Gözlerimi açtığımda tanımadığım bir yerdeydim. Bulunduğum oda eski tip eşyalarla döşenmiş, sade ve küçük bir odaydı. Yattığım yerde doğrulup yavaşça ayağa kalktım. Tam karşımda küçük bir çalışma masası vardı. Kapıya doğru yaklaşıp açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Son hatırladığım şey kafama aldığım darbeydi.
Kapı açıldığında odaya giren kişiye baktım. Gediz odaya girip beni yatağa oturttu. " Kafan acıyor mu? Bana zorluk çıkarttığın için canını yakmak zorunda kaldım. Mutlu musun? "
Yavaş yavaş hatırlıyordum. En son Mert'i yolcu edip mutfağa geçmiştim zaten kafama aldığım darbeden sonrası yoktu bende.
" Kaç gündür buradayım ben? " Gediz eliyle üç işareti yaptı. Üç gündür onunlaydım. Mert çok merak etmiştir, ona ulaşmam lazım. Gediz'e döndüm.
" Gediz , bak tamam haklısın. Seni terketmem doğru değildi yani önce seninle konuşmam lazımdı ama olan oldu. Geçmişte kaldı hepsi. Evlendim ben, çocuğum olacak. "
Sinirle elindeki su bardağını duvara fırlattı. Korkuyla geri çekildim oturduğum yerde. Yanıma gelip omuzlarımdan tutarak sarstı. " Yalan söylüyorsun! Sen evli değilsin, çocuğun da olmayacak! Sen benimsin Alya.. "
**
Mert-
" Şüphelendiğiniz birisi var mı? Size zarar verebilecek birisi mesela? "
Düşündüm. Bana zarar verebilecek iki insan vardı Pamir ve Onur ama onlarla sorunumuz kalmamıştı artık. Çok iyi anlaşıyorduk. Polise döndüm.
" Hayır, yok. Bakın boş boş sorular soruyorsunuz. Benim karım üç gündür ortada yok. Eve giren adamı tanımıyorum. Alya hamile. Şimdi çok korkmuştur. "
Polisler bir haber olursa arayacaklarını söyleyip gittikten sonra salondaki tekli koltuğa oturdum. Kapı çaldığında girişe koşup kapıyı açtım hemen. Alya'nın asistanı Bahar gelmişti. Yanında nişanlısı vardı.
" Hoşgeldiniz, salona geçelim. "
Deniz abla hepimize birer fincan türk kahvesi ikram edip mutfağa döndü. Bahar yerinde rahatsızca kıpırdandı.
" Kim yapmış olabilir bunu? Alya hocanın kimseye zararı yoktu ki.. "
Masanın üzerindeki dizüstü bilgisayarın ekranını Bahar'a doğru çevirdim. " Alya'yı kaçıran adam bu. Polis kimliğini belirleyemedi, sen tanıyor olabilir misin? " Bahar dikkatle baktı görüntüye. Gözleri şaşkınlıkla büyümüştü.
" Ama bu olamaz! Bu.. Gediz hoca, hastaneye yeni gelen doktor. "
**
Baran'ı görevlendirmiştim adamın kim olduğunu bulması için. Bir kaç saat sonra Baran geldiğinde bir şeyler bulduğunu anlamıştım.
" Abi, bu Gediz şerefsizi dört sene önce Alya yengemle sevgiliymiş. Yengem buna tekmeyi basınca konduramamış kendine. Evinin her yerinde Alya yengemin resimleri var. Ama evde kimse yok, büyük ihtimal başka bir yerde saklıyor. "
Elimde tuttuğum telefonu duvara fırlattım. " O piçi bulduğumda kaçacak delik arayacak. "
**
Alya-
Aradan iki gün geçmişti. Mert hâlâ beni bulamamıştı. Her geçen gün daha da çok korkuyordum. Gediz psikolojik sorunları olan biriydi. Dört sene önce bir senelik ilişkimi bitirmiştim. Gediz beni takıntı haline getirmişti, arkadaşlarımla görüşmemi bile istemiyordu. Korkumdan arkadaşlarımla arama mesafe koymuştum. Çünkü ne zaman ona karşı çıksam arkadaşlarımın başına bir şey geliyordu. Ben de onunla savaşmayı bırakmıştım. Beni aldattığı gün ondan ayrılmıştım ama o bunu kendine yediremeyip beni sürekli takip etmişti. En sonunda ailemle İstanbul'a taşınınca izimi kaybetmişti.
" Alya, yemeğini ye hadi. Bebeğimiz aç kalıyor. " Dehşetle ona baktım. Buna nasıl diploma vermişler, nasıl doktor yapmışlar bunu.
" Çok merak ediyorum seni nasıl doktor yaptılar? Asıl senin tedaviye ihtiyacın var ruh hastası. Bizi tanıştıran kişi şuan kafasını duvarlara vuruyordur ben ne yaptım diye. " Kahkaha attı. Sonra yanımdaki sandalyeye oturdu.
" Arkadaşlarını iyi seç demiştim sana yıllar önce. Beste bizi tanıştırdı senin en yakın arkadaşın , benim de hâliyle arkadaşım oluyor. Hâlâ konuşuyorsunuz değil mi? Senin yerini söyleyen de oydu. Çalıştığın hastaneyi de ondan öğrendim ve sürpriz.. "
Yanımdan kalktı. " Ben markete gidiyorum. Yarım saate dönerim, canın bir şey istiyor mu? " Bir kaç gündür canım deli gibi pişmaniye istiyordu.
" Pişmaniye istiyorum ama bir kaç kutu.. "
Kafa sallayıp evden çıktı. O gider gitmez yiyemediğim tostu yiyip masadaki tabakları mutfağa bıraktım. Tam mutfaktan çıkacakken tezgahın üzerindeki telefonu farkettim. Telefonu alıp ana ekran düğmesine bastım. Kilitli değildi. Geri dönmeden Mert'i aramalıydım.
Mert'in numarasını çevirip beklemeye başladım ama kapalıydı.Bu kez Baran'ın numarasını tuşladım. İkinci çalışta açmıştı.
" Baran, ben Alya. " Ses gelmedi. Telefondan haşır huşur sesler geldi, sonra onun sesini duydum.
" Güzelim, gerçekten sen misin? " Sesi çok yorgun geliyordu.
" Mert, vaktim yok. Gediz markete çıktı ama gelmek üzere. Nerede bulunduğumuzu bilmiyorum konum atacağım. Bu numarayı tekrar arama."
Telefonu kapatıp konumu gönderdim. Arama kaydını ve mesajları temizledikten sonra aldığım yere geri bıraktım. Biraz mutfağı toparlayıp odaya geçtim. Üzerimi değiştirip saçlarıma elimle şekil verdim. Mert gelince beni paspal bir halde görmesini istemiyordum.
Kilit sesini duyunca odadan çıkıp salona geçtim. Gediz elinde poşetlerle mutfaga girdi. Beni kısa bir süre süzüp yüzüme şüpheyle baktı.
" Üzerini değiştirmişsin, hayırdır? " Tekli koltuğa oturup ona dik dik baktım. " Canım sıkıldı, üzerimi değiştirdim. " Gülümseyip elindeki pişmaniye kutuları dolu poşeti bana uzattı.
" Teşekkür ederim. " Poşeti alıp ilk kutuyu açıp pişmaniyeleri yemeye başladım. Gediz benimle uğraşmayı bırakıp diğer poşetleri mutfağa götürmüştü.
Kapı çaldığında istifimi bozmadan koltukta pişmaniyelerimi yemeye devam ettim. Sanırım üçüncü kutuya geçmiştim.Elimde pişmaniye kutusuyla kapıya yaklaştım.
Gediz kapıyı açtığında Mert'in yumruklarından nasibini almıştı. Mert yumruklarıyla Gediz'i yere sererken ben dizi izler gibi onları izliyordum. Gediz'i dövmekten yorulan Mert bana döndü.
" Birileri aşeriyor sanırım ha? " Son pişmaniye yumağını da ağzıma tıkıp Mert'e sarıldım. Baran yanındaki iki adamla gelip Gediz'i götürmüştü.
" Sana bir şey yapmadı değil mi? Yaptıysa söyle , amel defterini kapatıp eline vereyim."
**
Eve geldiğimizde herkes bizdeydi. Herkese laf anlatmaktan yorulmuştum. Mert ile birlikte emniyete gidip ifade verip şikayetçi olmuştum. Herkes gittikten sonra duşa girip pijamalarımı giyinince rahatladım.
" Bizi kurtardın kahramanım benim!! " Mert beni alnımdan öpüp geri çekildi. Elini karnımın üzerine koydu. " Biz çocuğumuzu çok iyi yetiştirelim tamam mı? Büyüyünce kimsenin canını yakmasın, kimseyi üzmesin. "
Gülümseyip saçlarını okşadım. Günler sonra huzurla uyuyacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
ChickLit"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...