Yazar uyumadan önce size bir güzellik yapsın ve bölümü erken salsın.
Ayrıca bilmelisiniz ki, yorum yapmazsanız öyle her gün iki-üç bölümü rüyanızda görürsünüz ❤️O zaman Let's go Let's gooo 😸
Jennie
Odamda bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. Tırnaklarımı yemekten kendimi alamadığımı fark edince hemen durdum. Aynalı dolabın önünde durup, halime baktım. Çamurlu geceliğimi değiştirmem gerekiyordu. Hemen dolabımdan yeni kıyafetler çıkartarak üzerimdeki kirli geceliği çıkardım. Tam yeni kıyafetimi giyeceğim sırada göğüslerimin etrafındaki, izleri fark ettim. Bunlar Bayan Manoban'ın izleriydi. Parmağımı izlerin üzerinde gezdirmeye başladım. Sanki bir transa girmiş gibiydim. Ruhumda bıraktığı izler kadar güzeldi. Bedenimde onun izlerini taşımak, sonu güzel bitmese bile, kalbimi hızlandırıyordu.
Odamın kapısı çalınınca hızla transımdan uyanıp, üzerimi giyindim. "Gelin."
İçeri giren Jisoo'ydu. Endişeyle hemen kapıya koştum. "Nasıl? Bayan Manoban iyi mi?"
Kapıyı kapatıp, iyice odanın içine girmişti.
Sıkıntıyla bana dönüp "doktor sakinleştirici yaptı. Şimdi uyuyor." Derin bir nefes alarak avcundaki ilaçları gösterdi. "Bunları yastığının altında buldum Jennie. Burada bir haftalık ilaçlar var. Bir haftadır ilaçlarını içmiyormuş. Dikkatli olmalıydın." Beni suçlamaktan ziyade yüzünde suçluluk duygusu vardı."B-ben üzgünüm Bayan Kim. Böyle olacağını tahmin etmeliydim. Bundan sonra daha dikkatli olacağım." Avcundaki ilaçları iyice sıkarak "ben yıllardır onun iyileşmesi için çabalıyorum Jennie. Ne yaparsam yapayım olmuyor. Hiçbir ilerleme göstermiyor. Dayanamıyorum artık. Onu bu halde görmeye dayanamıyorum." Gözleri dolan Jisoo'ya yaklaşarak omzuna elimi koydum. "Sizi anlıyorum Bayan Kim. Emin olun onun iyileşmesini sizin kadar istiyorum. İyileşecek bana inanın. Elimden gelenin fazlasını yapacağım bunun için." Jisoo onu teselli etmeye çalıştığım için minnettar bir bakış atmıştı. Yaşaran gözlerine parmaklarıyla bastırıp boğazını temizledi. "Ne oldu Jennie? Neden ıslak ve çamurlu kıyafetleri yerdeydi?"
"B-ben uyumak için hazırlanıyordum. Yağmur başlayınca pencereden bahçeye baktım. Bayan Manoban bahçede yağmurun altında öylece duruyordu. Birden yere düşünce panikle bahçeye koştum. Onu içeri alıp, kıyafetlerini değiştirmek istemiştim. S-sonra..."
Jisoo gözlerini benden kaçırarak "tamam, detay vermene gerek yok. Onu bu hale getiren şey neydi? Bir şey söyledi mi sana?" Jisoo sanki bilmemem gereken bir şeyi duyup duymadığımı kontrol ediyor gibiydi."Evet söyledi." Gözleri kocaman açılmıştı.
"N-ne söyledi?"
"Bana Marge diye seslendi. Lütfen anlatın bana Bayan Kim? Bayan Manoban'ın bu hale gelmesinin ardındaki gerçek sebep ne? Bilmek istiyorum. Ona yardımcı olabilmem için bilmem gerek."Jisoo omuzlarını sanki büyük bir yükü varmış gibi düşürdü. Yatağıma oturarak "bunu kimseye söyleyemezsin Jennie. Sana anlatacaklarımı hiçkimse öğrenmemeli, anlıyor musun beni?" Ben de yatağın kenarına oturarak başımı salladım. "Söz veriyorum Bayan Kim. Kimse bilmeyecek. Anlatın lütfen."
Uzaklara bakarmış gibi gözlerini karşıya dikti."Marge yani Bayan Margaret Lisa'nın annesiydi Jennie. Bir gece Lisa annesinin aşığıyla babasını aldattığına şahit oldu. Henüz 10 yaşındaydı. O gece babası iş için acil olarak şehir merkezine gitmişti. Küçük Lisa, evde bir yabancı olduğunu ve annesiyle birlikte işledikleri günahı görünce, çocuk aklıyla annesinin zarar gördüğünü düşündü. Korkuyla babasını aradı. Babasına 'evde bir yabancı olduğunu ve annesine zarar verdiğini, hemen gelmesi gerektiğini' söylemişti. Kocasının eve erken döneceğini bilmeyen Bayan Margaret ve aşığı yakalandılar. Karısının ihanetiyle deliren Bay Manoban av için kullandığı tüfeğine sarılıp, Bayan Margaret'in aşığını bahçeye çıkardı. Tıpkı böyle bardaktan boşanırcasına yağmurun yağdığı, göklerin gürüldediği bir gecede, Bay Manoban karısının aşığını öldürmek isterken, aşığının önüne kendini atan çok sevdiği karısını vurdu. Bay Manoban'ın şok halinden yararlanan aşık, oradan kaçmıştı. Bay Manoban çok sevdiği karısını öldürmeye dayanamayarak aynı tüfekle kendi hayatına son verdi. Küçük Lisa'yı ertesi gün bulduğumuzda anne ve babasının cesetleri arasında çamur ve kana bulanmış bir şekildeydi. Kaçan aşığın kim olduğunu bilmiyoruz. Lisa yüzünü hiçbir zaman hatırlayamadı. Bu olayı asla atlatamadı Jennie. Onun yerinde olsaydım belki ben de atlatamazdım. Hep kendini suçladı."
Dehşete düşmüştüm. Duyduklarım karşısında dilim tutulmuştu. Zavallı Bayan Manoban neler yaşamıştı. Nelere şahit olmuştu. Bu... bunlar bir çocuk için çok fazlaydı.
Gözümden düşen yaşla şaşkınca Jisoo'ya bakıyordum. Beni kendime getirmek için sarsmak zorunda kalmıştı. "Jennie, Jennie iyi misin? Kendine gel." Gözlerimden akan yaşları silerek "b-ben çok üzgünüm. Bu kadar ağır şeyler yaşadığını bilmiyordum. Üzgünüm Bayan Kim." Hıçkırıklarım arasında neden özür dilediğimi bile bilmeden özür diliyordum. Ağlamamı durduramıyordum.Jisoo bana sarılarak "senin bir suçun yok Jennie. Onun için yapabileceğimiz tek şey, iyileşmesi için elimizden gelen her şeyi yapmak." Jisoo'nun göğsündeki başımı kaldırdım. "P-peki kaza? Yani herkes Bay ve Bayan Manoban'ın kazada öldüğünü sanıyor."
Jisoo sıkıntıyla "olay yerine polisten önce Babam yani Bay Manoban'ın iş ortağı geldi. Hem Lisa için hem de şirketin geleceği için bu feci olayın kayıtlara bir trafik kazası olarak geçmesini sağladı. Gerçeği bilen yalnızca Babam, ben ve Lisa. Şimdi sen de biliyorsun Jennie. Sana güvenip anlatmamın nedeni, Lisa'ya gerçekten değer verdiğini görmem. Sıradan bir hasta bakıcı değilsin sen. Ona aşıksın öyle değil mi?" Sorduğu soruyla bir ürperme gelmişti. Ona aşık mıyım? Evet ona aşığım. O benim ruhumun, kalbimin ve hatta bedenimin sahibi."E-evet ona aşık oldum." Başımı yere eğerek söylemiştim. Jisoo yataktan kalkarak yanıma adımladı. Çenemden tutarak başımı kaldırdı.
"Biliyor musun Jennie, Lisa aşk nedir bilmez. Yıllardır bu malikanenin içine kapattı kendini, umarım senin aşkın onu iyileştirir. Ve umarım o da bir gün aşkı tadar."Odamdan çıkmak için kapıya yönelmişti. Kapı koluna elini atıp, bana döndü. "İyi geceler Jennie."
"İ-iyi geceler Bayan Kim." Kaşlarını çatarak çıkmadan önce "Jisoo, Jennie. Bana yalnızca Jisoo de." Kapıdan çıkıp gittiğinde, biraz önce duyduklarımın etkisiyle hala şoktaydım.
Bayan Manoban'ın bu halde olmasına şaşırmamak gerekirdi. Bir an böyle bir şeyi ben yaşasaydım ne yapardım diye düşündüm. Kestirmek zordu. Yaşamamış bir insanın bu olay hakkında empati yapması zordu.Uyuyamayacağımı anlayınca Bayan Manoban'ın odasına gitmeye karar verdim.
Sandalyeyi yatağının başına yerleştirip, oturdum. Dudaklarına bir öpücük kondurmaktan kendimi alamamıştım. Belki bu ondan yararlanmak olabilirdi ama umrumda değildi. Dolgun dudakları beni çağırırken durmak neredeyse imkansızdı. Uyurken onu izlemek ve yaşadıklarını düşünmek beni güçsüz düşürmüştü. Baş ucunda yavaş yavaş kendimi uykuya teslim ettim.İyi geceler Manoban. Yemin ederim, mutluluğu her hücrende hissetmeni sağlayacağım. Bana güven aşkım.
Bu kadar dram bana fazla geldi. Ağlıyorum 😿
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!P
FanfictionKendiliğinden gelen bir dürtüyle, ellerim bacaklarından yukarı doğru kaymaya başlamıştı. Pürüzsüzdü. Daha fazla istedim. O sıcak deliğe girmeyi, günah çukuruna düşmeyi istedim. O gece yaşananlar tekrar edilecekti. Geceliğini pürüzsüz teninden sıyır...