make that money $ malik

$ so chill but jealous $

+100 ⭐

Diana Blackwood

Tırnaklarımı eline acımadan geçirip yan döndüm ve cenin pozisyonunu alıp ağlamaya devam ettim. Elini de kendimle beraber çektiğim için bana doğru biraz daha yaklaşıp çenesini koluma yasladı ve beni izlemeye devam etti.

"Yiyecek bir şeyler ister misin?" diye sordu derisine sapladığım tırnaklarımı umursamadan.

Burnumu çekerken kafamı hayır anlamında salladım. Sessiz kalıp suratımı izlemeye devam etti.

Reglimin üçüncü - en acı verici - günündeydim ve Zayn dört gündür şehir dışındaydı. Telefonla konuşurken neler yaptığını anlatmıştı ama karnım ağrıdığı için pek dikkatli dinleyemediğimden olaya hakim değildim. Yine de sancılarım çok fazla olmaya başlayınca onu arayıp ağlayarak geri dönmesini istemiştim, o da ağladığımı duyunca her ne yapıyorsa bırakıp Bradford'a dönmüştü.

Zayn duş alıp üzerini değiştirene kadar getirdiği çikolata ve şekerlerle idare etmiştim ama şimdi dayanamıyordum. Neredeyse on kez hastaneye gitmeyi teklif etmişti.

Yatakta garip şekillere girerek acımı dindirmeye çalışırken yastığı sıktığımı görünce yatağa oturup sıktığım yastık yerine elini vermişti. Bu kararından pişmanlık duymadığına emin değilim. Çünkü çok fena sıkıyorum.

Boştaki elini tişörtümden içeri geçirip sırtıma masaj yapmaya başlamasıyla biraz rahatlamıştım. Ağlamam durdu ve geriye sadece burun çekişlerim kaldı.

"Bu kadar çok ağrıyor olması normal değil. Hastaneye gidelim."

Yine tuhaf bir pozisyon bulup tuttuğum kolunu bacaklarımın arasına aldım ve elini dudaklarıma yasladım.

"Bir kere daha hastane dersen tekrar ağlamaya başlayacağım."

"Tamam. Sustum."

Sadece iki saniye susmuştu.

"Ama-"

"Zayn!"

"İyi!"

Her ay düzenli olarak sırtıma yaptığı masajın ne kadar iyi geldiğini bildiğinden susup yapmaya devam etti. Uykum gelmişti.

"Zayn?" diye mırıldandım gözlerim kapanmak üzereyken.

"Güzelim?"

"Jelibon istiyorum."

"Getireyim."

Ellerini üzerimden çektiğinde tekrar ağlamak istemiştim. Yataktan kalkıp getirdiği poşetten jelibonları ararken karnım tekrar ağrımaya başladı. Yüzüstü uzanıp yüzümü yastığa gömdüm ve kollarımı karnıma sardım. Yatağın çöküşünden oturduğunu anladığımda kafamı yan çevirip ona baktım.

"Doğum yapıyormuşum gibi hissediyorum."

Jelibon paketini açarken güldü. "Kaç kere doğum yaptın?"

"Çok."

Yeşil jelibonları avcunda toplayıp bana verdikten sonra kırmızı olanları da kendi ağzına attı.

Acı çekerek hepsini yedikten sonra daha düzgün bir şekilde sırtüstü uzandım ve kollarımı onun için açtım. Emin olamayıp sorar gibi baktı.

"Rahatsız olmaz mısın?"

Düşününce olacağımı fark ettim. "Arkaya geçip sarılır mısın?"

Paketi yere bırakıp üzerimden atladı ve arkama geçti. Ona arkamı döndüğümde bir kolunu belimin altından geçirip diğer kolunu üzerime attı ve sıkıca sarılıp omzumu öptü.