O zaman Let's go Let's gooo 😸Lisa
Yağmur bizi günahlarımızdan arındırabilir mi?
Evrenin başlangıcından itibaren dünyaya düşmüş her yağmur damlasını toplamış olsaydım bile bu günah temizlenmezdi. Nuh'un Büyük Tufan'ı bile bütün dünyayı baştan başa yıkadı. İnsanlar yine de günah işlemeye devam ettiler. Yeniden başlamak diye bir şey yok! Geçmişi silemezsiniz.Tıpkı böyle bardaktan boşanırcasına yağmurun yağdığı, böyle göklerin gürlediği bir gecede, telafisi olmayan bir günah işlendi. Bu gözler o günaha şahitlik etti. Bu gözler işlenen günahın bedelini görerek, görme hakkını kendinde bulmaya cüret ederek ferini kaybetti. Ben o gün karanlığa gömüldüm işte. O gün yaşamaktan vazgeçtim. Neden? Neden yaptın anne?
Dudaklarıma değen dudakları öyle ürkekti ki, sanki beni incitmekten korkuyordu. Oysa benim incinmemiş tek bir yerim yoktu. Gözlerime istekle bakan bu kadın, aynı o geceki günahkar gibi bakıyordu. İyice baktım gözlerine. Belki onun işlediği bu günahın nedenini anlarım diye. Belki... belki işlediği günaha değmiştir diye. Daha fazlasını istedim. Daha fazla bilmek istedim. Islak geceliği vücudunun bütün kıvrımlarını gösteren kadını, yatağıma davet ettim.
Bir an bile tereddüt etmeden davetimi kabul etmişti. Günah işlemeye bu kadar istekli olanlar, cehennemde yanmaya razı olanlardı. En başından bilirlerdi yanacaklarını. Bile bile ateşe yürümek cesaret işi miydi, yoksa aptallık mıydı? Titreyen bedenini kucağıma yerleştirdiğinde anlamıştım, durmayacaktı.
Böyle mi kandırıyordu şeytan günahkar kulları? Böyle mi kandırıyordu aşk yalanıyla? Kucağımda kendini sertliğime sürten kadın, kalbimi mi istiyordu yani?Kendiliğinden gelen bir dürtüyle, ellerim bacaklarından yukarı doğru kaymaya başlamıştı. Pürüzsüzdü. Daha fazla istedim. O sıcak deliğe girmeyi, günah çukuruna düşmeyi istedim. O gece yaşananlar tekrar edilecekti.
Geceliğini pürüzsüz teninden sıyıran kadının vücuduna istekle baktım. Yuvarlak ve dolgun göğüslerinin uçları kabarmıştı. Elimi uzatıp, ona dokunduğum an tüm bedeni titremişti. Bu kadar mı acizdi? Tutku, şehvet, zevk... bunlar insanoğlunu yoldan çıkaran şeylerdi.
Felaketimiz olacak Jennie... bu gece bizim... felaketimiz.
Jennie
Tek bir dokunuşuyla beni yaprak gibi titreten kadına bedenimi sunuyordum. Yaptığım yanlış mıydı? Onu bu kadar arzularken, geri mi çekilmeliydim? Siz olsanız ne yapardınız? Karşı konulamaz güzellikteki bu kadını geri çevirebilir miydiniz?
Bedenimi ele geçiren bu görünmez ateş, ıslak deliğimde kendini açığa çıkarıyordu. Hiç bu kadar istememiştim. Hiç bu kadar yanmamıştım. Dışardan gelen yağmur sesleri nefes seslerime karışıyordu. Elini göğsümde tanımak istercesine gezdiriyordu. Avuçları, parmak uçları tenime uyumlu olduğunun titreşimlerini gönderiyordu. Biz birbirimiz için yaratıldık Manoban. Bunu görmemek, hissetmemek için aptal olmak gerekirdi.
Daha fazla dayanamayıp, üzerine uzanarak çıplak göğüslerimi göğüslerine yasladım. Dudaklarına tekrar kapanmak istedim. Ağzının içindeki sıcaklığı istedim. Hapsettim dudaklarını, hapsettim nefesini nefesime. Elimi kasıklarımızın arasına indirerek, kalçamı hafifçe yukarı kaldırdım. İç çamaşırını el yordamıyla aşağıya çekip, sertliğini serbest bıraktım. Dudaklarından ayrıldığımda hızlı nefeslerimiz ıslak dudaklarımızı yalayıp geçiyordu. Beklemeden penisini elimle kavradım. Doldurulma arzusuyla yanan sırılsıklam kızlığımın girişine getirdim. Buradan dönemezdim, dönemezdik ikimiz de.
Asla dönmek istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!P
FanfictionKendiliğinden gelen bir dürtüyle, ellerim bacaklarından yukarı doğru kaymaya başlamıştı. Pürüzsüzdü. Daha fazla istedim. O sıcak deliğe girmeyi, günah çukuruna düşmeyi istedim. O gece yaşananlar tekrar edilecekti. Geceliğini pürüzsüz teninden sıyır...