Selin-
Pamir ile gizli evimizde buluşmuş oturuyorduk. Pamir sürekli bebeğimizi seviyor , onunla konuşuyordu.
" Kızımızın adı Milena olsun. " Bebeğimiz çoktan 5 aylık olmuştu bile. Hamileliğim çok rahat geçiyordu.
Elini okşayıp ona sıkıca sarıldım. Milena, Pamir'in ölen kız kardeşiydi. Üç yaşındayken geçirdiği havale yüzünden ölmüştü. Annesi ise buna dayanamayıp iki sene sonra intihar etmişti. Yaşasaydı Milena şimdi on yaşında olacaktı.
" Pamir, ne zaman döneceğiz? Ben artık bu oyundan çok sıkıldım."
Pamir gergin bir şekilde kafa salladı. Daha sonra aklına bir şey gelmiş olmalı ki gülümsedi.
" Ben bu Mert'in telefon kayıtlarını incelettim. Meğerse Mert , Alya'ya intikam almak için yaklaşmış. Sen hastaneye kaldırıldığında Alya o hastanede çalışıyormuş ve Yavuz'un asistanıymış. Bizim bir şey yapmamıza gerek yok. Ama intikam alacağım derken kıza aşık olmuş. "
**
Mert-
Baran geldiğinde Selin'in dizinde yatıyordum. Baran , beraberinde iki adamla geldiğinde Selin ses çıkarmadan koltuktan kalkıp odaya çıkmıştı. Koltukta oturur pozisyona gelip Baran'a döndüm. " Ne oldu? Hayalet görmüş gibisin."
Baran ses çıkarmadan göremediğim birine gelmesi için el işareti yaptı. Gelen kişi içeri girdiğinde onun Yavuz şerefsizi olduğunu anladım.
" Sana her şeyi anlatacağım."
" Anlat! "
Yavuz benden bir kaç adım uzaklaşmıştı. " Babanın ortağı Halit kaçırttı Selin'i. Aşık olmuş. Bilirsin , Halit ne isterse alır. Onu hastaneden kaçıran kişi de eski asistanım Alya Özyalçın. Bana inanmazsınız diye kaçtım."
Alya'nın bir parmağı olduğunu biliyordum ama Selin'i onun kaçırdığını bilmiyordum. Bu zamana kadar ondan hesap sormamıştım çünkü duygularıma yenik düşüp aşık olmuştum ona ama artık intikam almanın tam zamanıydı.
**
Alya-
Hastanedeki soyunma odasına girdiğimde Mert buradaydı. Bıkkınlıkla çantamı koltuğa atıp ona döndüm. Elinde silah vardı ve bana doğrultmuştu.
" Mert, ne yapıyorsun? "
Kahkaha attı. Silahı hâlâ bana doğru tutuyordu. " Artık oyun bitti Alya. Seninle ufak bir hesabımız var. "
Ben hâlâ ne olduğunu anlamamıştım.Kolumdan tutup çekiştirerek beni dışarı çıkardığında korkmaya başlamıştım. " Mert ne oluyor, anlamıyorum."
Arabaya bindiğimizde konuşmaya devam ettim ama beni dinlemiyordu.
" Yavuz her şeyi anlattı. Selin'i sen kaçırmışsın hastaneden. Aptal gibi aylarca onun peşine adam taktım ben. Seni bulduğum an öldürmeliydim. Her şeyin başında sen varmışsın."
" Sana ne anlattılar bilmiyorum.Ben eskiden Pınartepe Devlet Hastanesi'nde çalışıyordum. Yavuz Akıncı'nın asistanıydım."
Kısa bir süre sonra depo tarzı bir yere gelmiştik. Mert zaman kaybetmeden beni peşinde sürükleyip depoya soktu. Depoda bir adam sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. Daha dikkatli baktığımda onun Yavuz hoca olduğunu gördüm.
Mert gözünü bile kırpmadan onu vurdu. Daha sonra bana döndü.
" Yakında orada oturan sen olacaksın. Benim karımı kim üzdüyse hesabını misliyle verecek."
" Mert izin ver sana o gün olanları anlatayım. Selin'in fotoğraflarını gördüğümde onu bir yerden tanıyorum dedim. Ama nereden tanıdığımı çıkaramamıştım. Bizim ayrıldığımız gün Selin'in eşyalarının olduğu kutuda ölüm belgesini buldum. O zaman hatırladım. Doğum günümde ve ofise geldiğimde anlatacaktım ama fırsat bulamadım. Selin'in ameliyatına beni sokmadı Yavuz hoca, kendisi girdi. Sonra zaten hastanın ex olduğu bilgisi geldi bize. Ertesi gün hoca kayıplara karışmıştı."
Mert bana boş boş bakıyordu.İnanmamıştı. " Beni seviyorsan inanmak zorundasın, doğruyu söylüyorum. Lütfen Mert! "
Mert kahkaha attı. " Ne sevmesinden bahsediyorsun? Oyundu kızım hepsi. Uyan artık, oyun bitti. Senin Selin'in ölümüne sebep olduğunu öğrenmiştim o yüzden yaklaştım sana intikam almak için."
Sonra gitti. Beni orada bırakmıştı. Yavuz zar zor nefes alıyordu. " Hem kendini hem de beni yakıyorsun ama ben buna izin vermeyeceğim."
Beni hiç sevmemişti. İntikam almak için yaklaşmıştı bana. Ben ona aşık olmuştum ama o sadece intikam için oynamıştı benimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Чиклит"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...