüp  yüzüme şüpheyle  baktı.

" Üzerini değiştirmişsin, hayırdır? "  Tekli koltuğa oturup  ona dik dik  baktım. " Canım  sıkıldı,  üzerimi değiştirdim. " Gülümseyip  elindeki pişmaniye  kutuları  dolu poşeti bana uzattı.

" Teşekkür ederim. " Poşeti  alıp  ilk kutuyu  açıp pişmaniyeleri  yemeye  başladım. Gediz benimle uğraşmayı bırakıp  diğer poşetleri mutfağa götürmüştü.

Kapı  çaldığında  istifimi  bozmadan koltukta pişmaniyelerimi  yemeye devam ettim. Sanırım  üçüncü kutuya geçmiştim.Elimde pişmaniye  kutusuyla  kapıya yaklaştım.

Gediz kapıyı açtığında Mert'in  yumruklarından  nasibini  almıştı. Mert yumruklarıyla  Gediz'i  yere sererken  ben dizi izler gibi onları izliyordum. Gediz'i  dövmekten  yorulan  Mert bana döndü.

" Birileri aşeriyor  sanırım ha? " Son pişmaniye yumağını  da ağzıma tıkıp  Mert'e  sarıldım. Baran yanındaki iki adamla gelip Gediz'i  götürmüştü.

" Sana bir şey yapmadı değil mi? Yaptıysa söyle ,  amel  defterini kapatıp  eline vereyim."

**

Eve geldiğimizde  herkes bizdeydi. Herkese laf anlatmaktan yorulmuştum. Mert ile birlikte emniyete gidip ifade verip şikayetçi olmuştum. Herkes gittikten sonra duşa girip pijamalarımı  giyinince rahatladım.

" Bizi kurtardın  kahramanım  benim!! " Mert beni alnımdan  öpüp  geri çekildi. Elini karnımın  üzerine koydu. " Biz çocuğumuzu  çok iyi yetiştirelim tamam mı? Büyüyünce kimsenin canını  yakmasın,  kimseyi üzmesin. "

Gülümseyip  saçlarını okşadım. Günler sonra huzurla uyuyacaktım.

Yüreğim Sende Kaldı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin