Evlendiğimizi öğreneli bir hafta oldu ama bunu Mert'e söylemedim. Onunla göz göze gelmeye bile çekiniyorum. Ben eve gittiğimde genelde evde olmuyor, sabah da erkenden çıkıyor. Başımı ellerimin arasına alıp koltukta arkama yaslandım. O sırada odaya asistanım girdi.
" Hocam, iyi misiniz? " Kapıyı kapatıp yanıma geldi. Oturması için işaret ettim. " İyi miyim değil miyim bilmiyorum Bahar. Kafam çok karışık."
Seni dinliyorum dercesine baktı bana ben de ona her şeyi anlattım. Mert'i, aramızda olanları.. " Nişanlın seninle bu şekilde evlense? Sen ne hissederdin Bahar? Kandırılmış hissetmez miydin, canın yanmaz mıydı? Daha onu affedememişken bunu yapması.."
" Tabiki üzülürdüm , belki ona olan güvenim kaybolurdu ama beni sevmese neden evlenmek istesin değil mi? Mert sizi seviyor, bunu gördüm. Bana resmen yalvardı , yapmamam lazımdı ama ben sadece birbirini seven iki kişiye yardım etmek istedim. Evet size çok yanlış şeyler yapmış ama pişman olmuş ve sizi çok seviyor. "
" Biliyorum, senin bir suçun yok. Teşekkür ederim, konuşmak iyi geldi. Hadi gidip hastaları kontrol edelim, hasta yakınları bekliyordur. "
Birlikte üst kata çıkıp tüm odaları tek tek gezip hasta yakınlarıyla görüştük. Mehmet amcanın odasına geldiğimizde yanında torunu vardı, sohbet ediyorlardı.
" Günaydın, nasılsın Mehmet amca? "
Mehmet amca bir torununa bir de bana bakıp iç çekti. " Hastaneleri sevmiyorum ama seni görünce tüm sıkıntım gitti doktor kızım." Gülümseyip Bahar'a bakış attım. Bahar anlamış olacak ki tansiyon aletini Mehmet amcanın koluna taktı.
" Akşama taburcu oluyorsun, kurtulacaksın bizden. " Sonra torununa döndüm. Kız yirmi altı yaşındaydı. Evliydi, eşini de görmüştüm. Mehmet amcanın üzerine çok titriyordu. " Peki evde nasıl bakabiliriz? Ben pek anlamam da."
" Günlük alması gereken üç ilaç var , size kâğıda yazıp vereceğim. Ya da Mehmet amca tek yaşadığı için hemşire ayarlayabilirim. " Torunu , dedesine bakıp gülümsedi.
" Dedemi ikna ettim, artık bizimle yaşayacak. Eşim de ben de onu çok zorladık ama hiç bizimle kalmak istemiyordu ama artık mecbur. "
**
Bir kaç işimi daha halledip hastaneden çıkmıştım. Hemen eve gidip yemek hazırlamam gerekiyordu. Bugün Mert'e hayatının şokunu yaşatacaktım. Beni kandırmak ne demekti gösterecektim ona. Bahar ile konuştuktan sonra karar vermiştim. Mert'i affedip temiz bir sayfa açacaktım bizim için.
Eve geldiğimde Mert daha gelmemişti. Üzerimi değiştirip mutfağa girdim. Ortaya üç tane meze tabağı hazırlayıp ana yemeği yapmak için tencereyi ocağın üstüne koydum. Mert benim mantarlı makarnamı çok seviyordu, ondan yapacaktım.
Mert-
Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı. Salona girmeden direk odama girip üzerimi değiştirdim. Alya büyük ihtimalle gelmemişti daha. Zaten beni görmemek için neredeyse hastanede yatacaktı. Ben de ona kolaylık sağlamak için erkenden evden çıkıyor o uyurken de eve giriyordum. Komodinin üzerindeki yüzük kutusunu alıp cebime koydum. Bugün onunla son kez konuşacaktım. Eğer benden gerçekten nefret ediyorsa bugün aramızdaki her şey bitecekti.
Salona indiğimde şaşkınlıkla etrafıma baktım. Yemek masası tabiri caizse yemeklerle donatılmıştı. " Hoşgeldin, yemeğimizi yiyip biraz konuşalım istedim. " dedi Alya elindeki börek tabağıyla gelirken. Kafa sallayıp sandalyede yerimi aldım. Yemeklerimizi yerken ikimizden de ses çıkmıyordu.
" Ben masayı toparlayayım." Hemen kalkıp ona yardım etmeye başladım. Birlikte mutfağı toplayıp tatlı tabaklarını alıp bahçeye çıktık. Hava serinlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Literatura Feminina"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...