make that money $ malik

$ changing for the better $

Stream Vibez or lemme just kick ur ass real quick 😌

Diana Blackwood

Zil durmadan çalmaya başladığında kıyafetleri koltuğa bırakıp Leia'yı ben kapıya bakarken düşmemesi için kucağıma aldım ve kapıya koştum. Gelen Ariel'di. Leia'yı almaya yeltendiğinde Leia çığlıklarla boynuma sarıldı.

Ariel büyük bir şaşkınlıkla donarken kapıyı kapattım ve salona doğru yürüdüm.

"Bugün huysuz uyandı," diye açıkladım koltuğa otururken. Leia'yı da az önceki yerine bıraktım ve bir sonraki kıyafeti sinirle aldım. "Babasına çekmiş işte, ne yapayım?"

Ariel ceketini çıkarıp karşımdaki koltuğa otururken Leia'nın üzerindekileri çıkarmaya koyuldum.

"Bugün biraz sinirli misin acaba kanka?"

Birden ona baktım. "Yok ya. Ne sinirlisi?" Sinirden güldüm. "İyiyim."

"Kel bir şey yaptı, değil mi? Buluşmaya o yüzden gelmedin."

Derin bir nefes alıp verdikten sonra Ariel'e baktım. "Bugün pazar değil mi? Zayn acil bir şey olmadığı sürece evde olur. Ama bugün gidesi tuttu. Ve gitmeden önce de kavga ettik. Sinirliyim. Tahmin bile edemezsin."

Sessiz kaldığında masanın ve koltuğun üzerindeki tulumları, bereleri, elbiseleri, etekleri ve diğer her şeyi işaret ettim.

"Şunlara bak. Yine dünya kadar kıyafet sipariş etmiş. Ben bu kadar şeyi nereme sokacağım Ariel? El kadar bebeğin on dolap kıyafeti mi olur?"

"Kanka-"

"O gittikten sonra kargoyla geldi hepsi. Bir de mesaj atmış, hepsini tek tek giydirip fotoğraf atacakmışım. Tabii amına koyayım. İşim ne ki zaten? Tabii."

Aynı hışımla yandaki beyaz elbiseye uzanıp Leia'ya giydirmeye başladım. Ariel böylesine sinirli oluşum karşısında afallamış gibiydi. Benim suçum değil. Gerçekten. Leia bugün hiçbir şeyden memnun olmuyor. Zayn de halletmesi gereken bir şey olduğunu söyleyip çıktığında hiçbir planımın istediğim gibi gitmemesi üzerine sinirlerim bozulmuştu. Belki Leia bu yüzden huysuzdu. Bu da daha çok canımı sıkıyordu. Ona sarılarak birkaç saat ağlamıştım.

Giydirdiğim elbise içinde melek gibi göründüğünü inkar edemeyeceğim kızımı kaldırdım ve Ariel'e doğru tuttum.

"Bu elbiseye ne kadar vermiş, biliyor musun? Yedi yüz dolar. Düz beyaz elbise. Ve yedi yüz dolar."

Bu paraya sonsuza dek sahip olacak mıyız, bilmiyorum. Ama Zayn öyle bilinçsiz harcıyor ki eğer bir gün bir şey olursa ne bok yiyeceğimizi şaşıracağımız kesin.

"Kanka adamın parası var, harcıyor. Siktir etsene. Feda olsun yeğenime."

"Neden ne anlatmak istediğimi kimse anlamıyor?!"

"Anlıyorum. Sakin ol ve bebeğinin mükemmel bir hayata sahip oluşuna odaklan. Geleceği bu kadar kafana takma. O kadar parayı birden kaybedeceğinizi sanmıyorum. Özellikle Zayn'in elindeyse."

Leia'yı tekrar koltuğa yatırırken hırsla güldüm. "İlk alışverişe çıkışımda onu batırmazsam ben de Diana değilim. En gereksiz, en aptal ama en pahalı şeyleri alacağım."

"Al bebeğim," Kahkaha attı. "Götü acısın biraz itin."

"Acısın amına koyayım."

Sinirle telefonumu alıp Leia'nın bu elbisenin içindeyken de fotoğrafını çekip ona attım. Beni sinirlendiriyordu ama hala kuzu kuzu söylediği şeyi yapmaya devam ediyor oluşuma daha çok sinirlendim.