Aradan aylar geçmişti. Minik kızım içimde büyüyüp gelişiyordu. Üç ay sonra aramıza katılacaktı. Acaba kime benzeyecekti çok merak ediyordum. Kız, halaya oğlan dayıya çeker demişler. Halasına çekerse benim kızım çok güzel olacaktı. Şimdiden odasını hazırlamıştık, kıyafetlerini dolabına yerleştirmiştik.
Geçen ay Gizem ve Baran evlenmişti. Baran hâlâ Mert'in yanında Gizem'e çekinerek bakıyordu. Çok mutlulardı, Gizem çok seviyordu Baran'ı.
" Sevgilim, ben çıkıyorum. Sen de çok yorma kendini. Tamam mı? "
Yaklaşıp Mert'in kravatını düzelttim. İçimde bir sıkıntı vardı.
" Gitmesen olmaz mı? İçimde kötü bir his var , korkuyorum. Kötü bir şey olacak. " Mert yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Bu öpücük güven veren bir öpücüktü.
" Ben bir avukatım ya hani. Duruşmaya gitmem lazım ama bir kaç saate döneceğim. " Ona sıkıca sarıldım. Sonra gözlerinin içine bakıp gülümsedim.
" Gelirken bol çikolatalı pasta getir ama tamam mı? Kızının canı çekmiş."
**
Mert gideli iki saat olmuştu. Ben de bu sürede kızımın karnını doyurmuş televizyon izliyordum. Doğuma kadar izne ayrılmıştım. Doğumdan iki ay sonra tekrar işimin başına geçecektim. Biraz zor olacaktı ama değerdi.
Mert'i aramaya karar verip telefonu elime aldım. Numarasını rehberden bulup aradım ama açmadı. Bir kaç kez daha çaldırıp kapattım. Derin bir nefes alıp karnımı okşadım.
" Hayal, benim güzel kızım. Baban bizim için çok çalışıyor. Şimdi anne kalkıp baba için güzel yemekler hazırlayacak sen de uslu duracaksın tamam mı? "
Mutfağa geçip Mert'in en sevdiği yemeklerden yapmaya başladım.
**
Mert-
Duruşma biraz uzun sürmüştü ama bitmişti sonunda. Karşı taraf davayı kaybetmişti. Bu adamlar çok tehlikeliydi. Dosyaları toparlayıp müvekkilimle duruşma salonundan çıktık.
" Çok teşekkür ederim size. Benim hayatımı kurtardınız. Size nasıl teşekkür etsem az. " Adamın omzunu sıkıp bıraktım. Biraz daha sohbet edip adliyeden çıktık. Adam kendi arabasına binip gittiğinde ben de adliyenin karşısındaki pastaneden Alya'nın istediği pastayı alıp arabaya bindim.
Kestirme olsun diye Riva kavşağını kullanıyordum. Dikiz aynasından baktığımda arkamda bir araba vardı. Beni takip ediyorlardı. Sürücü tarafındaki adam tutuklanan herifin adamıydı. Hızlandım. Ben hızlanınca o da hızlanmıştı.
" Kahretsin!! "
Yolun sonu uçurumdu. Arabayı durdurup aşağı indim. Buradan kaçmam imkânsızdı. Adam da inip yanıma geldi.
" Arif abinin selamı var. Sana teşekkürlerini sunuyor. " Ben ne olduğunu anlamadan gelip beni itti. Düşerken tek düşündüğüm Alya ve çocuğumdu.
**
Alya-
" Abi , bir şey yapmam lazım. Adliyeyle irtibata geçecektin ne oldu?"
Abim elimi tutup gözlerimin içine baktı. Kötü bir şey söyleyecekti.
" Şimdi haber geldi, arabasını Riva'da bulmuşlar. Biz Pamir ile oraya gidiyoruz. " Oturduğum yerden kalktım.
" Ben de geliyorum, sakın engel olmayın. "
Abimin arabasına binip emniyet kemerimi taktım. Ona bir şey olursa dayanamazdım.
**
Arabanın bulunduğu yer uçurumun kenarıydı. Arabadan inip oraya doğru koştum. Polisler de arabayı inceliyordu. Ön koltukta pasta kutusu vardı. Polislerle konuşan Pamir'in yanına gittim." Mobeseye takılan görüntülere göre adliyeden buraya kadar bir araba takip etmiş. Sonrasını bilmiyoruz. Arkadaşlarımız denizi de araştırıyor."
Tam o sırada dalgıç kıyafetiyle bir adam geldi. Elinde Mert'in bilekliği vardı.
" Amirim, bunu bulduk. Ben diğer dalgıçlara söyledim, denizin derinliklerinde de arayacaklar. " Sonra bana döndü.
" Lütfen burada beklemeyin. Bir şey olursa biz size haber vereceğiz. "
Yere bağdaş kurup oturdum. O bizi bırakmazdı ki. O bizi asla bırakmazdı.
" Mert , lütfen gel. Çok korkuyorum. Sana ihtiyacım var lütfen! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğim Sende Kaldı
Literatura Feminina"Bana oyun oynadın, resmen oynadın benimle! Sana güvenmiştim ben be! " Onur başını yere eğdi. Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. " Kaldır kafanı. Hadi gidip bir yerlerde kutlayın bunu, zaferinizin tadını çıkarın. Nasıl kandırdık ama şu salağı...