$ he cursed her night $

3.5K 192 236
                                    

⭐⭐⭐⭐

Diana Blackwood

Valizimi ve sırt çantamı alıp aşağı indikten sonra kalbimdeki ağrıyla kapıya doğru ilerledim. Gidiyordum.

Burada daha fazla kalmak aptallık olurdu. Kiralık bir ev bulmuştum ve kendimi iyi hissedene kadar ya da ölene kadar orada kalacaktım.

Yine hiçbir şeyi bilmiyordum ve sırf bilmediğim için sevdiğim adamdan ve hayatımda ilk defa huzur bulduğum evimden olmuştum. Güzel hayat.

Niall'ı tanıyordu. Niall'ı tanıyordu ve benim ondan uzak durmamı istiyordu. Gelip 'ondan uzak dur' diyebilirdi. Ama o hem bedenimi hem de ruhumu acıtmayı seçmişti.

Ceketimi de alıp kolumun altına sıkıştırdığımda kapı birden açıldı. Sonra koyulaşmış ela gözlerini gördüm. Dağınık saçlarını, bitkin ifadesini ve zayıf vücudunu...

Ceketini çıkarıp koltuğa fırlatıp yanımdan geçerken tuttuğum valize kaçamak bir bakış atmıştı. Burnuma gelen alkol kokusu gözlerimi yaşarttı.

"Nereye?" diye sordu alay dolu bir ses tonuyla.

Gidiyordum. Ve bunu bile ciddiye almıyordu.

"Gidiyorum."

Tam karşımda durdu. Çok yorgun görünüyordu. Yemek yemesi ve dinlenmesi gerek. Gözlerinin altı çökmüş.

"Onu görüyorum. Nereye gittiğini sordum, ne yaptığını değil."

"Kendi evime."

Masanın üzerindeki şaraptan bir bardak doldurup kafaya dikti. Zehirlenecekti.

"İyi." dedi omuz silktikten sonra.

Bu kadardı işte her şey onun için. Hayatından çıkıyordum ve söyleyebildiği tek şey buydu. Tek kelimelik değerim vardı gözünde.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

Kal de Zayn. Ve ben de kalayım.

"Hayır. Gitmek istiyorsan git."

Daha fazla dayanamayıp görüşümü bulanıklaştıran yaşları serbest bıraktığımda daha önce yaptığı gibi gelip gözyaşlarımı silmemişti.

"Seni aldatmadım." dedim son kez. Bunu bilmesi gerekiyordu.

"Biliyorum."

"Neden böyle davranıyorsun o zaman?"

Sandalyelerden birini çekip rahatça oturdu. Tavırları o kadar umursamazdı ki, beni hiçbir zaman sevmediğini bile düşündüm.

"Bilmediğin şeyler var."

"Anlat o zaman!"

"Sesini yükseltme."

"Çok yoruldum! Görmüyor musun?"

Bir süre sessiz kalıp elindeki bardağı izledi.

"Ne zaman gideceksin Diana?"

Suratıma bakmadan söylediği bu cümle kalbimi bir kez daha parçalara ayırırken diyecek hiçbir şey bulamadım. Bağırmak istedim. Bağıramadım.

Ne zaman gideceğimi öğrenmek için sormamıştı. Buradan gitmemi istiyorsa giderdim.

Ve gittim de.

Düzenimi oturtmak tam on altı gün sürmüştü. Bu süre boyunca da kimseyle iletişime geçmemiş, hatta telefonuma bakmamıştım bile. Dört duvarın içindeydim ve dış dünyayla bütün bağlantım kopuktu. Kimse evi bilmediği için beni merak eden varsa da bulamamıştı.

make that money $ malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin