make that money $ malik

$ whatever his dick wants $

Diana Blackwood

Zayn heyecanla elindeki limonu tutarken kamerayı açmış, onları bekliyordum. Instagram'da dolanırken bir bebeğin ilk kez limonun tadına baktığı videoyu gördüğünü söylemiş ve Leia'da denemesi gerektiğinden bahsetmişti.

Yaser'in gelişinin üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti ve birbirimize fazlasıyla uzaktık. Konu Leia olunca iyi davranıyorduk ama ne hissettiğimi ben biliyordum.

Leia'yı yemek sandalyesine oturtup elindeki limon dilimini biraz daha küçülttü. Leia'nın ağzına götürdüğünde videoyu çekmeye başlamıştım. Leia dilini değdirip limonu emdikten sonra Zayn limonu ondan uzaklaştırdı ve yüz ifadesine odaklandı.

Leia yüzünü buruşturup dilini dışarı çıkardı ve kafasını iki yana salladı.

Henüz karnımın içinde minicikken de yapmıştı bunu. Zaman çok hızlı geçiyordu. Ayak uyduramamaktan çok korkuyordum.

Zayn kahkaha atarak limonu masaya bıraktı ve Leia'nın kafasına sarıldı. Videoyu bitirip telefonu kenara ittirdikten sonra dirseklerimi tezgaha yasladım ve onları izlemeye devam ettim.

Leia gülerek babasına bakarken işaret parmağı da ağzındaydı. Zayn onun yanağını birkaç kez öptükten sonra ısırdığında Leia'nın gülücüğü yavaşça kaybolmuştu. Zayn geri çekildiğinde elini yanağına götürdü ve ağlamaya başladı.

Sinirle Zayn'i kenara itip kızımı kucakladım. "Isırma şu çocuğu diye kaç kez söyleyeceğim? Canı acıyor!"

"Acımıyor." diye inkar etti limonun kalan kısmını yerken.

Leia'nın suratını ona çevirdim. "O yüzden mi ağlıyor?"

"Ağlamıyor ki," Omuz silkti. "Timsah gözyaşları. Bak, hiç ıslaklık var mı?"

İçli ağlıyor gibi görünüyordu ama gerçekten hiç gözyaşı akmamıştı. Zayn'in ısırdığı yeri öptüğümde ağlayışı durdu. Burun çekişine güldüm.

"Bak Zayn, nasıl iç çekiyor!"

Zayn limonun kabuklarını çöpe atıp eline su tuttuktan sonra Leia'ya eğildi ve bir öpücük daha verdikten sonra tam Leia susmuşken tekrar ısırdı.

Leia elindeki oyuncağı yere fırlatıp daha sesli bir çığlık attığında Zayn'in göğsüne vurdum ve Leia'yı sallarken arkamı döndüm.

"Dişlerin çıkınca sen de onu ısıracaksın anneciğim. Ağlama. İntikam alacağız."

Sakinleşir sanıyordum ama bir kez daha çığlık attı. Hala görünürde gözyaşı yoktu. Rahatsız olduğunu belli etmeye çalışıyor ve ilgi istiyordu. Susturamadığımda Zayn önümüze geçip Leia'nın kendine bakmasını sağladı.

"Bana bak!" Sesini yükselttiğinde Leia birden sustu. "Babaya ağlanmaz. Duydun mu? Uslu ol."

Leia tamamen sesini kestiğinde sadece iç çekişleri kalmıştı. Duygu sömürüsü yapar gibi büyük gözleriyle ve büzdüğü tatlı dudaklarıyla yavru bir kedi edasıyla Zayn'e bakıyordu.

Birden yaklaşıp Leia'yı kucağımdan aldı ve havada döndüre döndüre içeri doğru yürüdü.

"Aferin tavşan, aferin." Televizyonu açtığını gördüm. "My Little Pony izlemeyi hak ettin."

Kafamı umutsuzca salladıktan sonra bulaşıkları dizmekle uğraşmaya geçtim. Dün akşam herkes bizde olduğu için her şeyi makineye dizmem yarım saatimi almıştı. Ellerimi kurulayıp bir bardak su içtikten sonra içeri geçtim.

Koltuktaydılar. Zayn olduğu gibi uzanmış ve Leia da göğsünde aynı şekildeydi. Kafasını kendisiyle ilgili olduğunu bilmediği dövmeye yaslamış ve hipnotize olmuş gibi ekrana bakıyorlardı. İkisinde de aynı anda göz gezdirirken bakışlarının aynı olduğunu fark ettim.