Diana Blackwood
Belirlediğimiz diğer eve doğru giderken huzursuzdum. Huzursuz olmamı gerektirecek hiçbir şey yoktu aslında şu an hayatımda.
On üçüncü haftamdayım. Bebeğimin boyu yedi buçuk santimetreyi geçti ve yirmi dört gram. Suratı neredeyse oluştu. Göz kapakları, minik burnu, dudakları, her şeyi mükemmel. Tabii, kolları ve bacakları da tamamen oluşmuş durumda. Parmakları öyle minik ki... Düşününce ağlamak istiyorum.
Dün dört boyutlu ultrasonda izlerken baş parmağını ağzına soktu ve sanki biberonmuş gibi emdi. Bunu gördüğümde biraz ağlamış olabilirim.
Doktor cinsiyetinin çoktan belli olduğunu ama henüz ultrasonda görmek için erken olduğunu söylediğinde biraz üzülmüştüm ama sorun yoktu. Zaman hızlı geçiyordu zaten, ona da az kalmıştı.
Karnıma gelecek olursa... Durum kötü. Yani en azından benim için. Hayatı boyunca her zaman zayıf bir bedene sahip olmuş biri olarak karnımın bu kadar şişmiş olması bazen beni delirtiyor. Ve henüz tam şiş bile değil! Hamile olduğum az çok görüntümden de anlaşılmaya başladı. Zayn böyle görünmeme bayılıyor ama ben pek mutlu değilim.
Garip şekilde, doktorla iyi anlaşmaya başladı. Sanırım bunu değiştiren şey bebek olmuştu. Doktorun gerçekten bebeği önemsediği ve onun sağlığı için bir şeyler yaptığı gerçeğini anlayınca en azından öldürme planlarından vazgeçmişti.
Şu sıralar yapmayı en sevdiği şey büyüyen göbeğimi yastık olarak kullanmak. Gerçekten. Her gece zaten bu şekilde uyuyoruz ama gün içinde de uyumak istediğinde beni yanına çağırıyor ve yastık olarak kullanıyor.
Daha garibi, hamile olduğumu öğrendiğimizden beri sevişmedik.
Doktor bir şey olmayacağını söylemişti ama sanırım ikimiz de korkuyoruz. Gerçi Zayn benden daha çok korkuyor. Özellikle bebek büyüdükçe daha da uzaklaşmaya başladı. Herhangi bir kaza olmasın diye beraber duş alıyoruz ve içinde alevler olduğunu biliyorum. Belli etmemekte gayet iyi iş çıkarıyor. Ama gözlerinin yandığının farkındayım.
Benim de pek bir farkım yok aslında. Hamilelik hormonları; hayatımda hiçbir şeyden böylesine nefret ettiğimi hatırlamıyorum. En ufak hareketi beni etkilemeyi başarıyor. Nefes alışına bile azacağım diye korkmaya başladım.
"Karnım daha çok büyümeden bir iş bulsam güzel olur aslında." dedim çekinerek. Kızacağını biliyorum.
Bakışlarını birkaç saniye yoldan çekip bana baktı, sonra kafasını sallayıp güldü ve vites değiştirdi.
"Niye gülüyorsun?"
"Para sıkıntımız mı var Diana?"
"Hayır-"
"O zaman sıkıntın ne?"
Derin bir nefes alıp kafamı yana düşürerek ona baktım. "Her şeyi sen ödüyorsun. Ev bakıyoruz, yine parasını sen vereceksin. Benim de katkım olsun istiyorum. Hazıra konmuşum gibi görünüyor."
Önceden de böyle hissediyordum ama pek dile getirmiyordum. Fakat son birkaç haftadır harcadığı paralar dudak uçuklatacak derecedeydi. Göbeğim çıktığı için hamile kıyafetleri almak zorunda kalmıştım, hepsini kendisi ödemişti. Ve bir haftadır da sürekli bebeğin odası için alışveriş yapıyorduk. Şimdiden o kadar çok şey almıştı ki... Tabii cinsiyetini öğrenince bu sayının ikiye katlanacağını da biliyordum.
"Diana?"
"Ne?"
"Para sıçtığımı görmüyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
make that money $ malik
FanfictionZayn'in kusursuz planladığı soygunda hesaba katmadığı bir şey vardı; Diana Blackwood. #1 in zaynmalik #3 in malik #6 in zayn #6 in onedirection 221119 [dedicated to @irwinslotus thank you for always being there for me]