(M)KIRK ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2.9K 167 49
                                    



Hafif bir smut 🙄

O zaman Let's go Let's gooo 😸


Lisa

Joy'la Jennie'den gizli seanslarımız işe yaramıştı. Artık arabayla gezintiye çıkabiliyordum. Jennie her ne kadar sürekli sorgulasa da onu bunun gerekli olduğuna ikna etmiştim. Ya da ikna ettiğimi sanıyordum. Biliyorum ondan bir şeyleri gizlemem, onu şüpheye sevk etmem doğru değildi. Ancak, sonunda beni Kore'ye giderken yanında gördüğünde buna değecekti.

Yarın büyük gündü. Jisoo ve Rose'nin arasının günlerdir pek iyi olmadığının farkındaydım. Üstelik bunda benim de payım vardı. Yüzüğü ortalık yerde ondan almamalıydım. Umarım Jisoo yakında Rose'nin gönlünü alacak bir harekette bulunur. Evliliğe hazır olmadığını söylüyor ancak, ben Jisoo'nun harika bir eş olacağına inanıyorum. Rose başından beri Jennie'yle ilişkimizi destekleyip, bize sayısız iyiliklerde bulundu. Üstelik Jennie'nin en yakını diyebiliriz. İki sevdiğimiz dostumuzun hayatlarını birleştirmesi bizim de mutlu olmamız demekti.

Yarın büyük gün! İçim içime sığmıyor ama bunu gizlemeliyim. Jennie yarın benden ayrılacağını düşündüğü için çok üzgün. O yanımda üzülürken benim mutlu olmam pek hoş görünmeyecektir.

Jennie göğsümdeki başını kaldırarak gözlerime baktı. Gözleri yaşarmaya başlamıştı yine. Birkaç gündür sürekli bunu yaşıyorduk. Ne zaman gözlerimiz buluşsa Jennie ağlamaya hazır oluyordu. Bir elimle yanağını okşayarak "hey, ağlamak yok. Anlaşmıştık Jennie." Gözyaşlarını durdurmaya çalışırken "biliyorum ama... engel olamıyorum. Senden ayrı kalma düşüncesi canımı yakıyor Lisa. Gitmek zorunda mıyım? Seninle kalmak istiyorum." Sonunda gözünden bir damla yaş firar etmişti. Açıkçası geç bile kalmıştı.

İki elimi de yanağına yerleştirip, alınlarımızı birleştirdim. Ona ben de seninle geleceğim bu kadar üzülme demek istiyordum ama sürprizimle daha da mutlu olacağını biliyordum. Biliyorum kötü bir sevgiliyim.
"Jennie, sevgilim, ben hep yanında olacağım. Ne olduğunu anlamadan sadece birkaç gün içinde kavuşmuş olacağız."
Hiç ayrılmayacağız bir dakika bile.

Burnunu çekip aynı şekilde ellerini yanaklarıma çıkardı. "Biliyorum, biliyorum. Özür dilerim seni üzmek istememiştim. Sanırım hamilelikten dolayı fazla duygusalım." Kendini gülümsemeye zorluyordu. Hala beni düşündüğüne inanamıyordum. Ben kötü bir sevgiliyim. Ona acı çektiriyorum.
Bir şey söyleyememiştim. Dudaklarımı dudaklarına uzunca bastırmaktan  başka.

Jennie bu öpücüğü değerlendirip, alt dudağımı hapsetmişti. Küçük iniltiler çıkarmaya başladığında, günlerdir yorgunluktan uyuyakalıp onu ihmal ettiğimi anlamıştım. Beni ihtiyaçla öpüyordu. Dilini ağzıma hızla gönderip kucağıma oturdu. Yatak başlığına yaslanıp, ona uyum sağlamaya çalışıyordum. Ellerini saçlarıma daldırıp, öpüşmemizi tamamen kendi kontrolüne almıştı. Altında gittikçe sertleşen şeye sürtünmeyi de ihmal etmiyordu.

Ellerimi kalçalarına yerleştirip onu kendime sertçe bastırdım. Ağzımın içine boğukça inlemişti. Hemen kendini geri çekip nefes nefese "sana ihtiyacım var Lisa. Seni özledim." Kucağımda bana sürtünmeye devam ederken,
kalçasındaki elimi tutup, bir göğsünün üzerine bastırdı. "Bana dokunmana..." göğsünü sıkmam için beni teşvik ediyordu. Hafifçe sıktım. "Mmmmhhh, beni öpmene..." tekrar dudaklarıma uzandı. Açlıkla öpüyordu dudaklarımı.

Kontrolü elime almam gerektiğini artık anlamıştım. Hızlı bir hareketle Jennie'yi altıma aldım. Dudakları memnun bir ifadeyle kıvrıldı.
Beni bacaklarıyla sarıp, kendine bastırmak için topuklarını kalçama bastırıyordu. Üzerindeki t-shirtü hızlıca çıkarıp "sanırım bu azgınlığın da hamilelikten kaynaklı Jennie." Göğüsleri açığa çıktığında beni aniden çevirerek altına aldı. Pantolonumun düğmesini ve fermuarını açarken gözlerime derince bakıp "senin için her zaman hazır olduğumu biliyorsun Lisa."

Pantolonumu bacaklarımdan hızla sıyırıp bir kenara attıktan sonra, kendi pantolonunu da çıkardı. Tekrar kucağıma yerleşirken, çıplak tenlerimizin birbirine temasıyla bile inlemiştik.
Ne kadar ıslak olduğunu tahmin bile edemezdiniz.

Jennie

Günlerdir Lisa'ya olan açlığım sonunda dayanamayacağım noktaya gelmişti. Henüz Kore'ye gitmeden sanki ondan ayrılmış gibiydim. Kucağında çıplak sertliğine sürtünüp, ıslaklığımı her yerine bulaştırıyordum. İtiraf etmeliyim hamilelik her duyguyu aşırı hale getirmişti. Buna Lisa'nın da fark ettiği gibi azgınlık da dahildi. Sırtını yatak başlığına dayamış sevgilimin boynunda dudaklarımı ve dilimi gezdiriyordum.

Lisa birden aklına yeni gelmiş gibi "Jennie, bebeğimiz? Ona bir şey olmaz değil mi?"
Boynunu bırakıp çenesine minik bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerine baktım.
"Merak etme sevgilim. Hamile insanlar da seks yapabiliyor. Şimdi bunu düşünmeyi bırak ve benimle ilgilen." Lisa, duyduklarından sonra beni tekrar altına alarak dilini boynumdan aşağılara doğru kaydırmaya başladı. Karnıma geldiğinde oraya bir öpücük bırakarak, bir süre duraksadı. Parmaklarımı saçlarının arasına geçirdiğimde, onu yönlendirerek başını  bacaklarımın arasına doğru ittim. Nefesi ıslak girişime vurduğunda titremiştim.
Birden dudaklarını vajinama bastırıp ardından dilini kullanmaya başladı. Kendimi tutamıyordum. İnlemelerimi bastıramıyordum.
"Lanet olsun Lisaaahhh, aahhhh aahhhh, devam et. Tanrım... geliyorum mmmhhhh."

Bu kadar çabuk boşalmayı beklemiyordum. Ama Lisa'nın diliyle yaptığı o lanet derecede müthiş hareketler, beni buna zorlamıştı. Dinlenmeye bile gerek duymadan hızla tekrar Lisa'yı yatakta çevirip altıma aldım.
Şaşırmamıştı. Pürüzsüz teninde tırnaklarımı gezdirerek, iz bırakmayacak çizgiler bırakıyordum. Lisa'nın vücudu kasılıyordu "Jennie, senin bir kedi olduğunu biliyordum." Tırnaklarımı daha sert bastırmaya başladığımda "aahhh, J-Jennieee." Sertliğini elimle kavrayarak "üzgünüm sevgilim, bunun izi kalacak." dedikten sonra aşağıya doğru inerek Lisa'nın sertliğinin ucunu dudaklarımın arasına aldım. Gözlerini kapatıp başını iyice arkaya atmıştı. Beklemeden dudaklarımı kaydırarak, ağzımla git gel yapmaya başladım. Lisa, başını kaldırarak bana bakmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayarak ağzıma boşalmıştı. Dudağımın kenarından taşan menilerini  parmağıyla temizleyerek, beni kendine doğru çekti. Çıplak bedenimi kucağına oturtarak bana sarıldı. Bacaklarımı Lisa'nın beline dolamıştım. Bir süre yatağın ortasında öylece kaldıktan sonra omzuma dudaklarını bastırıp "bütün hayatımı seninle geçirmek istiyorum Jennie. Hiçbir şeyden korkmadan, senin sıcaklığına sarılmış bir şekilde."

Konuşurken nefesinin tenimde bıraktığı hissi atlatmaya çalışarak "seni çok seviyorum Lisa. Artık korkmana gerek yok." Daha yolun başında olduğumuzu biliyordum. Lisa'nın yıllar süren inzivası kolayca bitemeyecek kadar yerleşmişti kalbine ve aklına. Onun sancılarını atlatmak için elimden geleni hatta daha fazlasını yapmaya hazırdım.

Yarın uzun bir yolculuğa çıkacağımı ve Lisa'dan ayrılmak zorunda olduğumu tekrar hatırladığımda biraz önceki mutluluğum yarım kalmıştı. Bu kısa süreli ayrılığı atlatırsam bundan sonra her şeyi atlatabilirim diye düşündüm. Sevgilimin kollarından istemeyerek de olsa ayrılıp, temizlenmek için banyoya girdim.

Çıktığımda Lisa'nın uyuyakaldığını görmüştüm. Bir haftadır her gün böyle oluyordu. Sorduğum zaman beni tatmin edecek açıklamalar yapamasa da ona güvenmeyi seçtim. Üzerini örterek, eşyalarımı hazırlamak için odama geçtim. Hamileliğimin 8. haftasındaydım. Karnım kendini çok belli etmiyordu. Ailemle karşı karşıya geldiğimde bebeğimden bahsetmesem anlaşılmazdı bile.
Peki onlara bebeğimden bahsetmeli miydim? Babam evlilik dışı hamile kaldığımı öğrenirse sert tepki verebilirdi. Onu tanıyordum. Üstelik bu haberi Lisa yanımdayken, onun elini tutarken vermek isterdim. Bunları düşünmemeliyim. Valizimi hazırlamam gerekiyor.


Jennie bebeğim Lisa'nın elini tutarak söyleyeceksin hazır ol 😸








.

MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin