Diriliş

1.2K 51 3
                                    

Yanıma geldiğini hissettiğim bedenin sahibi Poyraz'a dönecek gücüm kalmamıştı. "Bu da neydi Pera? Rüzgar'la Deniz ayrı bir şoka girdi, siz kızlar da. Kim bu adam, ben tanımıyorum da siz tanıyorsunuz?"

Başımı ovdum sıkıntıyla, şakaklarım zonkluyordu. "Ölmüş bir eski sevgili."

Sıkıntılı bir kahkaha attı. "Dalga geçme lütfen."

Uzun bir açıklama daha mantıklı olacaktı o yüzden hızla konuştum, açıklamak adına. "Ayberk, yıllar önce intihar ederek hayata gözlerini kapatan, Deniz'in ilk aşkıydı. Düşünsene, eskiden sevdiğin kız kendisini öldürüyor. Hem de bunu hayatının sınavını olacağın yıl öğreniyorsun. Deniz bu yüzden zor zamanlardan geçti, atlatmak ve düzelmek için. Ölüm büyük bir şey. Her neyse, Deniz onu bu yıl tekrardan hayatta kanlı canlı görmeye başladığını söyleyip duruyordu bize, inanmıyorduk, Rüzgar'ın yokluğunda onu hayal ediyor diyorduk. Şu, seninle ilk dışarı çıkmamızda, gösteri zamanı ben de onu gördüm. Peşinden koşmuştum hatırlarsın, bir adamın."

"Evet, evet." Devam etmemi istercesine ilgili bakıyordu gözleri.

"Ama sonra gitti o görmeler, ben de hayal ettiğimi düşündüm. Ama şu an adının Berk olduğunu söylüyor ve bir derneğin ortağı oluyor. Çok garip çünkü bu kişi ölmüş olan Ayberk. Bunun tek açıklaması, herkesi kandırmış ve öldüğüne inandırmış olmasıdır. Sonra da böyle bir şey yapması. Ama neden yaptı kafam onu almıyor! Bulamıyorum bir mantık!" Bu tür bir olay onu şaşırtmamış gibi bir bakış attı gözlerime, onların hayatında bunun gibi olaylar normal olmalıydı ama bizim gibi insanlar için fazlasıyla garipti. "Bu olay fazla garipleşecek gibi, gel bakalım güzelim." Dedi ve beni masadan kaldırarak diğerlerinin yanına ilerletti. Deniz uzun uzun boşluğa bakıyordu. Bir kenarda da Rüzgar sinir krizi geçiriyordu.

Neler olacak tam olarak hissedemesem de... Çok kötü şeyler olacaktı. Deniz'in yanına çöktüm ve sarıldım ona. "İnanmak istemiyorum Pera. Benimle dalga geçti! Öldürdü kendini ama yaşıyor! Delireceğim."

"Sakin ol lütfen, çözeceğiz. Emin ol, çözeceğiz. Berk kimdir, nedir?" Sözümü kesti hızlıca, sesini kontrol edemiyor gibiydi. "O Ayberk, Pera! Ayberk o! Berk diye biri yok! Bas baya çocuk kandırdığını zannediyor. Burada onu benden iyi tanıyan biri yok! Beni kandıramadı!" Titreyen elleriyle Masal'ın uzattığı sudan birkaç yudum aldı ve gözlerini kapadı. Tanrı'm, o adamı bulmalıydım. Demin onu gördüğümüz yere yürümeye başladım. Arkamdan biri sıkıca kolumu tuttu, Mert'ti bu.

"Gitti, ortadan kayboldu." Dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle.

"Belki de buralardadır hala? Bakamadınız belki de iyice. Onu bulmam gerek. Bir açıklama borçlu!" Elimde olmadan ben de gerilmiştim, cenazesinin haberini aldığımız çocuğun canlı olması herkesi germişti. "Sakinleşir misin Pera! Sadece sen değil hepimiz bir açıklama istiyoruz, hak ediyoruz. Rüzgar bile bu sinirle onu bulamadı, diyorum."

Doğru söylüyordu, sakinleşmeliydim. "Haklısın..."

Deniz'i oturttuğumuz sandalyeden kaldırmaya çalıştık ama hala şok içinde gibiydi. Bir köşeye geçtim ve kafamda olanları döndürmeye başladım.

"Pera... Yapabileceğim, yardımcı olabileceğim bir şey olmalı..." Konuştu üzgün bir sesle Poyraz, bir yandan saçlarımı kulağıma tarıyordu, parmakları bile rahatlatabilmişti beni saniyeler içinde. Ona, o an tekrar aşık oldum. "Sadece şu pisliği bulmalıyız... Ve Rüzgar'a hakim olmak lazım."

"Ona araştıracağım, emin ol. Sen, Deniz, kızlar olarak lütfen dikkat edin. Bak, isterseniz benim diğer evime gidin, güvenli olur." Öptüm dudaklarını susturmak için. Bunu beklemediği için şaşırdı tabi ki. "Böyle düşünceli olunca daha da seviyorum seni, bizim de bir evimiz var, güvendeyiz, yine de teşekkür ederiz."

Dört Renk Tek Ton (DÖRT RENK SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin