-3 Ay Sonra-
Alya-
" Fıstık gibi oldun Alya. Yoksa yenge falan mı demeliydim? " Kaşlarımı çatıp Özge'ye dik dik baktım. Sürekli böyle imalar yapıp duruyordu. Hayır yani çocuk da yanlış anlayıp, farklı düşüncelere kapılacaktı benim hakkımda. Ben onu arkadaşım olarak görüyordum. " Bunu Mete'nin yanında söylersen seni gebertirim Özge. Serkan hocayı falan dinlemem yolarım seni. "
İkimizde gülüşüp bize doğru gelen Selin'e döndük. Bugün Mete'nin doğum günüydü ve hep beraber doğum gününü kutlayacaktık. Mert ve Selin daha yeni geliyordu. Görkem ve Serkan hoca da çalışanları ayarlıyordu. Mete gelir gelmez sürpriz yapacaktık.
" METE BEY GELİYOR!! "
Garsonlardan biri koşarak bize doğru geldiğinde herkes kendini ayarlamaya çalışıyordu. Mete içeri girince hep bir ağızdan bağırdık.
" İyi ki doğdun Mete!! "
Mete çok şaşırmıştı. Gözleri beni bulduğunda gülümseyerek pastayı ona uzattım mumları üflemesi için. O sırada Selin ortaya atılıp mikrofonu eline aldı.
" Mete, kusura bakma rol çalıyorum ama bugün bizim için de çok mutlu bir gün. Hazır mısınız? " Mert'e baktı. Mert onaylarcasına kafa salladı. Selin boğazını temizleyip devam etti.
" Evet, söylüyorum. Ben HAMİLEYİM!!" Mert'e baktım. Gayet mutlu gözüküyordu. Burada tek yıkık bendim.
**
" Alya, biraz daha iyi misin? İstersen seni eve bırakalım. "
Ceketimi elime alıp Özge'ye döndüm.
" İyiyim, merak etme. Mete'ye ayıp olmasın , içeri gidelim. "
İçeri geçtiğimizde sadece Mete, Görkem ve Serkan hoca vardı masada. Çifte kumrular gitmişti sanırım. Bunu önemsemeyip sahneye çıktım. Kimse beni mutsuz edemeyecekti , bu Selin bile olsa. Saatlerce şarkı söyleyip hem eğlendirmiş hem de eğlenmiştik.
" Hediye zamanı! Herkes bu tarafa gelsin! " Özge'nin cırlamasıyla hepimiz masanın etrafında toplandık. Mete sırayla hediyelerini açıyordu. Özge elindeki hediye kutusunu Mete'ye uzattı. " Kocamla beraber aldık, umarım beğenirsin Met."
Özge ve Mete bir sene arayla doğmuştu. Özge bir sene büyüktü ondan. Kardeşten çok arkadaş gibilerdi. " Vay be, kıçımı satsam alamam bunu. Teşekkür ederim sevgili kardeşim ve enişteciğim." Mete'nin bu yorumuna gülüp hediye verme işine devam ettik. Görkem, Mete'ye en sevdiği oyunu almıştı. Tam oyun delisiydi Mete. En sona ben kalmıştım. Hediyemi uzattım. Açtığında gözlerinden kalpler fışkırıyordu sanki. " Dedektif Maeve Kerrigan serisi!! Uzun zamandır bulamamıştım, teşekkür ederim Alya."
Gecenin sonunda vedalaşıp evlerimize döndük. Yarın sabah durumu olmayan, hastaneye gidemeyen hastaları evlerinde ziyaret edecektim. Bunu yapmak bir gelenek hâline gelmişti. Eskiden de Onur sayesinde yapıyordum.
" Şu oyunun sesini kıs Görkem! "
**
Sabah erkenden belirlediğim adreslerdeki hastaları ziyaret edip muayane etmiştim. Bunu yapmak iyi geliyordu. İnsanlara iyilik yapmak, onlara yardım etmek kendimi iyi hissettiriyordu sanki. Böyle mutlu oluyordum.
Taksi durağı bulmak için yürüyordum. Tam köşeyi dönecekken gördüğüm kişiyle arkamı dönüp duvarın dibine gizlendim. Selin'in burada ne işi vardı? Arkası dönük bir adamla konuşuyordu. Selin, adama bir şeyler anlattı adam da Selin'e sarılıp çevresinde döndürdü. Bayağı da samimilerdi. Beni görmemeleri için geldiğim yeri geri yürüyüp ana yola çıktım.
Mert-
Selin bebek için alışverişe çıkmıştı ben de ofiste dava dosyalarına bakıyordum. Çok heyecanlıydım, resmen baba olacaktım. Selin de sürekli bebek odalarına, bebek kıyafetlerine bakıyordu. Heyecanlı olmamız gayet normaldi , ikimiz de ilk kez bu duyguyu tadıyorduk. Aslında nikah iki ay sonra olacaktı ama iki hafta sonra Selin'in doğum günüydü, bir sürpriz ayarlayacaktım ona. Onu çok özlemiştim, birlikte olmuştuk ve şuan 4 haftalık hamileydi Selin. Kapı tıklatıldığında önümdeki dosyayı kapatıp " Gel!" diye seslendim. Kapı açıldığında Alya'yı görmeyi beklemiyordum.
" Hoşgeldin Alya , gel otur." Gösterdiğim yere oturup sıkıntıyla iç çekti.
" Merhaba, o günden sonra pek konuşmamıştık. Yani konuşacak bir şey de yok zaten olan oldu. Bu arada baba olacakmışsın tebrik ederim. Neyse direkt konuya giriyorum. Ben Selin'i gördüm. "
" Ben her gün görüyorum Alya. Bebek için alışverişe çıkmıştı, gayet normal. Selin insan gibi alışverişe çıkabiliyor yemek de yiyebiliyor biliyor musun? Çok ilginç değil mi? " İğneleyici sözlerime aldırmadan gözlerini devirip devam etti.
" Selin alışverişi ***** mahallesinde mi yapıyor? Gecekonduların olduğu yerde? Selin bir adamla konuşuyordu, gayet de samimiydi. Mert, buraya seni üzmek için gelmedim. Selin ile ilgili bir konu daha var, bilmen gerekiyor. " Lafını kestim.
" Buraya beni üzmek için gelmedin ama Selin'i kötülemek için geldin. Ne oldu haftalardır sesin çıkmıyordu, şimdi mi atağa geçtin? İyi anlaşıyordunuz, düğüne de yardım ediyorsun niye? Ben söyleyeyim. Aramızı bozmaya çalışıyorsun. Selin bizim eskiden birlikte olduğumuzu bilmiyor ama bilseydi de kötü davranmazdı sana. Sürekli seninle geçirdiği güzel zamanları anlatıyor bana. İki lafından ikisi sensin ama sen gelmiş ona iftira atıyorsun. Sırf hamile olduğunu öğrendin diye geldin burada onu kötülüyorsun. Bir daha karşımıza çıkma seni pişman ederim!"
Gözlerinden yaşlar iplik gibi akarken bana baktı. Çantasını alıp kapıya doğru yürüdü. Bir kaç adım gitmişti ki vazgeçip geri döndü.
" Bu söylediklerin için pişman olacaksın. Ama o gün senin yüzüne bile bakmayacağım. Şimdi ne bok yersen ye. İkiniz de umrumda değilsiniz. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
ChickLit"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...